AKTAÞ: Türkiye zor bir coðrafyada, dosttan çok düþman var ve pek çok alanda mücadele veriyor. Gönül ister ki tüm partiler omuz omuza versin. MHP ile AK Parti’nin uluslararasý meselelerde bakýþ açýlarý ayný. Bu tutumun korunmasý gerekir.
KANUNÝ’DEN BERÝ KENTLERE EN ÇOK YATIRIMI AK PARTÝ YAPTI
“AK Parti, Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri yerele ve kentlere en çok kaynak aktaran parti oldu. Kentler inþa edildi, yoluyla, binasýyla, suyuyla, elektriðiyle. Ama bugün þunu soruyor AK Parti; “hizmetler tek tek çok iyi ama ortaya çýkan þehir medeniyetimize uygun mu?” Türkiye’de kýsa sürmesine raðmen örnek alýnacak dönem, Erdoðan’ýn Ýstanbul’u yönettiði dönemdir. Hem yönetilemez bir þehir yönetilir hale geldi, hem de entelektüel tartýþmalar yapýldý. O verimli dönem sürseydi siyasetten sosyolojiye pek çok alanda çok daha yeni fikirler, yeni uygulamalar olabilirdi. Ama bütün vakýflar, dernekler kendilerini siyasette temsil etmeye baþladý. Parti güçlendikçe bütün enerji de partiye aktý.”
Geçen salý anlaþýldý ki Cumhur Ýttifaký taraflarý yerel seçimlerde birlikte hareket etmeyecek. Bütün dengeleri bozacak bir geliþme mi bu?
Sanmýyorum. 15 Temmuz’da ortaya çýkan Cumhur Ýttifaký sosyolojik bir tabana dayanýyor çünkü. Terör saldýrýlarý ve darbe giriþimi sonrasýnda ülkenin geleceðiyle alakalý endiþeler nedeniyle yapýldý bu ittifak. Beka sorunu aðýr bir sorundur ve bu iki parti ittifak sayesinde bugüne dek çok önemli iþler baþardýlar. Tanzimat Fermanýndan bugüne dek süren merkezi vesayete dayalý sistemi halka dayandýrdýlar. Sistemi deðiþtirebilirsiniz ama misyona uygun baþkan seçmediðinizde o iþ yarým kalýr. Bu iki parti, Cumhur Ýttifaký ile sistemi dönüþtürdükten sonra sistemin ilk Baþkanýný da seçti. Dolayýsýyla Türkiye’de topluma ve dýþ dünyaya siyasi istikrar mesajý verdiler.
ÝTTÝFAKIN RUHU VAR
Türkiye Tanzimat’tan beri süren sistemin dönüþümünü demokrasiyle ve Cumhur Ýttifaký gücüyle yaptý. Vesayeti kaldýrdý. Lakin “MHP’nin ittifaktaki rolü bir süre sonra AK Parti iktidarý üzerinde bir tür vesayete dönüþtü” eleþtirileri var. Katýlýr mýsýnýz?
Þöyle bakalým. 4-5 yýl öncesine gidersek MHP’nin büyük bir badire atlattýðýný görürüz. Bölünme tehlikesi, mahkemeler yoluyla kongre, taban kaymalarý yaþandý. MHP’nin öncelikli amacý kurumsal kimliðini koruyarak var kalmaktý. Devlet Bahçeli bunu baþardý. Kurumsal kimliði elinde tuttu. Kongresini yaptý, hatýrý sayýlýr bir oy aldý. Kendilerinden ne kadar gitti, dýþardan ne kadar geldi tartýþýlýr ama AK Parti de, MHP de iki köklü parti. Ýkisi de 200 yýllýk geleneðin bir yansýmasý. Elbette siyaseten farklýlýklarý olacak.
Bir de iki etkin lider var. Recep Tayyip Erdoðan partisini yönetmiþ, etkin olmuþ, diskur konusunda çok baþarýlý. 3-4 yýldýr da Devlet Bahçeli partisinde çok baþarýlý. Soru þu, acaba iki parti, ülke için faydalý bu ittifak için müzakere kültürünü daha çok geliþtirmeli mi? Problem çýktýkça, mevzu oldukça konuþan deðil de belli aralýklarla konuþma danýþma halinde olan. Öyle olsa belki bu sapma olmayabilirdi. Bir proje olgunlaþýp toplum önüne konunca konuþmak baþka, olgunlaþmadan konuþmak baþka. Tansu Çiller’in Refah-Yol zamanýnda söylediði bir cümle vardý, “Hükümette ortaðým ama siyasette rakibim” diye. Siyasetin doðasý böyledir, bir yandan ortaklýk yapacak öte yandan toplumsal tabanýnýzý muhafaza edeceksiniz. Cumhur Ýttifakýnýn ruhunu korumak için taraflarýn daha dikkatli davranmasý çözüm olabilir.
