Pazartesi günü, “Aksilik olmazsa tarihi bir haftaya giriyoruz” demiþtik, öyle de gidiyor.
Tarihi önem þurada... Türkiye’nin yakýn dönemde 30 yýllýk, uzak tarihte ise asra varan bir numaralý sorunu için kritik önemde günler yaþanýyor ve yarýnki Nevruz’la birlikte geri dönüþsüz bir adým atýlmýþ olacak. Bu adým, ülke içindeki PKK’lýlarýn muhtemelen yaz aylarýnda ve muhtemelen Haziran’da sýnýrdýþýna çýkmalarýdýr.
Abdullah Öcalan’la her görüþmede olduðu gibi, önceki BDP heyeti ile yapýlan görüþmede de bu karar teyid edildi. Çözüm sürecinde sona doðru gidiliyor. BDP heyetinin Ýmralý’da yaptýðý son görüþmeden sonra PKK’nýn eylemsizlik ve sýnýrdýþýna çekilme kararý kesinleþti, Yani, barýþ süreci, tempo kaybetmeden ve kamuoyuna yansýdýðý þekliyle ve dolayýsýyla kamuoyunun gözü önünde hýzla geliþmeye devam ediyor.
‘Akil adamlar’ için ön þart yok
Hava kesinlikle olumlu ancak çekilmenin de bir prosedürünün olmasý gerekiyor.
PKK’nýn sýnýrdýþýna çekilmesi elbette güvenlik güçlerinin baþlarýný çevirmeleriyle olabilecek bir þey deðil.
Bunun için bir hukuk oluþmasý her açýdan zaruri. Hukuk oluþmasý demek bir yasal düzenleme yapmak anlamýna gelmiyor.
Öcalan’ýn Nevruz’da yapacaðýný ilan ettiði açýklama öncesinde bu yönde bir adým atýlmasý veyahut da irade beyaný ifade edilmesi yeterli olacak. Nitekim, Baþbakan daha önce sýnýrdýþýna çekilenlere dokunulmayacaðýný söylemiþti. Dün de Danimarka’ya giderken Meclis’te olmamakla birlikte bu konuda bir düzenleme yapýlabileceðini ifade etti. Hükümet bu adýmýn içeriði üzerinde çalýþýyor.
Bir gereklilik de çekilmenin denetlenmesi...
PKK’lýlarýn sýnýrý bir denetim heyeti nezaretinde terk etmesi en ideal yöntem. Öcalan’ýn bu konuda bir ön þartý bulunmuyor. Heyetin kimlerden oluþacaðýna dair bir liste dayatmasý yok. Siyasi kimlik de önemli deðil. Vicdani ve insani hassasiyetleri bilinen ve kamuoyunun tanýdýðý isimler bu heyette bulunabilir. Baþbakan, akil adamlar heyetine taraftar olduðunu belirterek, “Bu yönteme daha önce kapý açmýþtým. Heyetin aðýrlýðýnýn olmasý lazým”diyerek yeþil ýþýk yaktý.
Silahlý çýkacaklar, silahsýz dönecekler
Buraya kadar birinci aþama... Yani, sýnýrdýþýna çýkýþ aþamasý. PKK, daha önce de kýsa süreli de olsa eylemsizlik kararlarý aldý ve sýnýrdýþýna çekildi. Bu kez arada büyük bir fark var. Artýk geri dönüþsüz bir sýnýrdýþýna çekilme kararý alýnýyor.
Çözüm süreci bu kararýn ardýndan iþlemeye devam edecek. PKK’nýn sýnýrdýþýna çekilmesinin ardýndan devletin de Kürt sorunu konusunda eli büyük ölçüde rahatlayacak. Sonraki adýmlar zaten anayasal veya yasal düzeyde düþünülen düzenlemeler olacak.
Ýkinci aþamada ise sýnýrdýþýna silahlý olarak çýkan PKK’lýlarýn büyük bölümü silahsýz olarak dönerek topluma karýþacaklar.
Evet, PKK daha önce de eylemsizlik uyguladý ama hiç silah býrakmadý. Bugün saðlanmaya çalýþýlan silahsýzlanma ve ardýndan da siyaset yoluna yönelmedir.
Ýþte bu aþama, “terör sorunu” açýsýndan tam çözüme yakýn olma halini ifade ediyor. “Kürt sorunu” için de bu kredi, atýlacak adýmlarý rahatlatan bir imkan döneminin baþlamasý demek. Türkiye’nin topyekün demokratikleþmesi için gereken anayasal ve yasal düzenlemeler yapýlacak.
Türk, Kürt ayýrmaksýzýn her etnik kökenden insanýn birlikte ve ayrýmsýz demokratikleþmesi...
Sorunun çözümü de zaten baþtan beri bu formülde gizliydi.