30 Mart ‘hibrit’ seçim sonuçlarý üzerinde yapýlan deðerlendirmelerde ‘kaybedenler kulübü’ üyeleri sýralanýyor birkaç gündür. Birinci sýrada ‘cemaat’ var, ikinci ve üçüncü sýrayý CHP ve MHP alýyor.
Aslýnda arada baþka kaybedenler de var.
Mustafa Sarýgül ve Mansur Yavaþ, bir ‘cemaat destekli proje’ olarak yüksek oy aldýlar evet; ancak bir daha tek veya ‘konsorsiyum’ olarak sahneye çýkamazlar. Mansur Yavaþ, zaten MHP’de kabul gören bir isim olamamýþtý, 2009’da Ankara’daki baþarýlý performansýna raðmen. Bundan sonra ‘ülkücü camia’da siyaset yapmasý zor görünüyor.
Sarýgül ise ‘kiþilik farký’ nedeniyle geri çekilmez. Bugünden itibaren bir ‘baþkan’ deðil... Ve bu onun için ‘sürdürülebilir’ deðil. O yüzden önceki gün “Sarýgül’ün rotasý Ankara” diye yazmýþtým.
Öyle de olacak, ancak hemen deðil.
Þu an söyleyebileceðim, CHP’nin Cumhurbaþkanlýðý için aday gösterme sürecine aktif olarak katýlacaðý; bu süreçte parti yönetimindeki destekçileriyle etkili olacaðý ve boyunu göstereceði; mümkünse parti yönetiminde görev almanýn alt yapýsýný yapacaðý; cumhurbaþkaný seçiminin ardýndan da Genel Baþkanlýk için düðmeye basacaðý...
Süreci izlerken “Sarýgül’ün yolu”nu da izlemiþ olacaðýz.
Eðer Kemal Kýlýçdaroðlu cumhurbaþkaný adayý belirlenmesi ve seçim kampanyasýný iyi yönetemezse, Haziran 2015 seçimlerine CHP yeni bir Genel Baþkan liderliðinde girebilir.
Çünkü CHP, oy kaybý tahammül sýnýrýnýn altýna düþtüðünde hep ayný þeyi yapýyor, suçu genel baþkana yüklüyor ve onu deðiþtirerek baþarýyý yakalayacaðýný sanýyor.
Bu nedenle habire genel baþkan deðiþtiriyor!
Farketmiþsinizdir, genel seçimin de 2015’te yapýlacaðýný söyledim.
Seçimin Ekim-Kasým aylarýna çekilmesi matematiksel olarak mümkün. Ancak bunun ‘siyaseten’ tercih edilmediðini söyleyebilirim. Bugünkü görünüm, seçimlerin Haziran 2015’te, yani zamanýnda yapýlacaðý yönünde. Bunun deðiþmesi için de bir neden görünmüyor.
Ama daha önemli bir seçim giriyor artýk gündemimize, cumhurbaþkanlýðý seçimi...
Cumhurbaþkanlýðý seçimi sadece Köþk’te oturacak kiþiyi deðiþtirmeyecek; ülkeyi 9 ay yönetecek baþbakaný, kabineyi belirleyecek; Haziran 2015’te seçilecek olan hükümeti de iþaret edecek.
10 Haziran’a kadar 2 ay boyunca þu sorularý tartýþacaðýz:
-Baþbakan aday olacak mý?
-Geçiþ dönemi baþbakaný kim olacak?
-Gül AK Parti’ye dönecek mi?
-CHP ve MHP ortak aday gösterecek mi?
-Baþkanlýk sistemi veya partili cumhurbaþkaný olur mu?
Bunlarýn bir kýsmýnýn cevaplarý þimdiden konuþuluyor. Örneðin Baþbakan Erdoðan’ýn Köþk için bu kez aday olacaðý, yüzde 45,5’un üzerindeki oy oranýnýn referandumda Erdoðan için yüzde 55’in üzerinde bir oy demek olduðu deðerlendiriliyor.
Ýkinci önemli soruya gelince...
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün 7 yýllýk görev süresi boyunca Baþbakan’la çatýþmamaya özen gösterdiði, bir iki küçük pürüzün dýþýnda sorun çýkmadýðýna dikkat çekilerek, son dönemde ise söylemlerinin ‘örtüþtüðüne’ iþaret ediliyor. Yani ‘Gezi’den itibaren...
Bu, “Gül de Baþbakanlýða hazýrlanýyor zaten” demek...
Parti içinde Gül’e yönelik bir tepki olmaz.
Ya direnç?
Olsa da dýþarý yansýmaz..
Çünkü Gül’ün baþbakanlýðý hem AK Parti tabaný, hem de genel Türkiye kamuoyu tarafýndan kabul edilmiþ, ekonomistlerin deyimiyle ‘satýn alýnmýþ’ durumda.
O halde sonucu belli olan bir referanduma mý gidiyoruz?
Tam olarak böyle söylenemez elbette. Her süreç önemli sürprizleri içinde barýndýrýr.
Ya da bilinen deyimle ‘siyasette 24 saat uzun bir süredir’...
Ama birçok ‘ilk’i yaþayacaðýmýz kesin bu süreçte...
‘Müstakbel baþbakan adayý’ Köþk’te otururken Baþbakan bu kez ‘partisi’ için deðil, kendisi için seçim kampanyasý yapacak.
Bu arada Türkiye’yi 9 ay sonraki seçime kadar yönetecek yeni baþbakan seçilmiþ olacak. Ýsimler þimdiden tartýþýlmaya baþlandý bile. Ancak “Erdoðan’ýn yerini dolduracak isim” bulunamadýðý için þimdilik herkes koltuða ayný uzaklýkta! (Belki burada, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun Erdoðan’ýn sesinin kýsýlmasý nedeniyle katýlamadýðý Konya mitingindeki performansýna dikkat çekilebilir...)
Gül partinin baþýna geçecekse, milletvekili olamadýðý için muhtemelen Genel Baþkan olarak partisinin baþýna geçecek. Ve yine muhtemelen seçimlere kadar Türkiye’yi dolaþarak ‘ýsýnacak’...
Diðer olasýlýklarý bir ay sonra konuþmaya baþlarýz.