Biri eski Cumhurbaþkanýmýz: Abdullah Gül. Ötekisi eski Baþbakanýmýz: Ahmet Davutoðlu.
“Bizim” diyorum. Çünkü ikisi de içimizden en tepeye çýkmýþ/çýkartýlmýþ isimler. Ne çektiysek ve ne çekiyorsak hep “bizden” diye bildiklerimizden çekmiyor muyuz? Ýhanet hep içerden gelir. Hep en yakýnlarýnýzdan. Çoðu kez baþýnýza taç ettiklerinizden. Düþmandan gelene ihanet denmez. Düþman hep içinizden birilerini ayartarak gücünüzü kýrmaya çalýþýr. “Kaleyi içerden fethetmek”, Mankurtlar marifetiyle mümkün olabilir. Aytmatov’un o muhteþem Mankurt karakterine benzeyen ne çok insan varmýþ içimizde meðer! Mankurtlar “sizden”dirler zahiren; ama gerçekte zihnen ve ruhen devþirilmiþlerdir. Pensilvanya’daki deccalin tarlasýnýn en baþtan sürüldüðünü anladýðýmýzda iþ iþten geçmiþti. O deccalin Haþhaþilerini temizlemeye koyulduðumuzda karþýmýza dikilip bizi tehdit eden içimizdeki kimi zevata Mankurt mu desek kripto mu?
Yüce Divan oylamasýnda kendilerini ele verdiklerinde baðýþladýk da ne oldu? 15 Temmuz’da asker üniformasýyla darbeye kalkýþtýlar. Ýçimizdeki Mankurtlar bizi hep arkadan hançerlediler. Referandumda da, Cumhurbaþkanlýðý ve Milletvekilliði seçiminde de, 31 Mart belediye seçiminde de... “Cumhurbaþkaný çaðrýda bulunsun, AK Parti’nin eski kurucu aktörleri bir araya gelir partiyi tekrar eskisinden daha güçlü hale getiririz!” deyip rol kapmaya çalýþan zat, bu sözlerinin üzerinden iki gün geçmeden bugün Gül ve Davutoðlu’nun söylemine benzer bir söylem üzerinden zehir zemberek eleþtiriler getirmedi mi? Bir yanda partiyi zayýflatacaksýnýz, Erdoðan’ý düþmanlarýmýzýn aðzýyla “tek adam!” diye suçlayacaksýnýz, öbür yanda partinize yeni yol haritasý çizeceksiniz ve Erdoðan’a “aðabey” rolünde akýl vereceksiniz!
Kendini akýllý, cümlemizi de akýlsýz zanneden o zat hâlâ üst perdeden ve kendinde güç vehmederek konuþmaya devam ediyor. Mantýðý Gül ve Davutoðlu mantýðý. “Fabrika ayarlarýna dönüþ!” diyenlerden yani. Bu söylemin Erdoðan’a yönelik hangi suçlamalarý/düþmanlýðý içerdiðini bilmiyoruz sanki. Ama adam kurnaz. Ýçerde kalarak içeriyi fethetmeye çalýþýyor. Henüz YSK konusundaki fikrini serdetmedi ama öncesinde yaptýðý bir konuþmada YSK’nýn seçimleri yenileme kararý vermesi halinde bunun Ýmamoðlu’na güç kazandýrmaktan öte bir iþe yaramayacaðýný söylediðini biliyoruz. Bu da yeni moda Erdoðan karþýtlýðýna giydirilen siyasi kýlýf iþte! Gül tepkisini anýnda koydu. Akabinde Davutoðlu aynýný yaptý. Tavýrlarý bilumum Erdoðan düþmanlarýyla bir.
Gül zaten Cumhurbaþkanlýðý seçiminde kabul edilmesi halinde CHP, PKK/HDP, ÝYÝ PARTÝ, SP ve FETÖ ittifakýnýn adayý olabileceðini duyurmuþtu. Davutoðlu rengini daha sonra belli etti. Ýzzet Özgenç gibi Erdoðan’ýn sayesinde hak etmediði makamlara getirilen ve Osman Can gibi bir dönem milletvekili yapýlan hukukçularýn tepkisi de umarým iyi deðerlendirilir.
Gül ve Davutoðlu üzerinden sistemin içine yerleþtirilenlerin bir iþaretle ne yapabileceklerini hesaba katmazsak hüsrana uðrarýz. Diyeceðim o ki 15 Temmuz’da asker üniformasýyla baþaramadýklarýný siyasetçi üniformasý üzerinden baþarmaya çalýþýyorlar. Venezuela’da yapýlanlar Erdoðan Türkiyesi için bir mesaj. FETÖ’cülerin “Erdoðansýz Türkiye!” için önerdikleri formül; “Gül’ün baþkaldýrýp Erdoðan’dan iktidarý devralmasý”ydý. Þimdi buna Davutoðlu da katýldý. FETÖ’nün siyasi ayaðýnýn ortaya çýkartýlmasýný isteyenler, FETÖ’nün “kansýz deðiþim!” için öngördüðü oyun planýna göre hareket edenlere baksýnlar. Türkiye’ye yönelik ekonomik ve siyasi saldýrý için ayný anda düðmeye basan güç odaklarýyla bir safta hizalananlarýn kimin siyasi ayaklarý olduðu aþikârdýr.
Bu süreçte Gül ve Davutoðlu gibi Mankurtlarýn yaný sýra bir dönem itibarlý konuma oturttuðumuz medya, üniversite ve sanat camiasýndaki kimi insanlarýn gerçek yüzlerini görmek de az bir kazaným sayýlmaz. Bize ayaðýmýz az biraz sürçtüðünde ihanet eden kof isimler deðil; 15 Temmuz’da ölüm meydanlarýnda yanýmýzda duran hasbi yiðitler lazým, biline!