Doç. Dr. Fahrettin Altun: Cumhurbaþkaný Erdoðan artýk fiili lider

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn AK Parti üyeliðini konuþtuðumuz Altun’a göre Erdoðan’ýn siyasi liderliðinin aldýðý oyla sýnýrlý olmayýp siyasi týlsým ve kabiliyetlerle donatýldýðý 15 Temmuz’da anlaþýldý, 16 Nisan’da onaylandý.

AK PARTÝ’NÝN BAÞARISI: ADALET VE KALKINMA 

“Referandumda yüzde 51.49 evet çýktý. Eðer beklendiði gibi daha yüksek bir evet çýksaydý Erdoðan bu kadar kuþatýcý, çoðulcu dil kullanmazdý” diyenlere ne dersiniz?

Yüzde 70 alsaydý da fark etmezdi. Sosyolojik olarak Türkiye’de herhangi siyasi ya da toplumsal grubun -ister etnik, ister ideolojik- yüzde 20’nin üstünde desteði yok. Toplumun merkezine hitap etmek için ideolojileri, etnisiteleri, aidiyetleri aþan, çözüm odaklý siyaset izlemeniz lazým. AK Parti 2002’de iktidara geldiðinde ve sonrasýnda ismiyle müsemma iki þey yaptý; adaleti ve kalkýnmayý saðladý. Önümüzdeki dönem itibariyle Türkiye’nin gerçek anlamda ekonomik büyüme mecburiyeti var. Bir yanýyla bu bir fýrsat. Türkiye tüm bu baskýlara raðmen büyüyor. Yükselen ekonomilerin sorunlarýna bakarsak Türkiye’nin avantajlarý var. Erdoðan “Para cýva gibidir, doðru yere akar” derken Türkiye’nin çekim merkezi olabileceðine inanýyor ve çok ciddi uðraþ içinde.

16 Nisan’da sandýktan ‘Evet’ çýktý, 2 Mayýs’ta Cumhurbaþkaný AK Parti ’ye üye oldu. 21’inde de AK Parti ’nin baþýna geçecek. Beklenen bir durum tabii ama “fazla hýzlý” diyenlere cevabýnýz ne olur? 

Referandumdan bir kaç gün sonra “Cumhurbaþkaný Erdoðan partinin baþýna derhal geçmedi” diye yazmýþtým. Ýmkân olsaydý da 17 Nisan’da partisinin baþýna geçseydi. 

Hýz niye bu acil? 

Temel neden Erdoðan hareketi ile AK Parti arasýndaki mesafenin son yýllarda açýlmýþ olmasý. Þöyle anlatayým. Türkiye siyasetinde yeni bir harmanlanma var. 2013’ten beri Türkiye uluslararasý bir kuþatmayla karþý karþýya. Bunun içerideki ve dýþarýdaki temsilcilerini artýk biliyoruz. Ama bu furya Türkiye siyasetindeki pozisyonlarý, kimlikleri, aktörleri yeniden tanýmladý. Yeni ittifaklar, yeni karþýtlýklar oluþtu. Siyasetin kodlarýnda ciddi dönüþüm yaþandý. Bir boyut bu. Diðer boyut küresel alanda 2010 sonrasý yaþanan kýrýlmayla ilgili: 1990’larýn küreselleþme retoriði artýk geçersiz. Ýçe kapanan ekonomilerle kendisini korumaya alan, ulus devletlerin güçlendiði, küresel siyasetin sertleþtiði bir dönem bu. Arap Baharý sonrasýnda da bölgemizde ciddi çalkantý oldu ve tüm bunlar Türkiye’yi de AK Parti hareketini de etkiledi. 

AK PARTÝ’DEKÝ MAKAS

Tüm bunlarýn Erdoðan’ýn AK Parti ’ye dönüþ hýzýyla nasýl bir ilgisi var?

Erdoðan’ýn cumhurbaþkaný olmasýyla AK Parti ’de bir travma oluþtu çünkü Erdoðan’ýn fiili liderliðin sembolik liderliðe dönüþtüðü bir süreç baþladý. Buradaki kritik unsur, yeni bir elit grubun partide liderliðin yeni adresi olarak kendisini göstermeye baþlamasýydý. Yukarýdaki ayrýþma görüntüsü beraberinde soru iþaretleri ve kafa karýþýklýðý getirdi. 2014 Aðustos’undan 2016 Mayýsýna kadar yaþanan iniþ çýkýþlar genel baþkan deðiþimiyle son buldu ve AK Parti büyük bir yarýlma yaþamadan bu badireyi atlatmýþ oldu. 

Erdoðan hareketi ile AK Parti arasýndaki makastan bahsettiniz. Bunu açalým... 

