Sosyal medyada bile espri konusu oldu: “CHP’nin kimi aday göstereceðini biliyorum ama açýklamayacaðým... Açýklarsam Kemal Kýlýçdaroðlu da öðrenmiþ olur...”
Bugün açýklanmasý bekleniyordu.
CHPGenel Baþkan Yardýmcýsý ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan hafta ortasýný iþaret etmiþti.
Hafta ortasý Çarþamba olduðuna göre, talihli (ayný zamanda talihsiz) kiþinin kim olduðunu bugün öðrenecektik.
Cuma’ya kalmýþ...
Cuma’yý beklemeye gerek yok. Bu talihli ismi birazdan ben açýklayacaðým.
Kýlýçdaroðlu olmayacak... Kesin gibi.
Çünkü Kýlýçdaroðlu parti genel baþkanlarýnýn Cumhurbaþkaný olmasýný uygun bulmuyor... Daha önce böyle demiþti: “Genel baþkanlarýn Cumhurbaþkaný seçilmesine karþýyýz.”
Kendisi için uygun gördüðü makam Baþbakanlýk...
Ýyi de, Baþbakanlýk makamý kaldýrýldý... Kemal Kýlýçdaroðlu bu beyanatýyla, “Ben iktidara gelip ülkeyi yönetmek istemiyorum” demiþ olmuyor mu?
Bu, ayný zamanda, maðlubiyetin ikrarý anlamýna gelmiyor mu?
CHP seçimin favorisi olsaydý (buna inanýlsaydý), isim arayýþýna gerek kalmazdý, genel baþkan “doðal Cumhurbaþkaný adayý” olarak seçime girerdi
Çünkü CHP kazanamayacak. Kesin bilgi...
Kesinleþtiremediðim bilgi þu:
Bütün alternatifler üzerinde zihin egzersizi yapan (ve Abdullah Gül, Muharrem Ýnce, Yýlmaz Büyükerþen gibi isimleri eleyen) CHP, Ýlhan Kesici’yi aday göstermeye hazýrlanýyor...
Lafýn geliþi böyle dedim...
CHP’nin bir þeye “hazýrlandýðý” yok.
Bu cümleden olarak, “CHP Ýlhan Kesici’yi aday göstermeye hazýrlanýyor” ifadesi de, bir hazýrlýða deðil, sadece bir gayrete iþaret ediyor. CHP samimiyetle gayret ediyor ama hangi ismi aday göstereceðini bilemiyor.
Zarftan ne çýkacak, onu da bilemiyor.
Ben açýklamýþ oldum sevabýna.
Kýlýçdaroðlu da, böylece, benden öðrenmiþ olacak...
Nasýl kiEkmeleddin Ýhsanoðlu ismine eline tutuþturulan zarf marifetiyle muttali oldu; “en çýldýrtacak” adayýn kim olduðunu da ilk kez bu köþede okuyacak.
Peþinen söyleyeyim:
Baþka bir isim açýklanrsa, “yanýldým” deme hakkýmý kullanýrým... Zarftan “Nazým Hikmet’e bayýlýrým, Þarabýn tadýndan baþka her þeyini bilirim” diyen Abdullatif Þener de çýkabilir; Kýlýçdaroðlu’na göre “ekonomiden anlýyor...” Seçildiðinde Yüce Divan’a otobüs seferleri düzenleyeceðini söyleyen Muharrem Ýnce de çýkabilir. Ayný þekilde, “yanýldým” der, topu kuryeye atarým.
Ýlhan Kesici’nin hem saðdan, hem soldan oy alacaðý düþünülüyor.
Ekonomiden de anlýyormuþ.
Uzlaþmacý bir kiþiliðe sahipmiþ.
Doðrudur...
Ekonomiden ne kadar anladýðýný bilmem ama Ýlhan Bey uzlaþmacý bir kiþiliðe sahiptir, naif ve toleranslýdýr.
Fakat aylardýr sorduðum ve CHP cenahýnda “karþýlýk” bulmayan soru burada da geçerli (karþýlýk bulmuyor çünkü yeni sistemin ne getirdiðini henüz kavrayabilmiþ deðiller):
Diyelim ki DP kökenli ve “eski ülkücü” Ýlhan Kesici kazandý.
Kurulacak hükümet, “CHP hükümeti” mi olacak?
Ülkeyi perde arkasýndan “paralel ve gölge Baþbakan” olarak Kemal Kýlýçdaroðlu mu yönetecek? Ýlhan Bey’e (af buyurun) “saksý” muamelesi mi yapýlacak?
Nasýl olacak?
Kýlýçdaroðlu “Kesin kazanacaðýz... En az yüzde 60 oy alacaðýz” diyordu.
O zaman sorarlar adama:
Kesin kazanacaðýn bir seçimde niçin “icra” yetkisini kendi uhdene almýyorsun?
Niçin yasama organýnýn herhangi bir parçasý (600’de biri) olmayý kabulleniyorsun?
Dahasý...
Niçin “ülkeyi yönetme sorumluluðundan” kaçýyorsun?