Cumhurbaþkaný’nýn mitingleri

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn mitinglerinin bu seçimlerin en çok tartýþýlan konusu olduðu muhakkak. Bu formatýn klasik “Tarafsýz Cumhurbaþkaný” formatýndan farklý olduðunda da þüphe yok. Her ne kadar daha önceki Cumhurbaþkanlarýnýn tarafsýzlýðýnýn su götürür nitelikte olduðu da biliniyor ise de, 7 Haziran seçimlerinin kýran kýrana atmosferinde Erdoðan, tartýþmalarýn odaðýna oturuyor.

Cumhurbaþkaný muhalefetle açýk polemik yapýyor, adres göstermese de neresi için istendiði çok net olan bir taleple 400 milletvekili istiyor.

Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinden önce “Halk oyu ile seçilen Cumhurbaþkaný fiilen yarý baþkanlýðý getirir” tezleri vardý, o iddianýn kýsmen devreye girdiði söylenebilir. Ama diðer iddia olan “Partili Cumhurbaþkaný” modelinin daha etkin olarak devreye girdiði gözlemleniyor.

Muhalefet tabii olarak öfkeli. Onun için de “Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn saygýnlýðý” vs demeyip Erdoðan’ý boy hedefi olarak almaktan geri kalmýyor. Muhalefetin seçim kampanyasýnda da Erdoðan, en etkin saldýrý alanlarý arasýnda yer alýyor.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bu tavrý bilinçli olarak seçtiðini söylemek yanlýþ olmaz. Hiç þüphesiz 7 Haziran onun için de hayati önem taþýyor. Çünkü Cumhurbaþkanlýðýna çýkmýþ olmayý bir tür yarý emeklilik gibi görmüyor. Lideri bulunduðu siyasi hareketin etkinliðinin devletin zirvesine çýktýðýný, aslýnda orada da “Sistem restorasyonu” adýna yapýlmasý gerekli önemli adýmlar olduðunu düþünüyor. Halkýn kendisine verdiði yüzde 52 oyun, böyle bir misyonu içerdiðine inanýyor.

Erdoðan’ýn seçimlerde böylesine bir aktif hamle yapýldýðýnda öncelikle muhalefet cephesinden nasýl bir tepki ile karþýlaþacaðýný tahmin etmeyeceðini düþünmek akla ziyandýr.

Yine Erdoðan’ýn, bu “Yeni Cumhurbaþkaný görünümü”nün halk nezdinde nasýl karþýlanacaðýný, bunun, seçimler sonrasýnda anayasa deðiþikliði gibi bir misyon içinde görmek istediði Ak Parti oylarýný nasýl etkileyeceðini düþünmemiþ olamaz.  

Bu deðerlendirmeyi yaparken halkýn zihnindeki “Tarafsýz Cumhurbaþkaný” profiliyle kendisinin sergileyeceði profilin nasýl kýyaslanacaðý sorusu da, masaya yatýrýlmýþ olmalýdýr.

Bu deðerlendirmelerin, mesela 
Ak Parti kadrolarýyla birlikte, mesela Baþbakan Davutoðlu ile birlikte yapýlýp yapýlmadýðýný bilmiyorum. Ama Cumhurbaþkaný’nýn etkin olduðu bir atmosferin parti oylarýna nasýl yansýyacaðgý konusunun, en azýndan, meydanlara inildikten sonra masaya yatýrýldýðýný düþünebiliriz.

Tahminim þu:

Cumhurbaþkaný Erdoðan, kendisinin meydanlara çýkmasýnýn, Ak Parti oylarýný tahkim edeceðini düþünüyor.

Anadolu’da gezilerim oluyor. Son 20 gün içinde Kütahya, Manisa, Aydýn, Hendek ve Konya’ya gittim. Genelde Ak Parti’ye oy verecek çevrelerin nabzýný tuttum.

Öncelikle þunu paylaþayým:

Bir kesim Tayyip Erdoðan coþkusu yaþýyor.  O nerede ise orada duracak bir toplum kesimi olduðu kesin. Bu kesim Tayyip Bey’i “Baþkanlýk” dahil her sorumluluðu en iyi þekilde üstlenecek ve ülkeye hizmet edecek bir lider olarak görüyor.

Buna raðmen AK Parti kitlesinin bir bölümü dahil, “Baþkanlýk” tema’sýnýn belirgin bir heyecan uyandýrmadýðý da tespitlerim arasýnda. Bu sebeple de Baþkanlýk meselesi Tayyip Bey eksenli olarak tartýþýlýyor, isteyenler Tayyip Bey Baþkan olacak diye istiyor, istemeyenler de onun þahsýnda bir otoriterleþme gelecek diye istemiyor.

Peki Cumhurbaþkaný’nýn oy ister konumda meydana çýkmasý nasýl karþýlanýyor? Dediðim gibi “Tayyip sevgisi” bir kesimnde her þeyi meþrulaþtýrýyor. Ama bu kesimin Ak Parti oylarýnda bile yüzde kaça tekabül ettiði sorusu meçhul.

Bu konuyu irdelerken sanýyorum, üzerinde düþünülecek soru þudur: Ak Parti oylarý içinde kemik oy ne kadardýr, yüzer gezer nitelikte olup da  deðiþik sebeplerle Ak Parti’de konaklayan ne kadardýr ve bu ikinci kýsmýn “Partili Cumhurbaþkaný” olgusuna bakýþý nedir? Bu olgu onlarýn Ak Parti ile iliþkisini olumsuz etkiler mi etkilemez mi?

7 Haziran sanýyorum HDP ile ilgili hesaplar yanýnda bu konuda da toplum nabzýný bize bildirecek.