Bir adým geriye gideyim, 2013 Gezi olaylarý sýrasýnda Erdoðan parti elitleri içerisinde neredeyse yalnýz kaldý. Partililer Gezi kalkýþmasýný da Erdoðan’ýn neden bu kadar sert tepki gösterdiðini de,  Türkiye’nin karþý karþýya kaldýðý saldýrýyý anlamadý. 27 Aralýkta da benzer bir durum oldu. Erdoðan parti elitleri içinde yalnýzlaþtý. Ama toplum Erdoðan’a ve Erdoðan hareketine büyük destek verdi. Parti elitleri ise Erdoðan’ýn demode bir siyaset izlediðini, uluslararasý baskýnýn da Erdoðan dolayýsýyla ortaya çýktýðýný varsayarak yanlýþ bir okuma yaptýlar. Ama 30 Mart yerel seçimlerinde büyük toplum gövdesinin Erdoðan’a destek verdiðini gördüler. Erdoðan Cumhurbaþkaný olduðunda bu kez de “Erdoðansýz AK Parti ” tartýþmalarý baþladý.

KAFALAR NÝYE KARIÞTI?

Amaçlanan neydi?

Tartýþmada uluslararasý müesses nizamýn baskýlarý Erdoðan’ýn Türkiye’ye iliþkin ýsrarýndan, kendi siyasetini dayatmasýndan kaynaklandýðý ifade ediliyordu. Bunlar kafa karýþýklýðýna yol açtý. Binali Bey’in geliþiyle AK Parti, genel baþkan ve kurucu lider arasýnda uyumlu bir süreç yaþandý. Fakat 16 Nisan’a giderken gördük ki Erdoðan’ýn Cumhurbaþkaný olduðu tarihten sonraki iki yýllýk sürede ciddi soru iþaretleri oluþmuþ partide. Bunlarý gidermek 16 Nisan’a kadar bazý kesimlerde mümkün olamamýþ. Gereksiz bir enerji kaybý ve kafa karýþýklýðý olmuþ. Yoksa yeni hükümet sistemi partinin tüm imkânlarý, dinamikleri kullanýlarak toplumun daha geniþ kesimlerine anlatýlabilirdi. Yeni dönemde Türkiye’nin bunca siyasi problemi varkenzaman kaybetmemesi gerekir. AK Parti gibi badireler atlatmýþ, Türkiye’nin her yerinde örgütlenmiþ, toplumun merkezine hitap edebilen tek partisinin güçlü bir liderle yönetilmesinin bir imkân olduðunu düþünüyorum, o yüzden Erdoðan partinin baþýna derhal geçmeli diyordum. 

15 TEMMUZ’DA YAÞANAN

Binali Yýldýrým’ýn bu dönemdeki performansý o makasý kapatamadý mý?

Binali Bey ciddi bir gayret sarf etti. Fakat bu sistemde bunu sürdürmek imkansýz. Erdoðan’ýn sembolik liderliði baþka, fiili liderliði baþka. Fiili liderliði sembolik liderliðinden farklý olarak siyasi kabiliyetlerinin partinin bütününde karþýlýk bulabileceði ve partiyi depara kaldýracaðý bir þey. 

ERDOÐAN’IN TILSIMI

Erdoðan’ýn liderliðini bazýlarý partisinde bile tartýþýrken 15 Temmuz’da toplumun tamamý kabullendi?  

15 Temmuz önemli bir kývrýlma noktasýdýr. 15 Temmu’da muhalefet ve AK Parti nazarýnda Erdoðan’ýn siyasi liderliði normalleþti. Erdoðan’ýn liderliðinin temel parametresi artýk sadece gücü olarak görülmemeye baþlandý. 

Neyi kastediyorsunuz?

“Erdoðan’ýn liderliðinin temel gerekçesi toplumdan aldýðý destektir, dolayýsýyla itaat etmek icap eder” anlayýþý aþýldý. 15 Temmuzla beraber Erdoðan’ýn liderliðinin bir týlsýmý, siyasi kabiliyetleri olduðu bir kez daha görüldü. 15 Temmuz’da toplumun tüm kesimlerini temsil ve idare ettiði, ülkeyi o süreçten çýkardýðý görüldü. Milletin katýlýmýný motive etti, kendisi sürece bizzat katýldý. Erdoðan sürece katýlmamýþ olsaydý, görünmeseydi, görünemeseydi darbe ne yazýk ki baþarýlý olurdu. Erdoðan’ýn siyasi liderliði son 15 senede çok net. 2006’da Danýþtay saldýrýsýyla baþlayan saldýrý sürecinde karþý bir pozisyon aldý Erdoðan. Ýç politika konuþuyoruz ama dýþ politikada 26 günde 6 ülke ziyareti var. Hayati konular görüþülecek. Türkiye masaya güçlü oturabiliyor. Bu Erdoðan hareketinin baþarýsýdýr. AK Parti gibi bir imkânýn kullanýlmasý Türkiye açýsýndan yararlý olacaktýr. 

YALNIZ KALMAYACAK 

Erdoðan artýk AK Partili. Þimdi ne beklenmeli?

Erdoðan’ýn siyasal yalnýzlýðýnýn giderilmesi gerek. AK Parti’nin, parti elitlerinin bu þekilde yeniden yapýlandýrýlmasý lazým. Yoksa bence hiç bir hükmü yok Erdoðan’ýn AK Parti’nin baþýna geçmesinin.

YÜZDE 51.49 BAÞARI DEÐÝL BÝR ZAFERDÝR

Erdoðan 16 Nisan’daki yüzde 51.49’u nasýl okudu sizce? 

