Cumhurbaþkaný nasýl görünecek?

Seçim sath-ý mailinde gündeme gelen en önemli sorulardan birisi, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn önce meydanlara çýkýp çýkmayacaðý, sonra da meydanlarda nasýl yer alacaðý hususu ile ilgili.

7 Haziran seçimlerinde sayýn Cumhurbaþkaný meydanlara çýktý ve halktan 400 milletvekili istedi. Ta ki anayasa deðiþtirilsin ve halkýn seçtiði cumhurbaþkanýnýn statüsü ile parlamenter sistem arasýndaki çeliþki giderilsin, daha açýkçasý, sistem, halkýn seçtiði cumhurbaþkanýna, yani baþkanlýk - yarý baþkanlýk sistemine göre yeniden tanzim edilsin.

Cumhurbaþkaný “Ben parti ismi vermedim” diyor ama, sayýn Cumhurbaþkaný’nýn 400 milletvekilini, kendisinin de önerisi olan baþkanlýk - yarý baþkanlýk sistemini getirecek olan partiye verilmesini istediðini anlamanýn fazla bir zeka gerektirmediði açýk.

Peki sayýn Cumhurbaþkaný’nýn 
7 Haziran seçimlerinde meydanlara çýkmasý Ak Parti oylarýný nasýl etkiledi? Ýki ihtimalden söz ediliyor: Bir, baþka sebepler yanýnda oy kaybýnda bunun da etkisi oldu. Ýki, Ak Parti’nin oylarý daha fazla düþüyordu, Cumhurbaþkaný çok dramatik bir düþüþü engellemek için meydanlara çýktý ve mevcut oy oraný da onun meydana çýkmasý ile saðlandý. Acaba hangi yaklaþým doðru? Ben, Cumhurbaþkaný’nýn meydanlara çýkýþýnýn, “Onsuz Ak Parti olmaz” diye düþünen çevreleri tahkim ettiðini, Ak Parti’ye oy vermekle birlikte “Cumhurbaþkaný’nýn tarafsýzlýðý” konusunda duyarlý olan ve yoðun “Erdoðan düþmanlýðý”nýn etkisinde kalan kesimleri de tereddüde düþürdüðü kanaatindeyim.

Bu seçimlerde ne olacak?

Cumhurbaþkaný, önce sanki biraz mütereddit kaldý, sonra meydanlara çýkacaðýný ifade etti.

Sevenleri de “Cumhurbaþkaný halk oyu ile seçildi, milletten kopmasý söz konusu olamaz, onun milletle her fýrsatta birlikte olmasý asla yadýrganmamalý” argümanlarý ile, meydanlara çýkýþ kararýný içselleþtirmeye yöneldi.

Halen Erdoðan’ýn çok yönlü bir saldýrýya maruz kaldýðý bir gerçek.  Onun Ak Parti ile etkin iliþkisi bizzat muhalifler tarafýndan canlý tutuluyor, bununla da bir yandan, halkta hala “Partili Cumhurbaþkaný”ndan daha çok alýcýsý bulunan “Tarafsýz Cumhurbaþkaný” profiline aykýrý görüntü verildiði, diðer yandan da, parti yönetiminde hala tek belirleyici olduðu gerekçesiyle  yýpratýlmak isteniyor.

“Muktedir” den baþlayýp çok daha kötülerine kadar uzanan sýfatlar, hep “Erdoðan negatifi” üretmek amacýyla gündemde tutuluyor.

1 Kasým öncesinde Erdoðan karþýtlýðýnýn ayný dozda devam edeceði muhakkak.

Olay, sadece Erdoðan’la sýnýrlý olmadýðý için, karþýt stratejinin de, Erdoðan - Ak Parti birlikteliði ile belirlenmesi kaçýnýlmaz.

Belli ki Ak Parti’nin söylemi Erdoðan’ýn pozisyonunu etkileyecek, Erdoðan’ýn pozisyonu Ak Parti’nin duruþunu.

Bu noktada akla gelen soru: Erdoðan’ýn meydanlarda sergileyeceði performans ile Ak Parti’nin seçim stratejisinin senkronize edilip edilemeyeceði hususu.

Bir ortamda, Erdoðan’ýn karþý karþýya kaldýðý saldýrýlarýn mahiyetini okuyan, onun temsil ettiði siyasi misyonun Türkiye için anlamýný bilen, onu seven ve  onun ayaðýna taþ deðmesini istemeyen, hatta o taþýn gerçekte Türkiye’yi vurma amacý taþýdýðýndan emin olan insanlara þöyle bir soru sordum:

- Acaba, dedim, halktan yüzde 52 oy alýp, böyle partisi ile iliþkisini çok diri tutan ve onun için meydanlara çýkan bir Cumhurbaþkaný Erdoðan mý Ak Parti için pozitif katký saðlar, yoksa, toplumun her kesimini kucaklayan bir Cumhurbaþkaný Erdoðan profili mi?

Sizce hangisi?

Benim aldýðým cevap hemen herkesin ikinciyi seslendirmesi oldu. Bence karar için kýlý kýrk yaran bir analize ihtiyaç var.