Cumhuriyetçi Senatör Portman, Obama’nýn Çin’i karþýsýna almayacaðýný düþünüyor. Çünkü Çinliler tahvil aldýðý için bütçe açýðý finanse ediliyor. Oysa Çinliler’in bizim tahvillere meraklý olmasýna ihtiyacýmýz yok.
OHIO’DAN Cumhuriyetçi Senatör Rob Portman’a teþekkür edelim, geçen ay Tampa’da bütün yalanlarý bir kenara býraktý ve onun yerine bize eski usul kötü makroekonomi örnekleri sundu.
Cumhuriyetçi Parti Kongresi’nde yaptýðý konuþmada Portman, Obama hükümetini Çin’e karþý daha sert bir tutum takýnmadýðý için fýrçaladý (bu bazen benim de þikayetçi olduðum bir þey) ve ardýndan tamamen yanlýþ bir açýklamaya gitti. Portman dedi ki, Baþkan Obama Çin’i karþýsýna almayacaktýr çünkü: “Obama rekor düzeydeki trilyon dolarlýk bütçe açýklarýný Çin onlarý finanse etmek için tahvillerimizi almazsa kaldýramaz.” Pekala, o zaman soru þu: ABD’nin toplamda ne kadar denizaþýrý finansa ihtiyacý var?
Cevap: Bu bir hesap özdeþliði ile belirleniyor. Yani, sermaye giriþleri mevcut hesap açýðýna eþit; yatýrýmlardan gelen geliri de içeren geniþ çaplý bir ticaret dengesi önlemi (Ticaret sermaye akýþlarýna uyum saðlayabiliyor, tersi deðil ama bu uzun hikaye).
Az borçlanmak mümkün mü?
Öyleyse Obama döneminde mevcut hesap açýðýnýn gayrisafi milli hasýlada payý ne oldu? Þey, Ekonomik Analiz Bürosu’nun verilerine göre epeyce düþtü. Devletin bütçe açýðý bu kadar yükselmiþken yabancýlardan çok daha az borç almak nasýl mümkün oluyor? Cevap: Özel sektör borçlarýný azaltýyor; tüketiciler borçlarýný ödemeye çalýþýr ve þirketler zayýf tüketici talebinden ötürü yatýrým yapmaktan çekinir haldeyken büyük oranda üretim fazlasý oluþtu.
Tüm bu devlet borç açýklarý bu harekete kýsmen etki etti, o yüzden denizaþýrý borçlanma yükselmedi, düþtü.
Peki, özel sektörün borçlarýný azaltmasý durursa ne olur? Cevap: Güçlü bir ekonomik iyileþmeye gideriz, bu da baþka etkilerinin yaný sýra bütçe açýðýný büyük ölçüde düþürür.
Bu durumun bir yan etkisi ise tabii ki o süre dahilinde açýðýn iyi bir þey olmasýdýr; özel sektör temayül fazlasýný dengelerken ekonomiye destek olur.
Neticede Birleþik Devletler’in bütçe açýðýný kim finanse ediyor? Özel sektör. Çinliler’in tahvil almasýna ihtiyacýmýz yok ve her þeyden geçtim, güçlü olan biziz çünkü bizim onlarýn parasýna ihtiyacýmýz yok ve onlarýn kaybedecek çok þeyleri var.
Japonlar farkýnda
Aslýna bakarsanýz, tahvillerimizi satýn almalarýný istemiyoruz; dolarýn deðerinin düþük olmasý daha iyi (Japonlar bu gerçeðin farkýnda).
Bunca yýldan sonra bile pek çok kiþi Portman adýna bahane üretebilmek için bu hataya düþüyor ama inanýn, gerçekten Çinliler’in bizim tahvillere meraklý olmasýna hiç ihtiyacýmýz yok.
Arka plan: Çin
Politik bir hedef
Tampa’daki Ulusal Cumhuriyet-çiler Kongresi’nde konuþan bir senatör, Baþkan Obama’nýn Çin’in adil olmayan ticaret faaliyetlerine ses çýkarmamasýnýn sebebini bu ülkenin ABD tahvillerinin en büyük müþterilerinden biri olmasýyla açýkladý. “Orta Doðu’ya petrol için baðýmlý olduðumuz kadar Çin’e de tahvil için baðýmlýyýz” diyen Ohio’lu Cumhuriyetçi Senatör “Bu, Mitt Romney yönetiminde son bulacak” diye ekledi.