Baþarý olarak göreceði kanaatindeyim. O siyasi realizme sahip bir aktör. Bunlarýn ötesinde AK Parti ve MHP’nin 1 Kasýmdaki yüzde 60’a varan desteðinin yüzde 51.49’de kalmasý tartýþmalarý beraberinde getiriyor. Birebir görüþmedim ama Cumhurbaþkanýnýn belli analizleri yaptýðýný varsayýyorum. Ben bu oranda AK Parti’de ortaya çýkan kafa karýþýklýklarýnýn ve yaþanan zaman kaybýnýn etkili olduðunu düþünüyorum. 7 Haziran sonrasý “halk baþkanlýða onay vermedi” cümlesini dönemin parti genel baþkanýnýn kurduðu bir süreçten bahsediyoruz. Sonrasýnda ciddi gayret gösterildi fakat destek daha büyük çýkabilirdi. Bu bir baþarý mýdýr? Bu bir zaferdir. Bunca hengâmeye, uluslararasý baskýya raðmen.

RADÝKAL BÝR TASFÝYE DEÐÝL TEDRÝCÝ BÝR ARINMA BEKLÝYORUM

Yeni dönemde AK Parti’de neler deðiþir? 

Yeni dönemde radikal bir tasfiye hareketi beklemiyorum. Daha tedrici bir arýnma, yenilenme, gençleþme süreci bekliyorum. Her dönemde hemen herkesin birinci halkada olmak istediði bir durum var ama bu mümkün deðil, birinci halka elbette yenilenecek. Bariz þekilde bayrak açanlar dýþýnda ben birilerinin parti dýþýna çýkarýlacaðý kanaatinde deðilim. Yenilenme, uygun aktörlerin Erdoðan’ýn siyasal yalnýzlýðýný sona erdirecek aktörler olmasý lazým. Bu demek deðil ki dogmatik, kimlikçi aktörler Erdoðan’ýn etrafýný saracak. Yerli ve milli siyasete inanan ve Erdoðan’ýn da bu siyasetin merkezinde yer aldýðýna inanan aktörlerin yönetimde olmasýndan bahsediyorum.

2013’ten beri yeni isimler, yeni kesimlerle yol alýndý. Ýlk halkada onlar mý olur? 

Yerli ve milli siyasetin unsurlarý 2002’den beri AK Parti’ye üye olanlardan oluþmuyor. Yerli ve milli siyasetin en önemli aktörü-lideri Erdoðan. AK Parti’nin baþýna geçiyor. 15 yýllýk süreçte Erdoðan ve AK Parti bir öðrenme süreci geçirdi. Dünya da 2002’nin dünyasý deðil. Yeni dönem, yeni hükümet sisteminin de bir dayatmasýdýr. Baþarýlý olmak isteyen her parti toplumun merkezine hitap etmek zorunda. AK Parti de toplumun merkezine hitap ederken buna uygun bir kadroya sahip olmalý. Erdoðan’ýn “Tekke’ye mürit aramýyoruz” sözü son dönemdeki tartýþmalardan baðýmsýz þekilde deðerlendirilmelidir. Erdoðan’ýn söylediði þudur: “Biz toplumun merkezine hitap edecek, baþarý odaklý bir kitle partisiyiz. Kimlikçi, dar bir yapý deðiliz. Buna göre yapýlanmalýyýz. Dolayýsýyla ne herhangi bir grubu alýr birinci halkanýn merkezine oturturuz, ne de herhangi bir grubu -marjinal deðilse ve þiddetle iliþkili deðilse- tutar parti dýþarý atarýz”.

CHP’de kazan kaynamaya  baþladý 

Yeni dönemde siyasette toparlanma yaþanacak. Baþarý için yüzde 50+1 þart. Yüzde 25 oyum var, böyle devam eder, siyaseti parti genel baþkanlýðý için yaparým deme þansýnýz yok. Koalisyon kurulacaksa da göz önünde kurulacak. HDP-CHP koalisyonu üç yýldýr var ama saklý. Tuncay Özkan’ýn Demirtaþ ziyareti bunun göstergesi. Muhalefet iktidar alternatifi olmak için proje bazlý siyaset yapmalý, sol seküler bir örgüt gibi toplumun deðerleriyle çatýþmamalý. 

CHP, Baykal ve kaybedenler kulübü 

2007’de “aday olursan asker müdahale eder” diyen Baykal þimdi Gül’e “adayýmýz olabilir” diyor. Bu, dönüþümün bir göstergesidir. Bu, Abdullah Gül’ün deðil Tayyip Erdoðan’ýn baþarýsýdýr. Baykal Ahmet Türk ve Akþener baþkan yardýmcýsý olsun derken de “48,5’u koalisyonla aldýk” diyor. Kim onlar? AK Parti ve MHP’den bir kesim ve HDP. Bu mantýkta belli isimler var ama toplumsal uzlaþý yok. Böyle bir konfigürasyonun karþýlýðý yüzde 10’dur. Kaybedenler kulübü gibi…

RÖPORTAJIN TAMAMI ÝÇÝN TIKLAYINIZ...