Siz onu 28 Þubat sürecinde, darbecilerin karargâhý haline getirilmiþ Radikal gazetesinden tanýyorsunuz.
Bu gazetenin bir “þey”iydi...
Koordinatör yahut yazý iþleri müdürü gibi bir þey...
Ýsmet Berkan’ý postalayýnca (yoksa Mehmet Yakup Yýlmaz mýydý?) bunu getirdiler yayýn yönetmenliðine.
Ýsmi lazým deðil...
Bütün rezalet “irtica” haberlerinin arkasýnda bunun parmaðý ve yönlendirmesi vardý. “Asparagas”ýn dibini bulmuþtu. Adeta darbe karargâhýnýn levazýmatçýsýydý. Neye ihtiyaç varsa bulup buluþturup yayýnlýyordu.
Þimdilerde, Maocu Kemalistlerin yayýn karargâhý olan bir internet sitesinde yazýyor.
Arkadaþta kafa uçuk...
Biraz solcu ama çokça Kemalist bir arkadaþ...
Böylelerine “ulusalcý” diyorlar.
Kemalizm’le sosyalizmin izdivacýndan doðmuþ tuhaf bir ulusalcýlýk...
Bir ulusu “ulus” yapan deðerler konusunda biraz sýkýntýlarý var ama süzme ulusalcýlar gibi hepten münkir deðil. Ýþin manevi (!) boyutuyla da ilgili...
Mesela, Mustafa Kemal dönemine özel anlamlar yüklüyor...
Evet, özel anlamlar yüklenecek bir dönemdir ama bizimki bu vetireyi “ezoterik” bir çerçeve içinde, ezoterik kavramlarla anlamaya çalýþýyor ve sonuçta anlamamýþ oluyor. Anlamadýðý “þey” üzerine kurduðu hüküm de, doðal olarak “uçuk” kalýyor.
Son numarasýný anlatayým:
Bir soru bizimkine dert olmuþ...
Hani Soner Yalçýn gibilerin de sýkça sorduðu, “Erdoðan ne yapmak istiyor da yapamýyor, ille de Cumhurbaþkanlýðý Sistemi diye tutturuyor?” sorusu.
Bu soru bu satýrlarýn yazarýna da dert olmuþtu...
Bugün her þeyi yapabilen, “yetkili ama sorumsuz Cumhurbaþkaný” olarak geniþ bir iktidar alanýna (imkânýný) sahip bulunan ve yetkilerini sonuna kadar kullanan, üstelik bir sonraki seçimi kazanacaðýna kesin gözüyle bakýlan Erdoðan niçin kendisini “sorumluluk” altýna sokacak bir sistem deðiþikliðine “evet” desin? Niçin rahatýný bozsun?
Bu soruya, dilim döndüðünce, bu köþede cevap vermeye çalýþýyorum.
Erdoðan, mevcut sistem müdahaleye açýk olduðu ve vesayetçilerin (iç ve dýþ vesayet odaklarýnýn) iþtahýný kabarttýðý için bu yola girdi. Bir diðer ifadeyle, sistemin deliklerini týkamak ve vesayetçileri müdahaleden uzak tutmak için yetkilerini sýnýrlamayý göze aldý. Kendisini deðil, kendisinden sonrasýný düþündü.
Bu soruya baþka türlü cevaplar verildiðini de biliyorum.
Kimi, “Bahçeli’nin tuzaðýna düþtü” diyor.
Kimi, “Niyeti bizi Avrupa’dan uzaklaþtýrmak ve totaliter bir Cumhuriyet kurmak” diyor.
Kimi de, “Bizim hocayý bertaraf etmek istediði için bu yola girdi” diyor.
Bizim ezoterik ulusalcý ne diyor?
Kendisi anlatsýn: “Erdoðan neyi yapmak istiyor da yapamýyor? Neden TBMM’yi devre dýþý býrakacak Tek Adam yetkisi istiyor? Yanýtý net verelim: Erdoðan ABD-Ýsrail’in yeni planý olan ‘Ýran’a karþý Arap NATO’suna (Sünni NATO)Türkiye’yi sokmak istiyor... TBMM buna direneceði için TBMM’yi devre dýþý býrakmak istiyor... Arap NATO’su… Ya da Sünni NATO’su... Veya Ýslam NATO’su...”
Bu yeni kurulacak Sünni NATO’su ne yapacakmýþ, biliyor musunuz?
Ýran’ý yýkacakmýþ.
Bu, ayný zamanda Kissinger’ýn planýymýþ.
Kissinger ve ekibine göre “Ýslami terör”ün arkasýndaki esas güç Ýran’mýþ... Onun için öncelikle Ýran’ýn yýkýlmasý gerekiyormuþ... Bu ayný zamanda Ýsrail’in güvenlik stratejisiymiþ...
Sünni NATO’su kurulacak, Ýran’ý yok edecek, böylece ABD’ye karþý oluþan Rusya-Ýran-Çin (Avrasya) Ýttifaký parçalanmýþ olacak...
Demek istiyor ki yazar, Erdoðan’ý güçlendirecek Cumhurbaþkanlýðý modeli bir Kissinger projesidir.
Hedef önce parlamentoyu, sonra Avrasya ittifakýný yýkmak...
Önce inanmak istemedim ama vallahi böyle diyor.
Ben de diyorum ki, madem öyle FETÖ’cüler ve “Bizim hoca ne olacak?” diyen “endiþeli Ýslamcýlar” paniðe kapýlmasýn... Ýþler tam da onlarýn istediði gibi yürüyor...