Cumhûriyete dâir

90  yıllık ömrüyle yeryüzünün en kıdemli cumhûriyetlerinden biriyiz. Zâten hâlen mevcud 200’e yakın devletden pek çoğu 1945’den sonra sömürgeci esâretinden kurtulup, hiç değilse şeklen, bağımsızlıklarını kazandıkları için onların böyle bir kıdem hesâbında yerleri olamaz. Ama meselâ Fransa gibi köklü devletlerle mukayese edişlince dahî bizim cumhûriyetimiz bayağı olgun gözüküyor. Meselâ oradaki Beşinci Cumhûriyet (Cinquième République française) 5 Ekim 1958’de kurulmuş. Henüz 55 yaşında. Bizimkisi ise ondan 35 yaş daha büyük; 90 yaşında.

Tabii resmî söyleme göre!

Resmî söylem bizdeki cumhûriyetin 29 Ekim 1923’den beri kesintisiz devâm etdiği tezini savunuyor ki bence büyük bir palavradır!

Yerseniz!!!

Oysa birtakım Yeniçeri kazıntısı silahlı sergerdelerin müdâhaleleriyle bu cumhûriyete bir değil birkaç kalleşçe hançer darbesi indirilmişdir.

Zâten kalleş olmayan, seçimle işbaşına gelmiş bir hükûmeti silah zoruyla devirmek alçaklığına tevessül etmez.

Bu nâmussuzlar ise üstelik seçimle gelmiş bir başbakanla iki bakanını asacak kadar da eli kanlı şerefsiz haydutlardı.

“Asmayalım da besleyelim mi?” diyecek derecede gözünüz döndüyse elbet başbakan da asarsınız, Roma’yı ateşe de verirsiniz.

Ondan sonra bâzı “meslekdaşlar” oturup hattâ “Sayın Evren restoranda oturmuş tontontonton yemeciğini yiyordu.” diye “human touch” numarasına bile yatarlar.

Yerseniz!!!

Bunlar göz önüne alınınca bizim cumhûriyetin “kesintisiz” 90 yıldır devâm etdiği iddiası tabii havada kalır.

Bu işin doğrusunu öğrenmek için en iyisi, Büyük Türk Mütefekkiri Yağmur Atsız’ın ne söylediğini dikkate almak gerekir.

Atsız Hocam diyor ki:

Cumhûriyet târihimiz üç ana bölüme ayrılır:

- Birinci Cumhûriyet (23 Nisan 1920-27 Mayıs 1960)... Burada 29 Ekim 1923 târihini kasden esâs almıyorum, çünki o çocuğa resmen adının konulduğu, tâbir câiz ise nüfûsa kaydının yaptırıldığı târihdir.

Birinci Cumhûriyet de aslında Kemalist Dönem ve Jakoben-Terorist  Dönem olmak üzere iki kısımda ele alınabilir. (Not: terÖrist değil de terOrist yazmamın sebebi doğrusunun öyle oluşudur!)

- İkinci Cumhûriyet (27 Mayıs 1960-12 Eylül 1980) ki bunu da Revizyonist Dönem ve Terör Dönemi olmak üzere yine iki alt bölüme ayırmak mümkindir.

Ancak bu Terorist Dönem, Birinci Cumhûriyet’deki Jakoben-Terorist Dönem gibi sâdece Devlet’den kaynaklanmıyordu. Devlet’in ya tam ya da kısmen dışındaki başka kaynakların da buna katkısı oluyordu.

-Üçüncü Cumhûriyet (12 Eylül 1980- ...)...Bu dönem henüz sona ermemişdir. Pek çok değişikliğe ve demokratikleşme çabasına rağmen hâlen sürmektedir. Zîrâ değişmesi için bir yeni (DÖRDÜNCÜ) cumhûriyetin kurulması gereklidir ki bu da ancak YENİ BİRANAYASA ile imkân dâhilindedir.

1961’den bu yana hakkında zevzeklik etmemize rağmen 32 yıldır hâlâ yeni bir anayasa yapmayı becerememiş olmamız ancak iki gerekçeyle îzâh edilebilir:

Ya bu ülkedeki politik elitlerin buna niyeti yok ya da öylesine yeteneksizler ki sâhiden beceremiyorlar!

Muhtemelen her iki sebeb de bir rol oynuyor olmalı...

Benim bu mevzûda söyleyeceklerim aşağı yukarı bundan ibâret.

Bilmemkaçıncı Cumhûriyet Bayramınız kutlu olsun!

Hayrını görün!!!

DÜZELTME:

Dünki yazımda

“Breslau” Zırhlısı’nın adı “Hamidiye”ye çevrildi meâlinde bir cümle kullanmışdım.

Yanlış; doğrusu “Midilli” olacak.

Düzeltir, özür dilerim.

Y.A.