Önce, mahkemede yaþanan bir “komedi”yi aktarayým:
Bir Bakanlýkta Dýþ Ticaret Uzmaný olarak çalýþan ve darbe giriþimi sonrasý ihraç edilen Mehmet Ö. adlý sanýk, soruþturma sürecindeki ifadesinde FETÖ ile irtibatlý olduðunu kabul ediyor.
Bu kiþi, ByLock programýný 2014’te kurmuþ.
2010 yýlýnda ABD’ye giderek FETÖ elebaþý Gülen’i ziyaret etmiþ.
2012 yýlýnda da bir kez daha ABD’ye (Pensilvanya’ya) gitmiþ. Bu ziyaretinde ona Adil Öksüz refakat etmiþ.
Ýlk ifadesinde bunlarý anlatan FETÖ’cü Mehmet Ö., mahkemeye çýkýnca aðýz deðiþtiriyor. Örgütün verdiði talimatlar doðrultusunda savunma yapýyor ve “baský altýnda ifade verdiðini” söylüyor.
Peþi sýra bir dizi “yalan...”
Mahkeme heyeti (elde yeterli bulgular bulunduðu için) bu sahtekârlýðý yutmuyor tabii ve sanýða “üst sýnýrdan” 9 yýl aðýr hapis cezasý veriyor.
Komedi de bundan sonra baþlýyor...
Sanýk (yani “hükümlü”), kolluk güçleri tarafýndan salondan çýkarýlýrken, son bir umutla mahkeme heyetine dönüp, “Lütfen, tekrar dinleyin, konuþacaðým” diye yalvarmaya baþlýyor.
Hakkýnda hüküm çýktýðý için, bu talebi kabul görmüyor ve cezaevine gönderiliyor.
Mehmet Ö., ilk saniyede çözüldü...
Muhtemelen, bundan sonra “avukatlarý” aracýlýðýyla duruþmanýn yeniden görülmesi için mahkemeyi dilekçe yaðmuruna tutacak ve itirafçý olduðunu, bu kez “gerçekleri anlatacaðýný” açýklayacak ama geçmiþ olsun...
Ben, benzeri bir piþmanlýðý, “Kral kim? Kralý bulun?” deyip kafa karýþýklýðý yaratmaya çalýþan ve bazý sazanlarý da peþinden sürükleyen suikast zanlýsý tümgeneralden bekliyorum.
Önceki gün Muðla’da görülen “suikast davasýnda”, aralarýnda mezkûr tümgeneralin de bulunduðu 22 sanýk hakkýnda 4’er kez aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasý verildi. (Diðer sanýklar da aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasýna çarptýrýldýlar.)
Birçoðu, darbeciliði “oyun” sanýyordu.
Baþarýlý olacaklarýný düþünüyorlardý ve baþarýsýzlýðýn aðýr faturasýyla karþý karþýya býrakýlmayacaklarýna inanýyorlardý ya da buna inandýrýlmýþlardý.
Bu nedenle (aldýklarý güvencenin rahatlýðýna yaslanarak) duruþmalarda, örgütten gelen talimatlar doðrultusunda ifade verdiler ve cürümleri ortada olduðu halde, açýkça “inkâr” yoluna saptýlar.
Fakat görüldü ki, “Fetullahçý taktik” mahkemede sökmüyor ve sanýklarý “diri” tutmak için yapýlan telkinler (“Çok yakýnda kurtuluyorsunuz”, “En geç Eylül ayýnda dýþarýdasýnýz”, “Kasým ayýný bekleyin”, “Nevbaharda filizler göðerecek” vs...) iþe yaramýyor.
Bundan sonra “çözülmeler” hýzlanacak, “piþmanlýklar” artacak.
Hatýrlayacaksýnýz, ceza alan sanýklardan bir kýsmý (özellikle “Paþa” lakaplý astsubay ve yakýn birkaç arkadaþý), yakayý ele verdikten sonra etkin piþmanlýk yasasýndan yararlanmak istediklerini ve itirafçý olacaklarýný bildirmiþlerdi.
Hatta “itiraflarda” bulunmuþlardý.
Ýtiraflarý boþ çýktýðý gibi, mahkemede yaptýklarý savunma da (çünkü silahlarýyla ve “cürümleriyle” suçüstü yakalanmýþlardý) inandýrýcý bulunmadý.
Bu durumun, ayný zamanda ciddi bir “mali krizle” boðuþan örgüt çevrelerinde büyük bir moral bozukluðuna yol açtýðýný ve sanýklarýn, baþlarýna bu iþleri sardýran terör elebaþýna yönelik bir suçlama içinde olduklarýný, bundan sonra terör elebaþýný hedef alan açýklamalarda bulunacaklarýný tahmin etmek zor deðil.
FETÖ elebaþý “bahar” diyordu.
Bahara þunun þurasýnda ne kaldý?
Hem “çözülecekler”, hem de inþallah ilelebet silinecekler!