Siyaseti deðersiz ve önemsiz kabul eden, siyasal iktidarlarý; yani seçilmiþleri devlet fotoðrafý içinde flu, silik bir silüete layýk gören gelenek yeniden diþ gösteriyor. Bu kez Cumhurbaþkanlýðý Sarayý üzerinden yapýlan spekülasyonlarla...
Makul bir tartýþma deðil, amacý siyasete ve elbette Cumhurbaþkaný Erdoðan’a yönelik hassas atýþlarla saldýrmayý planlayan giriþimi izliyoruz. O kadar ki neredeyse bütün binalarý Cumhurbaþkanlýðý Sarayý’ndan daha büyük ve pahalý olan New York þehrinin ismini taþýyan gazete bile iþtahla dedikodu yapýyor.
Þatafat meraký olsa 12 yýl apartman dairesinde oturmazdý
Bin odalý saray! Böyle söylenince aðzý dolduruyor diye bazý simalarda hemen bir hayret ifadesi oluþuyor. Býrakýn bin odayý beþ bin odalý otellerin ya da bin-iki bin odalý banka binalarýnýn dünyasýnda Cumhurbaþkanlýðý’nýn çalýþma mekanýnýn oda sayýsýnýn çetelesini tutmanýn ne anlamý vardýr? O kadar oda olmayacaksa yeni bir bina yapmanýn lüzumu yoktur zaten. Gerekirse bin de olur iki bin de...
Dedikoduyu býrakalým da binaya ciddi bir gözle bakalým.
Önce, bu bina için eleþtirilen Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn elinde her türlü imkan ve tahsis edilmiþ birçok mekan varken 12 sene, merkeze uzak bir mahallede apartman dairesinde oturduðunu unutmayalým. Gösteriþe, þatafata meraký olsa herhalde bunu saðlamanýn imkanlarýna sahipti. Yapmadý, aksine kiþisel güvenliðini bile ikinci plana atarak o mahalleyi tercih etti.
Þimdi çalýþmak için seçtiði yeni binada da bugüne kadar parti, baþbakanlýk ve cumhurbaþkanlýðý binalarýndaki odalardan fazlasýný kullanacak deðildir. Ayrýca, Beþtepe’deki yeni binada da en nihayet millet kendisini seçtiði kadar oturacaktýr.
Sarayýn maliyeti bir otobanýn tek þeridi kadar
Binanýn maliyeti mi yüksek? Eksikleri tamamlandýðýnda bir milyar 100 milyon lirayý bulacak. Yani, hepsi Ankara-Kýrýklale arasýndaki yolun bir þeridinin maliyeti kadar. Bununla birlikte ihalesi þeffaf yapýlmýþ ve Sayýþtay’ýn binaya ilk kazma vurulduðu günden son güne kadar yerinde, yani þantiyede masa kurarak her kuruþu, her iþlemi anýnda denetlediði bir projeden söz ediyoruz.
Þatafat mý? Binada þatafat yok. Sadece ana binanýn giriþinde tavanlarýn yüksek olduðu yerler; yani yabancý misafirleri kabul alanlarýnda görkem var ki o da Türkiye Cumhuriyeti’nin görkemidir. Binanýn tek lüksü de bu alandaki mermerler... Geri kalan bölümler bildiðiniz, sýradan ofis katlarý. Her biri fonksiyonuna göre düzenlenmiþ küçük çalýþma odalarý. Daire baþkanlarý ve genel müdürlerin makamý hariç hiçbir odaya parke bile döþenmemiþ.
Toplantý salonlarý dahil odalarýn hepsi bütün altyapý tasarýmlarý inceden inceye planlanmýþ. Teknolojik, sadece fonksiyonlara göre tasarlanmýþ ve yeni ihtiyaçlara göre de revize edilebilir bir bina. Býrakýn Cumhurbaþkanlýðý Sarayý’ný sýradan bir iþ merkezini bile yaparken artýk böyle bir planlama þarttýr.
Devletin ilk kez bir kriz merkezi oluyor
Gelelim meselenin en can alýcý noktalarýna...
Bugüne kadar devletin depremlerden doðal afetlere, büyük sosyal olaylardan savaþ hallerine kadar kritik süreçleri yönetecek bir kriz merkezi olmadýðýný biliyor muydunuz? Yok. Ýlgili birimlerin özel hazýrlýklarýyla yapýlan kriz toplantýlarý vardý ama bütün bilgilerin ayný anda görülebildiði bir kriz merkezi altyapýsý yoktu. Ýlk kez yeni Cumhurbaþkanlýðý Sarayý’nda bu imkan olacak. Uçak ve insansýz hava aracý görüntülerinden uydu ve mobese kayýtlarýna, internet ve bir kriz anýnda üretilen ne kadar resim, video ve bilgi varsa hepsine kadar bütün bilgiler bir odada ekranlara yansýyacak. Yani, karar vericilerin maksimum bilgiye ulaþabilmeleri, en doðru kararý alabilmeleri için gereken ne varsa bir merkezde, ekranlara toplanabilecek. Toplanmakla kalmayacak bu bilgiler ayný anda iþlenmiþ olarak da devletin zirvesine servis edilecek. Kim böyle bir merkezin lüks ve þatafat olduðunu söyleyebilir?
Bununla birlikte binada en aðýr konvansiyonel ve nükleer bombardýmana karþý bir de nükleer sýðýnak bulunuyor. Bu da ne yazýk ki þimdiye kadar hiçbir devlet binasýnda düþünülmemiþ bir bölümdür.
Tarih de yaþayacak, tarihe eser de býrakýlacak
Beþtepe’deki saray, Türkiye Cumhuriyeti’nin en az 100 yýl kullanacaðý bir prestij binasýdýr. Devletin temsili ve modern çalýþma imkanýna kavuþmasý açýsýndan geç bile kalmýþ bir projedir. 2014 yýlýnda hala 1930’larda yapýlmýþ çalýþma mekanlarýna mahkumiyet düþünülemez. Eski ve tarihi binalar þehirlerin deðerleridir. Onlar korunacak ve yaþayacak elbette. Ama bugünkü nesiller de bugünün ihtiyaçlarý için yeni eserler inþa edecek.
Dünyanýn gözü üzerinde olan, bölgesinin de cazibe merkezi bir ülkeyi hala eski, köhne, sýradan mekanlara layýk görmek ayýptýr.