Kongrede de bulunan Cumhuriyetçiler’in baþkanlýk seçimi kampanyasý platformunun iddiasýna göre Obama yönetimi para birimi manipülasyonu ve Amerikan fikir eserlerinin çalýnmasý konularýnda Çin’e ‘sanal olarak teslim oldu.’ Cumhuriyetçi baþkan adayý Mitt Romney, eðer seçilirse Çin’in mevcut politikalarýný sürdürmesi durumunda bu ülkenin mallarýnýn Birleþik Devletler’e girerken sert tarifelere maruz kalmasý seçeneðini deðerlendireceklerini söyledi.
Ancak bazý yorumculara göre Cumhuriyetçiler’in sert tutumu ve Portman’ýn çýkýþý yanlýþ bilgilere dayanýyor. “Mantýksýzlýk öyle bir seviyede ki açýklamak neredeyse mümkün deðil” diyen Slate ticaret ve ekonomi muhabiri Matt Yglesias, Portman’ýn çýkýþýný þöyle deðerlendirdi: “Orta Doðu, Birleþik Devletler’e (ve baþka yerlere de) petrol ihraç ediyor. Birleþik Devletler, Çin’e (ve baþka yerlere de) tahvil ihraç ediyor.”
Washington Post yorum yazarý Dylan Matthews, internette yayýmlanan bir yazýsýnda aslýnda Çin’in para birimini manipüle etmekten vazgeçtiðini yazdý ve ekledi: “Bu da ABD borcunun faiz oranlarýný düþük tutmak için Çinliler’in tavillerimizi satýn almasýna ihtiyacýmýz olduðu iddiasýný hayli kuþkulu kýlýyor.”
Ýngiltere ve ABD’de ekonomik gizemcilik sürüyor
Britanya Hazine Bakaný George Osborne, pek çok açýdan ABD baþkan yardýmcýsý adayý Paul Ryan’ýn aynýsý. Ondan daha yumuþak olduðu doðru (Ayn Rand yok, rica ederim, biz Britanyalýyýz) ama diðer özelliklerinin hepsine sahip: Osborne konuþkan, makroekonomi hakkýna gerçekten bildiðimiz her þeye tam ters bir bakýþ açýsýna sahip ve bir süreliðine Atlantik’in iki yakasýnda da sadece saðcýlarýn deðil, kendilerine ortayolcu diyenlerin de en sevdiði insandý.
Osborne’un 2010’da savunduðu parlak fikir ekonomi yoðun bunalýmda olmasýna raðmen Britanya’nýn acil olarak mali tasarrufa gitmesiydi. Her þey yoluna girecek diye ýsrar etti; kendine güven perisinin gelip onu kurtaracaðýný düþünüyordu herhalde. Kim takar vakitsiz tasarruf Britanya’yý çift dipli resesyona iter diye mýzmýzlanan Keynesçileri? Ne gariptir ki Baþbakan David Cameron ve Osborne bu yeni politikayý uygulamaya koyduktan az sonra Britanya’da ekonomik düzelme durakladý ve ülke þu anda çift dipli bir resesyonda. Bugün Cameron, Osborne’a fazla güvendiðini düþünüyor mu acaba? Financial Times’ta 2 Eylül günü yayýmlanan politika editörü George Parker imzalý makaleye bakalým: “Osborne, Cameron’un desteðini görmeye devam ediyor ve baþbakanýn bu hafta salý günü gerçekleþtirmesi beklenen kabine deðiþikliðinde bakan olarak kalacak.”
