Þöyle bir soru üzerinde düþünelim:
- Cumhurbaþkaný'nýn önüne “Ordu içinde bir helikopter operasyonu ile MÝT Müsteþarýný kaçýrma hazýrlýðý var” gibi bir bilgi gelseydi acaba Cumhurbaþkaný'nýn tavrý ne olurdu?
Bu kadar vahim görüntüde deðil ama benzer bir olay 7 Þubat 2012'de yaþandý aslýnda.
MÝT Müsteþarý Hakan Fidan, Oslo görüþmelerindeki rolü ya da terör olaylarýnda MÝT elemanlarýnýn ele geçmesi gerekçesiyle savcý Sadrettin Sarýkaya tarafýndan ifadeye çaðrýldý.
Baþbakan olarak Tayyip Bey ameliyat masasýndaydý “Sakýn gitme” dedi Fidan'a... Cumhurbaþkaný Gül de “Gitme” dedi. Hakan Fidan ifade vermeye gitmedi.
7 Þubat bir “yargý darbesi” olarak geçti yakýn siyasi tarihimize.
Tayyip Bey nasýl deðerlendirdi bu hadiseyi?
“Hedef bendim, beni de tutuklayacaklardý”diyerek.
Tayyip Bey, bir Pakistan dönüþünde uçakta gazetecilere, 17-25 Aralýk operasyonunda da asýl hedefin kendisi olduðunu söyleyecekti.
Tayyip Bey 4 Nisan 2017'deki bir TV programýnda da benzeri bir deðerlendirme yapacaktý: “MÝT Müsteþarýna yapýlan operasyon bu iþin ilk adýmýydý. Ama o adýmýn devamý þahsýmaydý. Onu baþaramadýlar.”
Eski MÝT mensubu merhum Mahir Kaynak da Dünya Bülteni isimli internet sitesine 7 Þubat 2014tarihinde verdiði mülakatta “7 Þubat ile 17 Aralýk operasyonlarý aslýnda kardeþ darbelerdir. Ýkisi aynýdýr” diyecekti.
“Kardeþ darbeler...”Yani darbeler!
Þimdi en baþtaki soruya yeniden dönelim:
Önce 7 Þubat'ý, ardýndan 17-25 Aralýk'ý kendisini hedef alan “yargý - emniyet” güdümünde “Darbe giriþimleri” olarak deðerlendiren Cumhurbaþkaný Erdoðan, aradan geçen 4-5 yýllýk bir sürede FETÖ ile bunca hesaplaþma gerçekleþtikten sonra MÝT Müsteþarý'nýn kaçýrýlacaðý þeklinde bir haber üzerine nasýl davranýrdý?
Bu soruyu, MÝT'e gelip ihbarda bulunan Binbaþý O. K'nin “Darbe olabilir, çok kan döküleceði söylendi” tarzýndaki ifadesini yok farz ederek soruyorum. O.K'nin böyle bir ifadesi varsa, zaten “darbeyi okuyamamak” çok daha feci bir aymazlýðýn göstergesi olur. Konunun deðerlendirmesinde böyle bir ifadenin olup olmadýðý meselesine de açýklýk kazandýrýlacaktýr.
Genelkurmay Baþkaný'nýn “MÝT'ten gelen istihbaratta darbe söz konusu deðildi” ifadesi de bu soruyu sormayý engellemiyor.
Þu son yýllarda “Darbe”nin konuþulmadýðý gün mü var?
Bir de “Devletin her þeyi bildiði, sadece kuþlarýn tarlalara sýralanmasýný beklediði” iddiasý duruyor bir yerde.
Benim “Cumhurbaþkanýnýn haberi olsaydý...” diye bir soru sormam, Cumhurbaþkaný'nýn kalkýþmayý çok geç ve devlet kaynaðý dýþýnda (Eniþtemden öðrendim diyor Sayýn Cumhurbaþkaný) öðrenmiþ olmasý vakýasýndan kaynaklanýyor.
Cumhurbaþkaný'nýn, diyelim MÝT'e ilk ihbar geldiðinde haberi olsaydý ve onun ilk refleksi;
“- Bu kesin bir darbe giriþimidir. 7 Þubat'ýn devamýdýr. Bütün Türkiye teyakkuza geçsin. Þüpheli herkesi yakalayýn” deseydi, 15 Temmuz süreci nasýl geliþirdi?
MÝT Müsteþarý ile Genelkurmay Baþkaný arasýndaki bilgi sirkülasyonu, Baþbakan'a da çok geç haber verilmiþ. O sebeple benzeri bir soru “Baþbakan'ýn haberi olsaydý” þeklinde de sorulabilir.
Yukardan beri yazdýklarým, Cumhurbaþkaný ile MÝT Müsteþarý ve Genelkurmay Baþkaný'nýn gelen bir ihbarý deðerlendirme farký olabileceði ihtimalini ifade ediyor. “Bu darbe giriþimidir” diye okuduðunuzda bir refleks geliþtiriyorsunuz, “Bu sadece MÝT Baþkanýný alma giriþimidir” diye okuduðunuzda baþka bir refleks. Arada geçen üç - beþ kritik saat ise darbecilerin yol almasýna sebep oluyor.
Darbecilerin yol almasýnýn bedeli mi?
- 250 þehit ve binlerce yaralý.
“Kontrollü darbe”söylemi dehþet verici bir suçlama. “Aðzýndan yel alsýn” denecek bir itham. Ýtham evet. “250 þehidi bir baþka adrese fatura etme” giriþimi. Bunu kimse yapmaz, diye düþünürüm ben, bu vebalin altýna kimse girmez.
Ama gelen bir ihbarýn deðerlendirilmesini de içeren istihbarat zaafýný da önemsemek lazým.