Ankara’nýn en güzel zamanlarý, karýn sanki hiç durmadan, sonsuza kadar yaðacakmýþ gibi aralýksýz yaðdýðý zamanlardýr.
Ýþte perþembe günü böyle bir günde, her tarafýn beyaz bir örtüyle kaplandýðý bir öðle vaktinde Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan’ýn sofrasýna misafir olduk.
Cumhurbaþkanlýðý külliyesi kar altýndaydý. Manzara enfesti doðrusu. Beyaz renkli bir sessizlik hissi doluyor içinize. O sofrada konuþulanlar sýcak mý sýcak konulardý... Bir o kadar da can alýcý.
Böylesi kýymetli an ve buluþmalarda, aklým hep geçmiþe gider. Sayýn cumhurbaþkaný bizi kabul ettiði salona girdiðinde aklým yine geçmiþe takýlýp kalmýþtý. Ýnkar ve yok sayma süreçlerinden ve bu süreçlerin doðurduðu maðduriyetlerden sonra, Türkiye’nin halk oyuyla seçilmiþ ilk cumhurbaþkanýnýn sofrasýnda, bu ülkenin deðerli akademisyenleri ve gazetecileriyle ülke sorunlarýný üç saat boyunca konuþmak, fikir alýþveriþinde bulunmak bu ülkenin geleceði ve bugünü için büyük bir kazaným ve bu kazanýmý, þaka gibi sanki, diktatör olmakla suçlanan bir lidere borçluyuz. Bu yaþýma geldim, nice baþbakanlar cumhurbaþkanlarý gördüm, ülkesinin fikir adamlarýyla sýk sýk bir araya gelen ve istiþare eden bir cumhurbaþkaný bir ilk. Demirel’in ve Özal’ýn yakýnýnda duran ve sayýlarý bir iki kiþiyi geçmeyen gazeteciler filan vardý tabi, ama cumhurbaþkaný sofrasýnýn her fikirden insana açýk tutulduðu bir gelenek sayýn Erdoðan’la baþladý.
Sayýn Erdoðan toplantýyý açarken ve kapatýrken bazý fikirlerini paylaþtý, bunun dýþýnda üç saat süren toplantýda pür dikkat misafirlerini dinledi, zaman zaman bizzat not aldý. O huzur ve güven veren ortamda ise benim aklým biraz da kendi kiþisel hikayemin çeþitli safhalarýndaydý. Sen gel bir devletin envai çeþit maðduriyetlerinden sonra, Diyarbakýr cezaevi, yasaklar ve hapislik yýllarýndan sonra halkýn oyuyla seçilmiþ bir cumhurbaþkanýnýn sofrasýnda Türkiye’nin sorunlarýný, deðerli bilim adamlarý ve gazetecilerle müzakere et... Bunun iktidara yakýn olmak veya milletvekili olmakla da alakasý yok inanýn. Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi artýk bir Türkiye platformu. Leyla Zana mesela muhtemelen yakýnda orada olacak. Bizim katýldýðýmýz toplantýda bir gazeteci arkadaþýmýz önerdi ve sayýn cumhurbaþkaný da kabul etti. Bu görüþme inþallah hayýrlara vesile olur...
Türkiye zor zamanlardan geçiyor. PKK’nýn terör saldýrýlarý nedeniyle meydana gelen ölümler, ilçelerin yakýlýp yýkýlmasý, karne alan çocuklarýn ortasýna bomba atacak kadar alçalan vahþi insanlarýn aramýzda dolaþmasý, bu zor günlerin bir an önce geride býrakýlmasý gerektiðini adeta emrediyor.
Bir görüþme, kamuoyunun merak edeceði ve umut yaratacak bir buluþma çok þey demek ve çok þey ifade eder...
‘Türkiye, terörle mücadele eden baþka ülkelerden çok farklý bir coðrafyada bulunuyor, terör ve þiddetin bitmediði bir bölgede yer alýyoruz’ dedi Cumhurbaþkaný Erdoðan ve devam etti:
‘Terörün günlük hayatýmýzdan çýkmasý lazým, Suriye’de merkezi devletin çökmesi terörü ve terörist örgütleri besleyen bir faktör oldu. PKK terörü içerden deðil dýþardan tezgahlanmýþ bir süreç ve ülkemizi bölmeye çalýþýyorlar.’
Teröre karþý mücadelede en büyük silahýmýz nedir sorusu iþte bu zor süreçte çok önem kazanýyor. Terör meselesinin çok kýsa zamanda normalleþmesini beklemek belki çok gerçekçi deðil, ama bu halin uzun süre devam etmeyeceði edemeyeceði de çok açýk. Teröre karþý demokrasi ve özgürlük alanýný kararlýlýkla korumak en büyük imkan veya silah diyelim.
O sofrada bu gerçeðe bir kez daha iþaret edildi. Halil Berktay hocamýzýn söyledikleri o kadar önemliydi ki, saygýsýzlýk olur diye yazmýyorum belki serbestiyette kendisi gerek görürse yazar hep beraber okuruz.
Ben kendi söylediklerimi biraz özetleyip yazýyý bitirmek istiyorum.
Sur, Cizre, Nusaybin ve Silopi’den çýkan vatandaþlarýmýzýn sorunlarý. Kýsa, orta ve uzun vadede yapýlacaklar var. Ama en öncelikli mesele bu insanlarýn kýþý rahat geçirmeleri, barýnma, ýsýnma ve iþ sorunlarýnýn çözülmesi. Ýþkur’dan her aileden bir kiþiye -elli bin civarýnda aile olduðu tahmin ediliyor- iþ saðlanmasý önemli, sayýn cumhurbaþkanýmýza bunu ifade ettim. Ýþverenlerin banka kredilerinin yapýlandýrýlmasý ve ödemelerin ertelenmesi deðindiðim ikinci konuydu. Üçüncü olarak da Habur’daki trafiðin devam etmesi ve kesintiye uðramamasý ki bugün için bir sorun yok zaten...
Cumhurbaþkanlýðý sofrasýndan yeni bir umutla ayrýldýðýmý söyleyebilirim. Bir gün sonra milletvekili arkadaþlarýmýzla Joe Biden’la görüþtüm. Bu görüþmenin notlarý yarýna. Ama bu görüþme Sayýn Biden’ýn ifade ettiklerinden yola çýkarak ‘Amerika ve Kürtler’ baþlýklý bir dizi yazý yazmayý da düþündürdü diyebilirim. Galiba ne Amerikayla oluyor ne Amerikasýz...