CUMHURUN BEREKETÝ
“Yerelde herkes kendi yoluna” dendi ama iki lider de bu yönde konuþtu aslýnda. Lakin Bahçeli “bu iþin tadý kaçtý” da dedi. Bu sözün üzerine o gönül birlikteliði mümkün mü?
Cumhur Ýttifakýnýn bereketine bakmak gerek. Bundan sonra daha dikkatli olunacaðý da kesin. Ama bazen aile içi kavgalar komþularla olandan daha sert geçermiþ çünkü duygusallýk var. Türkiye’de siyaseti çok içeriden, öznesinden takip eden biriyim ama yarýna dönük söz söylemek zor. Bu ülke zor bir coðrafyada, dostundan çok düþmaný var ve pek çok alanda mücadele veriyor. Gönül ister ki bütün siyasi partiler omuz omuza dýþ dünyaya karþý mücadele versin. Görünen o ki MHP ile AK Parti’nin uluslararasý meselelerde bakýþ açýlarý ayný. En azýndan bu alanda omuz omuza dayanýþmayý sürdürürler, iç politika da ayrýþabilirler.
BEKA RÝSKÝ SÜRDÜKÇE
Türkiye için beka kaygýsý oldukça Cumhur ittifaký da sürer diyorsunuz…
Her alanda. Afrin hadisesinde Türkiye müdahil olduðunda halkýn yüzde 85-90’ý hükümetin yanýnda oldu. Ýþte bu, iki partinin güçlü þekilde durmasýyla oldu, diðerlerinin de evrilmesine sebep oldu.
YERELDEKÝ ZORLUKLAR
Cumhur Ýttifakýnda taraflar bu noktaya nasýl geldi? Görünürde ant mevzuu var, af tasarýsý ve MHP’nin ýsrarlý var ama nasýl bir birikimin sonucuydu bu?
Aslýnda yerel seçimlerde ittifak yapmak zordur. Herkes kendi baktýðý yerden kendisini daha avantajlý görebilir. Ben çok sýnýrlý ve zýmni bir ittifak olur diyordum. Yoksa aþaðýya indikçe zorlaþýr. Ýlçede kiþiler, siyasiler meclis üyesi hesabý yaparlar. Benim adamým mý seçilecek senin adamýn mý der. Yukarýya çýktýkça tartýþmalar daralýr çünkü liderler büyük paydaya, ülke paydasýna bakar on yýl sonrasýný görürler ama siyaset en nihayetinde alttaki tabakayý ihmal edemez. Yerel seçimlerdeki zorluk bu bence. Af ve andýmýz tartýþmasýnýn da ötesinde ittifakýn zorluklarý vardý. Muhtemeldir ki bu zorluklar aþýlamadý. Taraflarýn talepleri birbirinden uzak düþmüþ olabilir.
BAZEN BÝR CÜMLE BÝLE…
Partiler arasý heyet ve lider görüþmeleri sürüyor, kamuoyuna deklare edilebilirdi. Sert, tatsýz, haksýz þekilde Bozdað’a, Cumhurbaþkanýna yönelik sözler sarf edildi?
Siyasette bazen bir sürü bahane edilecek mevzu olur, edilmez ama olmadýk bir yerde bir cümle bile rast giden bir þeyi terse döndürebilir. Nihayetinde iki ayrý dünya. Yarýn farklý þeyler de önümüze gelebilir, bekleyip göreceðiz. Acaba MHP’de “Biz bu süreçlerde çok fayda ürettik, þu taleplerimiz de çok büyük deðil” denmiþ midir, bir kýrýklýk olabilir mi, bakmak lazým. Ýkincisi siyasette ýlýmlý, uyumlu dayanýþma kültürü var ama Türkiye’de siyaset çok sert zeminde yürür. O sert bir demeçti.
MHP “ANT”TA CHP GÝBÝ
MHP bu noktaya nasýl geldi peki? Yerel seçimler öncesinde ÝP ve CHP ile paylaþtýðý kesiþen kümeden daha fazla oy alabilme kaygýsý mý sebep?
Türkiye’de vesayetçi kesimin demokrasi ve hürriyet ortamýnda elinde fazla malzeme kalmadý. Andýmýz nefes aldýrdý onlara. Çünkü o eski argümanlar iþe yaramýyor. Toplum kabul etmedi onlarý. Vesayetçiler de biraz Atatürkçülük, biraz milliyetçilik, biraz eski tekrarlardan medet umdu, nefes aldý. CHP için de, aþýrý milliyetçiler için de. Ki MHP’nin de doðasýnda var. Dolayýsýyla o kesiþim kümeleri de zaman zaman bir taraftan diðerine þekil deðiþtirebiliyor. Her ne kadar milliyetçi taban dindarlaþmýþ olsa da, bu konuda MHP tavrýný CHP gibi koydu. O kitlenin yanýna koydu ama çok da kýymetli bir konu deðil.
Türkiye’de siyasi daðýlýmýn yüzde 70, yüzde 30 olduðu varsayýlýr. Ama Cumhur ittifaký yüzde 53’te kaldý. Neden öyle oldu?
