Çözüm Süreci’nin devam edip nihayete ermesi bir yönüyle oldukça basit adýmlara baðlýyken, diðer yandan sofistike bir sorunun yapýbozuma uðramasý anlamýna geliyor. Ortaya çýkacak yapýbozumu ve ‘yeni hali’ göz alamayan yaklaþýmlarýn, Çözüm Süreci’ne dair baþý sonu belli ve tutarlý davranýþlar sergilemeleri mümkün deðil. Baþka bir ifadeyle, Çözüm Süreci neticesinde ortaya çýkacak ‘yeni halden’ nasýl bir iktidar devþirileceði konusunda zihniniz berrak deðilse, süreci yönetme beceriniz de ayný oranda sýkýntý yaþayacaktýr.
PKK’nýn, Türkiye’de devam eden Çözüm Süreci’nden Suriye’de bir iktidar devþirmeyi hedeflemesi yaþanan týkanmanýn ve krizin temel sebebi. Bu elbette imkânsýz bir misyon. Öncelikle rasyonel bir zeminden yoksun olduðu gibi bölgesel jeopolitiðin de hiçbir yerine oturmuyor. Suriye isyanýnýn açtýðý alanda, de facto devletsiz bir bölgede, konjonktürel bir boþluðun sebep olduðu zeminde, fazlasýyla abartýlý ve kurgu bir söylemin yarattýðý sürreel bir durum tecrübe ediliyor. Sahada yaþanan bu sürreel duruma dikkat çekmenin bir sýnýrý var. Son tahlilde, gerçeklikle yüzleþmemek için her türlü kurgunun peþinden koþan bir aklýn karþýsýnda yapýlabilecek fazlaca bir þey bulunmuyor.
Özellikle Ankara dýþýndaki baþkentlerin PKK ile dolaylý taktiksel ve istihbari temaslarýný BM Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olmuþ tadýnda ele alan örgüt aklýný sakinleþtirmek kolay deðil.Kürtlerin; Irak’ta ciddi anlamda sýkýþtýðý, Ýran’da neredeyse her hafta birkaç siyasi aktörünün idam edildiði, Suriye’de Baas rejiminin gölgesinde isyanýn hedefi olduðu ve binlercesinin hayatýný kaybettiði, yüzbinlercesinin mülteci konuma düþtüðü bir Ortadoðu denkleminde, örgüt aklý hâlâ namlusunu Türkiye’ye çevirerek bir siyasal çýpa elde edeceðini düþünüyor. Farklý baþkentlerle yaptýklarý temaslarýn sýradan bir neticesi olan bu yaklaþýmýn, Çözüm Süreci bir yana, toplamda Kürtlere bir hayrý olmayacaðý izan sahibi herkesin teslim edeceði bir hakikat.
Küresel medya manipülasyonlarýndan Suriye’de Kanton yönetimi çýkarabileceklerine ciddi anlamda inanmýþ görünüyorlar. Pozitif bir gündemleri, baþý sonu belli bir gelecek tasavvurlarý bulunmuyor. Erbil I ve Erbil II Antlaþmalarýný hayata geçiremeyip, Dohuk Antlaþmasý’yla IKBY ile belli bir zeminde mutabakata varan PYD; sadece Dohuk Antlaþmasý’ný vücuda getiren þartlar ve kuvvetle muhtemel hayata geçmeyecek tabiatýna odaklanarak bile çok daha rasyonel bir çizgiye gelebilir. Maalesef bu bile zayýf bir ihtimal olarak görülüyor.
Kürtler açýsýndan, baþý sonu belli, çerçevesi ve sigorta poliçesi olan tek kurucu adým, Çözüm Süreci’nin devam ederek PKK’nýn Türkiye’ye düþmanlýk defterini tam anlamýyla kapatmasýdýr. Ana gövde Kürt nüfusun yaþadýðý Türkiye’ye düþmanlýk yapýp, Irak Kürtlerini tehdit altýnda tutarak var olmaya çalýþan bir yaklaþýmýn gideceði hiçbir yer bulunmuyor. Meseleye bu zaviyeden bakýldýðýnda, Çözüm Süreci’ne dair PKK’nýn ortaya çýkacak nihai neticeyle kavga etmesinin yarattýðý kýsýr döngü daha da berrak hale geliyor. Sonuçta, Türkiye’de silahlý bir örgüt olarak var olamayacaðý basit gerçeðiyle yüzleþmesi gerekiyor. Bu, bir yönüyle zaten bir totoloji. Elbette ki Çözüm Süreci’nin neticesinde PKK’nýn yerini siyaset ikame edecekti. Yýllardýr Kürt meselesi dünyasýnda yaþayanlarýn tek argümaný da bu deðil miydi? Kendi kehanetleri ile bu denli kavga etmenin ortaya çýkardýðý absürt durumu daha ne kadar tecrübe etmeyi düþünüyorlar?
Çözüm Süreci’nin hemen baþýnda iyice gün yüzüne çýkan ‘PKK’nýn siyasallaþma fobisi’, makul veya makul olmayan taleplerin karþýlanmasýndan da hýzla bir kopuþ yaþýyor. Son tahlilde ‘siyasallaþma fobisini’ ortadan kaldýrmak PKK’nýn dýþýndaki aktörlerden çok daha fazla kendi sorunu. Siyasi iktidar vesayet rejiminin bütün fobileri ile teker teker yüzleþmiþken, PKK’nýn korkularýyla baþ baþa kaldýðý bir süreci tecrübe ediyoruz. Suriye’de konjoktürel bir ‘habitat inþa etme’ kurgusu,bu korkularý bir süre kamufle edebilir. Lakin son tahlilde acý bir yüzleþme kaçýnýlmazdýr.