10 Aðustos’da Türkiye çok önemli bir seçim yapacak.
Yakýn tarihimizde, bu tarihsel dönemi Cumhuriyet ile örtüþtürebiliriz, tüm Cumhurbaþkanlýðý seçimleri çok sancýlý oldu.
Bunun nedenini çok net kafama oturtamýyorum, ama böyle oldu ise, bunun bir nedeni vardýr diye düþünmek mümkün.
Bu kez, üstelik, ilk kez, bu makama birisi genel oyla seçilerek gelecek.
Sadece bu durum bile, 10 Aðustos’un ne kadar önemli olduðunu gösteriyor.
Ama, bence, 10 Aðustos sonrasý, hadi bilemediniz, ikinci tur sonrasý çok ama çok daha önemli olacak.
Benim, bu satýrlarýn yazarýnýn derdi belki biraz daha farklý.
Ben, Çankaya’ya beþ sene için kimin çýkacaðý kadar, hatta muhtemelen bu önemli tercihten de daha fazla, yeni Cumhurbaþkanýnýn Türkiye’mize yeni, çaðdaþ, demokrat, özgürlükçü, sivil-asker iliþkilerini, din-devlet iliþkilerini normalleþtirecek, en azýndan bu doðrultuda güçlü adýmlar atacak, TBMM’nin bu hedefe kitlenmesini saðlayacak bir kiþinin Çankaya’ya çýkmasý ile ilgileniyorum.
Þayet, Anayasa deðiþmeyecek, pardon, tümüyle yeniden yazýlmayacak, Siyasal Partiler Kanunu bu yeni anayasa ilkeleri doðrultusunda deðiþmeyecek ise, Çankaya’ya Sayýn Erdoðan, Sayýn Ýhsanoðlu, Sayýn Demirtaþ çýkmýþ, doðrusu beni çok ilgilendirmiyor.
Anayasa yeniden yazýlamayacak ise kimin Cumhurbaþkaný olacaðý gerçekten çok önemli deðil.
Aðustos seçimlerinde, lafý evirip çevirmeye gerek yok, Cumhurbaþkanlýðý için en güçlü aday hiç kuþkusuz Sayýn Erdoðan.
Sayýn Erdoðan siyasetin en zorlu yerlerinden geliyor, adaylýðýna, Cumhurbaþkanlýðý’na hiç itirazým yok.
Parlamenter sistemin baþkanlýk ya da yarý baþkanlýk sistemine dönüþmesine, gerekli anayasal deðiþikliklerin, kurumsal deðiþikliklerin yapýlmasý koþuluyla da, bir itirazým yok.
Bu satýrlarýn yazarýnýn tercihi parlamenter sistemdir ama baþkanlýk ya da yarý baþkanlýk sistemine geçiþin, gerekli anayasal, kurumsal dönüþümler yapýlabildiði ölçüde, bir diktatörlük rejimi oluþturacaðý iddialarý da hukuken, kurumsal olarak havada kalabilecek iddialardýr.
Baþkanlýk ya da yarý baþkanlýk sistemleri de, parlamenter sistem kadar meþruiyet taþýrlar.
Meþruiyet sorunu 1982 Anayasasý, Kenan Evren Anayasasý ile yönetiliyor olmamýzdan kaynaklanýyor.
Türkiye’yi bekleyebilecek en tehlikeli süreç mevcut anayasal sistem içinde seçilecek bir Cumhurbaþkanýnýn, yetkilerini mevcut hukuk sistemi içinde zorlamasýný kastetmiyorum, buna bir itirazým yok, açýk anayasal yetki aþýmý gerçekleþtirmesidir.
Neden mi?
Böyle bir davranýþ kalýbý sistemik sýkýntý çýkarýr ve ilk genel seçimlerde, diyelim 2015’de, anayasa deðiþikliðini, anayasanýn yeniden baþtan yazýmýný gerçekleþtirecek parlamenter çoðunluðun oluþmasýný zora sokabilir.
Hatta, sokabilir deðil, sokar.
Tekraren ifade ediyorum, benim derdim, kimin Cumhurbaþkaný olacaðý deðil, ilk genel seçimlerde TBMM’de yeni bir anayasa yapýlabilecek bir çoðunluðun oluþmasýdýr.
Aðustos 2014 sonrasý da yeni Cumhurbaþkanýndan, TBMM’den, bir yurttaþ olarak temel beklentim, ilk genel seçimlerde yeni bir anayasa yapabilecek çoðunluðun oluþmasýna katký yapacak bir siyaset yürütülmesidir.
Gerisi gerçekten laf-ý güzaftýr.
Benim beklentim, þayet Sayýn Erdoðan Çankaya’ya çýkarsa, güçlü bir ihtimaldir, ilk genel seçimlere kadar gereksiz bir biçimde yükselen tansiyonu düþürmesi ve TBMM’de evrensel kriterleri haiz bir anayasa yapacak bir çoðunluðun oluþmasýna katký yapmasýdýr.
Türkiye’nin bu anayasa, bu hukuk sistemi ile 2023 hedeflerini yakalamasý olanaksýzdýr.