Cumhuriyetimizin ilanının 97. Yılını kutluyoruz.
15 Temmuz FETÖ hain darbe girişiminin bastırılmasından bu yana Cumhuriyetimiz; daha şuurlu, daha kararlı, daha güvenli bir sahiplenmenin teminatına kavuşmuştur.
Muhalifler eleştiri malzemesi yapsa da, referandumla kabul edilmiş, ardından seçmen iradesiyle tahkim edilmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, bu teminatın en esaslı unsurlarından biridir.
Bizim Cumhuriyetimiz, nehrin yatağını bulduğu gibi zamanla diriliş ruhumuza ve millet iradesine kavuşmuştur.
Cumhuriyet, milletimizin cumhuriyetidir. Tek parti döneminde örselense de, ruhuna ihanet edilse de kurucu iradesi, milletin değerleri ve mana kökleridir.
Bugünler çok şükür, o kurucu iradenin, yeniden milletimizin mana kökleri ile buluşmasının bayram günleridir.
Cumhuriyetimizi, “padişahlık/sultanlık” ile kavga ettirmeye çalışanlar çok rahatsızlar. Kendi kafalarındaki, “halkı Batılılaştırma Cumhuriyeti”nin ters tepmesinin getirdiği bir infial ve yenilmişlik içerisindeler.
Cumhuriyet, halk iradesi olarak elbette milletin inanç, değer, gelenekle bezenmiş ruhunu terennüm etmeliydi/etmelidir.
Türk Cumhuriyeti, Fransız Cumhuriyeti’nin bir kopyası olabilir mi? Milletimiz buna razı olur mu?
Cumhur iradesi, halk iradesidir. Halkımız, dinimize, inancımıza hiçbir zaman ters bakmadı. Tam tersine, milletimizdeki Allah, Peygamber sevgisi gönüllerimizin nurudur.
Bu sevgiyi, laiklik adı altında milletimizden almaya kalkanlar, aziz milletimizi, hiç hak etmediği “gerici/yobaz” bühtanının, saldırılarının yıllarca hedefi yaptılar.
Bilhassa ele geçirilmiş yüksek yargı, üniversiteler, medya, kültür, sanat vasıtaları ve vesayet altına sokulmuş siyasî kadrolar eliyle milletimize sömürge muamelesi bile reva görüldü, zulmedildi.
Cumhuriyeti, Batı’nın değerlerini dayatarak, milletten koparmaya çalışanlar başarılı olamadılar. Kozları asker içindeki muhteris cuntacılar eliyle darbeler yapmaktı.
Son olarak FETÖ denilen ihanet şebekesine rol verdiler.
Dualı milletimize Allah yardım etti, o hainlere fırsat vermedi.
Fransız laikliğinin rüzgârıyla bizi dinimizden koparacaklarını zannedenler, bugün Macron’un korosuna iliştirilmiş taklitçiler olarak zihniyetlerinin perişanlığını sergiliyorlar.
Cumhuriyetimize gönülden sahip çıkmamız ise onları rahatsız ediyor. Padişahlığı geri getirmeyi savunmadığımız için fena bozuluyorlar.
Her insan, çağının çocuğudur. Padişahlar, sultanlar da bizim, Cumhuriyet de bizim. İstedikleri kadar karalasınlar, milletimizin gönlünden Alparslan, Ertuğrulgazi, Osmangazi, Fatih, Yavuz, Kanuni, Abdülhamit sevgisini alamazlar… Onlar aziz milletimizin ortak değeridir.
Bugünün ortak değeri de Cumhuriyeti kuran, yol veren, önünü açan İstiklal Harbi kahramanlarıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da bugünün ortak değeridir.
Siyasî hatalar, yanlışlar tarihte yerini alan herkes için geçerlidir.
Doğru olan, bir şekilde bu millete/devlete hizmet etmiş insanları, büyük yürüyüşte kavga ettirmemek, yollarda takılıp kalmamaktır…
Doğru olan, günümüzde padişahlığı savunmak değil, Cumhuriyete sahip çıkmaktır.
Cumhuriyet olmasaydı, Sayın Erdoğan, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olabilir miydi?
Halkın gariban evlatları, en iyi tahsilleri görüp, devletin idaresinde, milletin hizmetinde önemli makam/mevkilere gelebilir miydi?
Yaşasın milletin değerleri ve mana kökleri üzerinde yükselen Cumhuriyetimiz…