31 Mart seçim yenilgisi ile ilgili en doðru, en acýmasýz ve samimi tespitleri AK Parti Genel baþkaný olarak Erdoðan yaptý. Salý günkü AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantýsýndaki konuþmasýný 7 baþlýkla özetleyeyim. Daha sonra da kendi görüþlerimi ifade edeceðim.
1. AK Parti ve Cumhur Ýttifaký, sýra ile yüzde 9 ve yüzde 11 oranýnda oy kaybýna uðradý. Son 22 yýlda, 17 defa sandýktan birinci parti çýkan AK Parti için ciddi bir yenilgi söz konusu. "Milletimizin AK Parti'yi, 31 Mart'ta CHP'nin arkasýna niçin ittiði çok iyi analiz edilmeli.
2. Yenilginin temel sebebi, 10 ay önce AK Parti'ye oy veren seçmenlerin, bu sefer sandýða gitmemesi.
2019 seçimlerine kýyasla katýlým oraný 6 puan geriye az. Bu 6 puanlýk düþüþün ezici çoðunluðunu, AK Parti seçmeni oluþturuyor.
3. AK Partiye gönül verip sandýða gidilmemesi;
I. Teþkilâtlardan, II. Genel Merkezden, III. Aday belirleme sürecinden ve adaylardan da kaynaklandý.
4. Yüksek enflasyon baskýsý ve hayat pahalýlýðý, baþta emeklileri refah kaybýna uðrattý. Bu zaten görülüyordu ama baþarýlý olunmadý...
5. Erdoðan söylüyor: "Kibir hastalýðýna yakalandýk. MYK'dan baþlayarak il, ilçe, belde teþkilatlarýna, belediye baþkanlarýmýza, milletvekillerimize, hatta bürokrasiye uzanan bir sýkýntýyla karþý karþýyayýz. Oysa milletin sinesinden doðmuþ bir siyasi partinin en büyük düþmaný vatandaþla arasýna duvarlar örmesidir. Hangi konumda olursa olsun bu partide hiç kimsenin 'layüsel' olmadýðýný milletimize göstereceðiz.
6. Ortada sadece bir oy kaybý deðil, kan ve ruh kaybý var.
7. Kimse sorumluluktan kaçamaz. "Açýk söylüyorum, þahsým dâhil bu masanýn etrafýnda oturan hiçbir arkadaþým, 31 Mart seçim sonuçlarýnýn sorumluluðundan kaçamaz. Baþkalarýný hesaba çekmeden önce kendimizi hesaba çekeceðiz. Ýðneyi kendinize çuvaldýzý baþkasýna batýrmanýzý istiyorum."
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn bu tespitleri þimdi çözüm bekliyor.
Bazýlarý acil çözülecek. Bazýlarý için ise zamana ihtiyaç var. Mesela Ruh kaybý, dava adamlýðýnýn kaybýdýr. Dünyayý vasýta görürken, dünyayý öncelemektir. (Çok ciddi üzerinde durulmasý gerek bir kayýp bu...)
Mesele Erdoðan, AK Parti, Cumhur Ýttifaký meselesi deðildir.
15 Temmuz FETÖ ihanetini defeden milletimiz, milli bir diriliþ ile Büyük Türkiye yoluna girdi. Milletimiz umutlandý, ayaða kalktý, saðlam bir irade ortaya koydu.
Liderini bulan milletimizin heyecaný, azmi kýrýlmamalýdýr. Erdoðan, Bahçeli, Cumhur Ýttifaký; yaþanan yenilgiyi atlatacak, yeniden büyük hamleler yapacak kadar güçlüdür, azimlidir.
Bakmayýnýz siz Ýstanbul ve Ankara baþta, CHP-DEM- ÝYÝ Parti tabanýnýn baþarýlý olmalarýna.
Oturduklarý zemin saðlam deðil. Ortak bir yerli/milli ideal, inanç birliktelikleri yok. Günü kurtarmaya bakýyorlar.
Bakmayýnýz siz, sadece Erdoðan'a AK Parti'ye zarar vermek için sahneye çýkanlarýn afra tafrasýna.
Ýþte onlardan ikisi Davutoðlu ve Babacan, boylarýnýn ölçüsünü aldýlar. Yüzde 1'lik idiler, þimdi binde 3'lük oldular. Siyasi hayatlarý Kýlýçdaroðlu'nun verdiði milletvekillerinin varlýðý ile sadece bir dahaki seçime kadar devam edebilir.
Cumhur Ýttifakýnýn oturduðu zemin, mana kökleri saðlam.
Türkiye Yüzyýlý yürüyüþü devam edecek inþallah.
Erdoðan, eleþtireceðimiz ne varsa hepsini açýk yüreklilikle söylüyor.
Evet, iktidardaki þu kibir ve halka tepeden bakma hastalýðýnýn acilen tedavisi gerekiyor.
Sýradan insanlarýn, sýrf iktidar partisi içinde görünmelerinden dolayý oluþan AK Parti sivil bürokrasisine daha fazla tahammül edemeyiz.
Bu yürüyüþün hedefine varacaðýna inananlar olarak Cumhurbaþkaný Erdoðan'a yardýmcý olmalýyýz.