Çözüm Süreci’ne 90 milyar liralýk katký

Türkiye’nin toplumsal ve siyasi sorunlarýný barýþçýl yöntemlerle çözme kapasitesi arttýkça dünyanýn ve piyasalarýn Türkiye’ye olan güveni de artýyor. Bu güveni arttýran en son adým Çözüm Sürecioldu. Süreç, ne kadar sürerse sürsün, Türkiye’nin terörü eninde sonunda bitireceði, Kürt kökenli vatandaþlarýný sisteme barýþçýl araçlarla entegre edeceðine dönük inanç her geçen gün artýyor.

‘Geleceðin Türkiyesine güvenmek’ soyut ve muðlak bir kavram gibi dursa da, bu iyimserliðin maddi karþýlýðýný görmeye baþladýk bile.

Önceki gün gerçekleþtirilen Ýstanbul’a üçüncü havalimaný ihalesinde verilen 22 milyar 152 milyon euroluk kira bedeli ve 10 milyar euroyu aþan inþaat yatýrýmý (toplamda vergilerle birlikte 90 milyar lirayý aþýyor) yarýnýn Türkiyesine olan inancýn hangi seviyelere ulaþtýðýný da kanýtlýyor.

Hiç þüphe yok ki bu kadar yüksek bir ihale bedelinin oluþmasýnda Çözüm Süreci’nin de payý büyük. Bu ihale terör saldýrýlarý sürerken gerçekleþtirilmiþ olsaydý herhalde rakam bu kadar yüksek çýkmazdý. Ya da bu ihale 1990’lý yýllarda, geleceðe dönük ümitlerin zayýf olduðu günlerde yapýlmýþ olsaydý herhalde rakam 90 milyar lira deðil, 5 milyarý bile zor bulurdu.

Havalimaný ihalesinin Cumhuriyet tarihimizde bir eþi benzeri daha yok. Bu ihalede resmen havadan para yaðdý. Ýhaleden elde edilecek gelir birçok ülkenin milli gelirinden bile fazla. Kimse parasýný çöpe atmak istemez. Belli ki iþ dünyasý yarýnlara çok güveniyor...

Ýhaleden gelecek gelir, bir yönüyle geleceðin Türkiyesinin finansmaný anlamýna da geliyor. Yani geleceðe dönük iyimserlik geleceðin daha iyi olmasýnýn garantilerinden biri oluyor.

***

Piyasalardaki iyimserlik Ýstanbul ihalesiyle sýnýrlý deðil: Faizler düþme eðiliminde. Türkiye hemen hemen her alanda piyasalarýn yýldýzý konumunda ve geleceðe dönük tahminler ekonominin daha iyiye gideceðini gösteriyor. Piyasalarýn beklentisi Türkiye’nin kredi notunun iyileþeceði, bunun da piyasalara daha fazla iyimserlik pompalayacaðý yönünde.

Elbette bundan sonra da iniþler çýkýþlar olacaktýr. Ancak þurasý bir gerçek, Türkiye’deki deðiþim yapýsaldýr, yani gelip geçici dönemsel bir iyileþmeden bahsedilemez. Türkiye son 150 yýldýr süren çabalarýnýn sonuçlarýný alýyor. Menderes’in, Özal’ýn ve diðer liderlerin tohumlarýný attýðý içtimai, siyasi ve iktisadi yatýrýmlar meyvelerini daha yeni yeni veriyor.

Kýsacasý sorun çözme kapasitesini arttýrmýþ olan Türkiye’nin kalkýnmadaki adýmlarý bundan sonra çok daha büyük ve hýzlý olacaktýr. Havalimaný ihalesinde elde edilen rakamlar bunun ilk örneðidir.

Kitaplar

Kitap dünyasýna dönecek olur isek okunmasýnda büyük yarar gördüðüm ilk kitap Christopher de Bellaigue’e ait ‘Patriot of Persia’ (Vintage, 2012). Kitap ABD ve Ýngiltere destekli darbeyle devrilen Ýran Baþbakaný Muhammed Musaddýk’ýn hayatýný anlatýyor. Ýran’ý ve Ortadoðu’nun geri kalmasýnda Batý’nýn rolünü anlamak isteyenler için çok faydalý bir kitap.

Henüz bitirdiðim bir diðer kitap ise Bahçeþehir Üniversitesi Öðretim Üyesi Özlem Kumrular’ýn ‘Ýslam Korkusu, Kökenleri ve Türklerin Rolü’ adlý kitabý. Çalýþma, Doðan Kitap’tan çýkmýþ. Kumrular, bugünü de anlamamýza yarayacak çok kýymetli bilgileri, akademik yönünü kaybetmeden çok rahat okunabilir bir dille anlatmýþ. Türk-Avrupa iliþkileri ve Batý-Ýslam iliþkileri meraklýlarýna tavsiye olunur.