Ýmralý heyeti’ tartýþmalarýyla geçirdiðimiz haftalardan sonra, ‘Ýmralý sýzýntýsý’ da yeni kayýp zaman endiþelerine neden oldu. Her kayýp zamanýn çözüm sürecinde ‘uzatmalara’ neden olacaðý endiþesi bu.
Ancak, iki Ýmralý heyetindeki isimlerin katýlýmýyla oluþan ekibin Kandil ziyaretinin gecikme olmaksýzýn yapýlmasý ve ‘olumlu’ haberlerle dönmesi bu endiþeyi önemli ölçüde azalttý. Olumlu haberlerin ilki, PKK’nýn Kandil’e kaçýrdýðý kiþileri ‘en kýsa sürede’ serbest býrakacak olmasý. Ýkincisi de Kandil’in Öcalan’ýn ‘silahlarýn susmasý ve sýnýr dýþýna çekilme’ yoklamasýnýn karþýlýk bulduðuna dair ‘izlenim’. Ýzlenim diyorum, çünkü henüz Kandil’in Öcalan’a cevabý açýklanmýþ veya Ýmralý’ya ulaþtýrýlmýþ deðil. Þimdilik, Kandil’den yapýlan açýklamalar ve heyetten gelen ilk izlenim “Öcalan’ýn iradesinin aksine bir tutum alýnmayacaðý” yönünde. Ancak Kandil, yani PKK ve Avrupa kanadýnýn da, BDP’nin de Öcalan’ýn kararlarý sadece MÝT’le doðrudan görüþerek almasýndan çok mutlu olmadýðý açýk. Bu mutsuzluk, “Öcalan’ýn Kandil’le doðrudan görüþmesi” talebi þeklinde kamuoyuna yansýdý bile. Bunun ne kadar mümkün olduðu tartýþýlýr. Öcalan’ýn, mesajlarýnýn Kandil’e ulaþtýrýlmasý ve cevaplarýn kendine getirilmesi konusunda bir güvenlik endiþesi taþýmadýðý biliniyor. Devlette de bu endiþe yoksa, doðrudan görüþmeye gerek duyulmayacaktýr.
Çözüm sürecinin Ýmralýayaðýnda “Öcalan’ýn mesajýnýn Kandil’e iletilmesi, cevabýn Ýmralý’ya getirilmesi” aþamasý tamamlandý.
Þimdi gündemimizde üçüncü Ýmralý heyetinin ne zaman adaya gideceði, heyette kimlerin olacaðý var. Ýkinci heyetin Öcalan’la yaptýðý görüþmelere iliþkin notlarýnýn basýna sýzdýrýlmasýnýn heyetteki isimleri etkileyeceði konuþuluyor. Sýzdýrmakla suçlanan BDP’liler yalanlasa da, Baþbakan Erdoðan’ýn “Ýsimleri biliyoruz” sözü isim deðiþikliðine iþaret ediyor. Ancak bu kez heyet oluþturma sürecinin uzun sürmeyeceði söylenebilir. Çünkü süreci yürüten isimlerden Adalet Bakaný Sadullah Ergin 24 TV’deki açýklamasýnda “Bir mesaj gitti Kandil’e. Bu mesajýn cevabý elbette ulaþacak Ada’ya. 3. heyetin gidiþi çok gecikmez, önümüzdeki hafta içerisinde (11-15 Mart) belli olabilir” dedi.
Ergin’in þu sözleri de aslýnda bugüne kadar açýklanmayan bir ‘yol haritasý’ný iþaret ediyor: “Bu görüþmelerin sonucunda ortaya çýkmasý beklenen sonuçlarýn belli bir takvime baðlanmasý öngörülüyor. 21 Mart’a kadar en azýndan silahlarýn susmasý, eylemsizlik þeklinde bir beklenti söz konusu. Sonra birkaç aþamadan oluþan bir yol haritasý öngörülüyor.”
Görünen o ki, üçüncü Ýmralý heyetinin Öcalan’la görüþmesinde, Öcalan Kandil’e net bir ‘silahlarý susturma ve çekilme’ çaðrýsý yapacak, ardýndan 21 Mart’a kadar veya 21 Mart’ta, yani Nevruz günü bu karar uygulamaya konulacak.
Böylece yeni bir aþamaya geçilmiþ olacak: Silahlarýn sustuðu, terörist unsurlarýn tehdit etmediði sivil siyaset ikliminde demokratikleþme...
‘Ýmralý sýzýntýsý’ný BDP’lilerin sahiplenmemesi, ‘hýrsýzlýk’ diye nitelemesi, -velev ki sýzdýrmýþ olsunlar- sýzdýrmakla itham edilen isimlerin reddetmesi, konuyu ‘unutulmayacak ama affedilebilecek’ bir yol kazasý haline getirebilir. Elbette yeni sýzýntýlar olmazsa...
Sýzýntý bu þekilde bir yana býrakýlýrsa, BDP’lilerin bayrak hassasiyeti ve Karadeniz peþtemaliyle kürsüye çýkma jestleri olumlu mesajlar olarak algýlandý. Kandil’de PKK’lýlarla çektirilen fotoðraftaki ‘ciddiyet’ de olumlu deðerlendiriliyor. BDP’lilerden beklenen, bu hassasiyetin, bu jestlerin konuþmalara ve eylemlere de yansýmasý.
BDP’nin sýzma konusunda ciddi bir iç soruþturma yapmasý, sorumlulardan ‘özeleþtiri’ almasý somut gösterge olacak.
2013 Nevruz’unun ilk kez ‘gerçek bir bahar bayramý’ olmasýnýn önünde engel yok görünüyor. Belki BDP temsilcilerini, belediye baþkanlarýnýn, valilerin yanýnda resmi törenlerde de görebiliriz, kimbilir...