Görüþe göre Cameron ve Osborne politikalarýný gerçekten yeniden gözden geçirmek yerine kredi ve planlama yetkilendirmeleri içeren temelde basit birkaç numara çevirmek niyetindeler ama bu yüksek ihtimalle pek büyük bir fark yaratmayacaktýr. Muhafazakar parti içerisinden de eleþtiri geliyor ama karþýt görüþtekilerin istediði konvansiyonel makroekonomiye dönmek deðil, ‘saðcý þok tedavisi.’ Financial Times makalesinde beni en çok þu etkiledi: Bakan ekonominin ‘iyileþtiði’ konusunda ýsrar etse de, BBC’den Andrew Marr’a önlerinde pek çok engel olduðunu söyledi: “Büyülü bir iyileþmeye giden kestirme yol yok.”
Bunlar çok bilgece ve soðukkanlý sözler ama aslýnda tamamen yanlýþ düþünceler. Britanya talep azlýðýndan dolayý sýkýntýda; talebi artýracak siyasi adýmlar atýlsa (büyülü olmayan ama) çabuk bir düzelme yaþayabilir. Ekonomik tasavvufu belirleyen þey ülkenin hýzlý þekilde iyileþemeyeceði inancý, iyileþebileceði inancý deðil. Ve durgunluk, artýk Britanya için 1930’lardakinden daha uzun sürmüþ olan bu durgunluk devam ediyor.
Bush hükümetinden anýlar
John Updike ‘Ford Hükümetinden Anýlar’ diye bir roman yazmýþtý. Genelde o dönemde yapýlan seks üzerineydi: Cinsel devrimden sonra ama mikroplardan önce. Bu yazýnýn konusu baþka. Konu yalanlar ve onlarý söyleyen yalancýlar.
George W. Bush yýllarýnýn önemli bölümünü fikirlerini sevmeseniz bile Bush aslýnda açýk sözlü ve dürüst bir adam þeklindeki genel kabule karþý direnerek geçirdim; baþlarda çok yalnýzdým. Gerçekte hiç de dürüst deðildi ve bunu görmek için tek yapýlmasý gereken ekonomi alanýndaki önerilerine ve bunlarý nasýl kabul ettirdiðine bakmak yeterliydi. Ekonomi alanýnda bir yargýya vardýðým için benzer yöntemleri Irak savaþýný kabul ettirmek için kullandýðýný ve bir ülkeyi iþgal etmeye yalanlar ile itildiðimizi gördüðüm zaman ise gerçekten neredeyse yapayalnýzdým; en azýndan büyük gazetelerin sayfalarýnda durum buydu. Bush’un dürüst biri olduðuna dair bu ünü nereden geliyordu? Çünkü Bush insan canlýsý, iyi bir adam gibi görünüyordu ve çokbilmiþlerin çoðu gerçek siyasi analiz yapmaz.
Aman diyeyim, bariz olaný iþaret ettiðim için öyle vahþi ve kiþisel saldýrýlara uðradým ki. Katrina Fýrtýnasý öncesinde bariz olan henüz Amerikan ana akýmýnda yer bulamamýþtý. Paul Ryan mevzusu da buna çok benziyor. Bir kez daha önümüzde bariz bir sahtekar var. Bariz dediðim, eðer siyasi önerilerine bakarsanýz bariz. Ancak baþkent çevreleri epey uzun bir süredir birebir tanýþmadan gelen izlenimlerine duyduklarý temelsiz inancý bir kez daha sergiliyor ve duymak istemediklerini duymuyorlar. Duyduðum kadarýyla Ryan’ý sorguladýðým için malum þüpheliler bana çok kýzmýþlar. Öyle görünüyor ki Ryan efsanesinin ömrü Bush’unkinden daha kýsa olacak. Fanatik Bush destekçileri ve Krugman’dan nefret edenlere bile geçen ay Cumhuriyetçiler Ulusal Kongresi’ndeki konuþmasýndan sonra Ryan’dan fenalýk gelmiþ gibi. Bence bu önemli. Ryan’ýn gerçek hedef kitlesi Çay Partisi deðil, yazar-çizer takýmý. Dürüst politikacý olduðuna dair o yalaný kenara koy, ger,iye bir diðer kötü huylu ideolog kalýyor sadece. Ryan’ýn karakteri gerçekten de seçimde tartýþýlacak bir mesele olabilir. Olmalý.