Cumhuriyet bir yönetim biçimidir.
Hiçbir yönetim tarzý kutsal deðildir.
Cumhuriyet yönetimine kutsallýk atfeden laikçi kafalar bilesiniz ki asýl kendi ideolojilerine kutsallýk atfetmiþ oluyorlar.
Cumhuriyet ne bir din ne de bir ideolojidir.
Cumhuriyet’e din ve ideoloji giydirenler gerçekte Cumhuriyet üzerinden kendi iktidarlarýna kutsallýk kisvesi giydirmiþ olurlar.
Kendi ideolojilerini ve yaþam tarzlarýný Cumhuriyetçilik giysisi içinde kutsal atfedip dayatanlara yobaz denir.
Ne yazýk ki Türkiye’de hâlâ bu türden Cumhuriyetçi yobazlar var.
Yobazlýklarýný “modernlik” ve “çaðdaþlýk “ maskesiyle örtebileceklerini zannediyorlar.
Bir giyim-kuþam tarzýnýn veya herhangi bir düþünce biçiminin önüne bu sihirli kelimeleri getirmekle fanatizm ört bas edilmez.
Cumhuriyet kendi vatandaþlarýna herhangi bir din, ideoloji, ýrk, mezhep ve yaþam tarzý dayatmaz.
Dayatan rejimlerin adý da Cumhuriyet olmaz.
Cumhuriyet’i anlamlý kýlan demokrasidir.
Cumhuriyet herkesin yönetimi, demokrasi de herkesin hür ve eþit vatandaþ olarak yaþadýðý bir yönetim modelidir.
***
Bu ülkede uzun yýllar Cumhuriyet halksýz bir yönetim biçimi olarak uygulandý.
CHP’nin ideolojisi Cumhuriyetçilik olarak takdim edildi.
CHP’li bir avuç elitin yönetimi, bir baþka deyiþle sandýksýz tek parti hanedanlýðý Cumhuriyet diye sunuldu.
CHP’li azýnlýkçý iktidar seçkinlerinin hayat tarzlarý da “Cumhuriyet’in hayat tarzý!” diye dayatýldý.
“Halk için, halka raðmen!” yönetim biçiminin Cumhuriyet diye takdim edildiði nadir ülkelerden biriyiz.
Çok þükür o günleri geride býraktýk diye sevinirken o birilerinin hâlâ yobazlýklarýný Cumhuriyet üzerinden sürdürdüklerini görmek demokratik cumhuriyet adýna ziyadesiyle üzücü.
Kendi faþizan ideolojilerini ve “modernlik” diye sarmaladýklarý yaþam biçimlerini Cumhuriyetçilik olarak görüyorlar.
En fenasý kendilerinden farklý düþünen ve giyinen vatandaþlarý düþman gibi görüp tüm kinlerini üzerlerine boca edebiliyorlar.
Bir CHP’li belediye baþkanýnýn “modern!” giyimli, yani baþý açýk eþini “Ýþte Cumhuriyet kadýný!” diye takdim edip alkýþlayan zihniyet sahipleri, gerektiðinde faþizan hoyratlýklarda bulunmayý da kendilerinde bir hak olarak görebiliyorlar.
Metroda baþýnda sarýðý ve suratýnda sakalý olan bu ülkenin bir vatandaþýný yalnýz bulduðunda düþmanca bir tavýrla sanki karþýlarýnda Cumhuriyet düþmaný varmýþ gibi görüp o vatandaþýmýzýn yüzüne karþý faþizan bir hoyratlýkla Atatürk posterini dayatanlar, o vatandaþýmýzýn üstüne kin kusarcasýna 10. Yýl marþýný boca edenler bilesiniz ki düpedüz yobazdýrlar.
Çok þükür ki onlarla Cumhuriyet anlayýþýmýz bir deðil bizim.
Bu zihniyetin tipik temsilcilerinden biri olan Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaþkaný iken Çankaya’nýn kapýlarýný bu ülkenin Baþbakanýnýn ve Meclis Baþkanýnýn baþörtülü eþlerine kapalý tutmuþtu.
O dönemlerde baþý örtülü vatandaþlarýmýzýn okuma özgürlükleri dahi yoktu.
Kamusal alan sadece ve yalnýzca kendi yaþam tarzlarýna mensup olanlara açýktý.
Cumhuriyeti laikçilik bahanesi üzerinden ayrýcalýklý vatandaþlar rejimine dönüþtürenler, bir baþka deyiþle baþka tarz hayat biçimlerini “Cumhuriyet ve laiklik düþmaný!” diye ötekileþtirip baskýlayanlarýn Cumhuriyetçilik anlayýþlarýndan beriyiz.
Bizim Cumhuriyet anlayýþýmýz demokrasiyle taçlandýrýlmýþ bir Cumhuriyet anlayýþýdýr.
Cumhuriyet herkesindir.
O yüzdendir ki Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan Cumhuriyet resepsiyonunda bu ülkenin bütün farklý hayat biçimlerine Külliye’nin kapýlarýný ardýna kadar açýyor.
Erdoðan liderliðindeki Türkiye’de kamusal alanda herkes farklýlýklarýyla beraber bulunabiliyor.
Hiçbir vatandaþýmýza yaþam tarzý üzerinden ayrýcalýklý bir muamele yapýlmýyor.
Þimdi soruyorum: Kim demokrat kim Cumhuriyetçi?
Kim nasýl anlarsa anlasýn, diyeceðimi mertçe diyorum iþte: Biz faþizan zihniyetlerini Cumhuriyetçilik diye yutturmaya çalýþanlarýn otobüsüne binmeyiz.
Bizim Cumhuriyetçi yobazlarla zinhar iþimiz olmaz.
Sahiden demokratik Cumhuriyetin otobüsüne binmek isteyenler varsa buyursunlar gelsinler.
Kimsenin o faþizan hoyratlýðýna da papuç býrakmayýz biline!