Bazý BDP’li vekillerin Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ü ziyaret etmeleri üzerinden oluþturulan “yeni bir görüþme” süreci baþlýyor havasý, çok da reel karþýlýðý olan bir iklime iþaret etmiyor. Bir kere, öncelikle görüþme talebinin BDP’li vekillerden geldiðinin altýný çizmek gerekiyor.
Cumhurbaþkaný Gül’ün, BDP’lilere terör örgütünden baðýmsýz bir tavýr almalarýný tavsiye etmesi, çok tabii bir durumun tezahürüdür. Buradan, Gül’ün öncülüðünde ‘yeni bir Oslo süreci baþlýyor’ sonucu çýkmaz. Ýþin özeti, Cumhurbaþkaný önemli tespitlerde ve tavsiyelerde bulunmuþtur.
Selahattin Demirtaþ’ýn sonradan, “Baþbakan Erdoðan’ý zorluyoruz, Cumhurbaþkaný Gül de durumdan rahatsýz, MHP olmasa da CHP bu sürece destek vermeli ve müzakere baþlamalý” þeklindeki açýklamalarý, doðal olarak çýtayý yükseltmiþ ve bir beklenti oluþturmuþtur.
***
Elbette, iyi þeylerin olmasýný beklemek hepimizin hakký. Ancak, dozu yükseltilmiþ beklentilerin, sonunda büyük hayal kýrýklýklarý doðurabileceðini de unutmayalým.
Bu konuda, AK Parti iktidarýnýn stratejisi bir takým dolambaçlý yollara gerek duyulmayacak kadar açýk ve nettir.
Baþýndan beri, esas olan demokratik reformlarýn hayata geçirilmesidir. Terörle mücadele en kararlý bir þekilde yürütülürken bile, ‘demokratik açýlýmýn’ sürmesi bu politikalarýn bir sonucudur. Oslo benzeri giriþimler ikincil unsurlardýr.
Çok açýk ki, iktidar bu süreci çok kapsamlý bir seçenekler yelpazesi içinde sürdürüyor. Demokratik açýlým, terörle mücadele ve Oslo benzeri süreçler, benzerlikler içermekle birlikte ayrý muhtevalarý olan, farklý enstrümanlarla yürütülen bir toplu strateji bütünüdür.
Dolayýsýyla, bir takým dönemsel heyecanlara kapýlarak yürüyen bu süreçten, zamansýz beklentiler oluþturmak çok gerçekçi sonuçlar üretmeyebilir.
Kaldý ki, Baþbakan Tayyip Erdoðan belli aralýklarla, “Terörle mücadele, siyasetle müzakere”, “Kan duracaksa, MÝT Ýmralý’yla da görüþür” þeklindeki deðerlendirmeleriyle, iktidarýn bu konudaki stratejisini en net þekliyle ortaya koyuyor.
Yani, devlet bir yandan örgütün eylem kapasitesini kýracak bir mücadele yürütüyor, bir yandan da demokratik açýlýmla toplumla arasýnda bir gönül iklimi oluþturuyor.
Bir baþka deðiþle, geçmiþten alýnan dersleri ve tecrübeleri de dikkate alan devlet, sonuca ulaþmak için farklý enstrümanlarý kullanarak çok seçenekli bir politika yürütüyor.
Ama, hiçbir zaman hayalcilik üretmiyor.
***
Siyasi iktidarýn yol haritasý bellidir ve doðal akýþý içinde de yürüyor. Burada önemli olan, legal bir siyasi parti olan BDP’nin ‘çözüm’ noktasýnda sahici bir irade ortaya koyup koyamayacaðýdýr.
Son günlerdeki açýklamalarý, “Bu iþte biz de varýz” þeklinde okunabilir. Ancak, bu açýklamalarýn hem iktidar hem de toplum nezdinde güvenilirliði þüphelidir.
Mesela, Baþbakan Erdoðan bu açýklamalarýn hemen ardýndan kolay kolay “Haydi gelin konuþalým” demeyecektir. Dolayýsýyla BDP, ciddi bir irade sýnavý ile karþý karþýyadýr.
BDP, “Ben bir muhatabým” diyebilmesi için öncelikle terör örgütünden ayrýþan siyasal bir kimlik ortaya koymak durumundadýr.
Açýkçasý, her gün þehitlerin geldiði bir ortamda þiddete karþý açýk bir tavýr ortaya koymadan, inandýrýcýlýk çok da kolay olmayacaktýr.