Daðýlýmýn sosyolojik temelinde yakýnlaþma-uzaklaþma teorisi var. 15 Temmuz sonrasý yaptýðýmýz çalýþmada þunu gördük. AK Partili, MHP’li, muhafazakar, dindar -Kürt dindarlarý da kapsayan birinci küme yüzde 75 oldu. Ýkinci küme ise CHP’li, görece HDP’li, seküler, biraz milliyetçi yüzde 25 çýktý. Aslýnda CHP’de muhafazakar bir seçmen var. CHP yönetici eliti farklý olmakla beraber toplumsal tabaný, din algýsýnda genel kitleden fazla kopmuyor. HDP de her ne kadar Marksist, Leninist ve materyalist politika gütse de Türkiye’de Kürtlerin dindar ortalamasý Türk ortalamasýndan yüksektir. Ýyi Parti ise kendini henüz tanýmlayamadý ama sað hanededir.
BÜYÜKÞEHIRLERDE BÜYÜK PARTILER KAZANIR
24 Haziranda AK Parti yüzde 42 oy aldý, MHP yüzde 11. Yüzde 7’nin AK Parti’den MHP’ye kaydýðý, AK Parti’ye mesaj vermek isteyenlerin oyunu Ýttifak hürmetine MHP’ye verdiði varsayýlýyor. Bu doðruysa, “herkes kendi yoluna” da dendiðine göre ne olur, oylar geri mi gelir?
Sektörle ilgili olanlar için bu çok önemli bir soru. MHP’den Ýyi Parti’ye ciddi oy geçiþi olduysa AK Parti’den de MHP’ye geçtiyse ve o insanlar baþkanlýk seçiminde Cumhurbaþkanýna oy verdiyse yerelde refleks nasýl olacak? Þunu tecrübe olarak biliyoruz, ölçümlerde de öyle, özellikle büyük þehirlerde büyük partiler yani AK Parti ve CHP küçük partilerden hatýrý sayýlýr oy alýyor. Ýstanbul’da genel oyu 42 olan AK Parti niye 47’lerde? MHP’den, zýmnen Ýyi Parti’den oy alýyor AK Parti büyükþehirde. CHP’nin de oyu yüksek çünkü o da Ýyi Parti’den ve MHP’den alýyor. Ýttifaklar olmadan da büyükþehirlerde MHP ile AK Parti arasýnda ciddi oy yakýnlaþmasý vardý. Ankara’da ve Ýstanbul’da… Cumhur Ýttifaký korunursa büyükþehirlerdeki refleks çok deðiþmez. Velev ki aday iyi olsun…
Ýyi Parti’de CHP yakýnlýðý, MHP’de AK Parti yakýnlýðý devam eder. Ortaya çýkan polemik manzarasýnýn devam etmemesi lazým ama. Cumhur Ýttifakýna saygýyla iþ yürüdüðü zaman büyükþehirlerde fazla dezavantaj olmaz. MHP’nin de ana muhalefet gibi doðrudan AK Parti’nin karþýsýna geçeceðini düþünmüyorum. Güçlü olduklarý þehirlerde yarýþýrlar ama bunun söz düellosuna dönüþeceðini sanmam. Böyle kalýrsa büyükþehirlerde hem AK Parti’nin hem de CHP’nin avantajý devam eder.
KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI?
“CHP’nin 40 katýr mý 40 satýr mý handikapý var. HDP’yi yanýna alsa dert, almasa dert. Ýstanbul’da HDP ile ittifak yapan CHP Ankara’da Ýyi Parti’ye mecbur. Taban 20-25 bandýna sýkýþýk. Ýyi Parti “Biz MHP’den daha milliyetçi olacaðýz” derken öte yanda vesayetten caný yanan Kürt seçmen ve HDP var. Daha enteresaný CHP sadece oy oraný olarak yüzde 25’e sýkýþmýþ deðil... Temsilcileri de toplum ortalamasýna hitap etmiyor. Onun için her seçimde CHP saðcý aday arayýþýna gidiyor. Gül denemesi böyleydi.
MHP ANT KONUSUNDA CHP GÝBÝ
“Türkiye’de vesayetçi kesimin elinde fazla malzeme kalmadý. Andýmýz nefes aldýrdý onlara. Çünkü o eski argümanlar iþe yaramýyor. Vesayetçiler biraz Atatürkçülük, biraz milliyetçilik, biraz eski tekrarlardan medet umdu, nefes aldý. CHP için de, aþýrý milliyetçiler için de öyle. MHP’nin de doðasýnda var. Dolayýsýyla kesiþim kümeleri zaman zaman bir taraftan diðerine þekil deðiþtirebiliyor. Her ne kadar milliyetçi taban dindarlaþmýþ olsa da, bu konuda MHP tavrýný CHP gibi koydu. Ama çok da kýymetli bir konu deðil.”