Cumhuriyetin Hazin Partisi (CHP)

Mustafa Kemal’in kurduðu, Ýsmet Ýnönü’nün uzun yýllar Milli Þef olarak baþýnda oturduðu parti bugün evrilerek devrilerek ya da tepetaklak giderek, Cumhuriyetin Hazin Partisi’ne dönüþtü ve ülkeyi sorumlu, ciddi, sözü dinlenir, iktidara seçenek oluþturabilecek bir ana muhalefet partisinden yoksun býraktý! Yakýn bir gelecekte halkýn oylarýyla iktidara gelme olasýlýðý, araþtýrma þirketlerine, anketçilere, toplum bilimcilerine göre sýfýr olan siyasi parti! Türkiye’deki her darbenin rantýný yiyen, 1939-42 arasýnda faþizmle kucak kucaða oturan, Refik Saydam hükümeti sýrasýnda bakanlýklarda kimi memurlarýn birbirini, “Heil Hitler!” diye selamladýðý, varlýk vergisinin, tabutluklarýn mucidi siyasi parti! Taksim Gezi Parký’nda herkesi kahreden nice olaylar yaþanmýþ ama CHP “Baþbakan özür dilesin!” den öte hiçbir þey söylemiyor çünkü Taksim’de ne olduðunu bilmiyor bile!!

Þimdi, Taksim Gezisi olaylarýnýn baþlangýcýnda polisin akýllara ziyan hatalarýný, Ýçiþleri Bakanlýðýnýn güvenlik güçlerini sakinleþtirmede gecikmesinin üzerinde durmuyorum çünkü Baþbakan Vekili Bülent Arýnç konuyla ilgili “polisimizin aþýrý tedbir almasý haklý olarak tepki görmüþtür” dedikten sonra inatlaþýlmayacaðýný ekledi ve ilk gün için de özür diledi. Artýk polis kenara çekildi; ancak terör eylemlerine, vur-kaça soyunanlar olursa devreye girecek. Ve sanýrým bundan böyle hükümet sözcüleri, Arýnç’ýn yumuþak üslubunu kullanacak toplumsal sorunlarla ilgili olarak.

Þimdi önemli olan CHP’nin Hazin Parti’den, örneðin rahmetli Ecevit’in Halk Partisi’ne yeniden dönüp dönemeyeceðidir. Bence çok zor. Önce Kýlýçdaroðlu Kemal Bey, ayaðýna gelen bir topu aðlara takýp oyunu bir iki puan arttýrabilecekken, bunu bile beceremedi! Daha kötüsü, kimse Kýlýçdaroðlu’nu ciddiye bile almadý; hiç kimsenin en küçük bir beklentisi bile yoktu da ondan!

***

Bakýnýz, Kemal Bey’de akýllara ziyan bir Tayyip Bey sendromu var. Gezi Parký olaylarýný irdeleyeceði, neyin nasýl baþladýðýný, nerelere taþýndýðýný sýký bir incelemeden sonra deðerlendirerek anlatmasý gerekirken, “Baþbakan özür dilesin!” diyor baþka da bir þey demiyor. Tayyip Bey’in özür dileyip dilememesi Kýlýçdaroðlu’nun iþi deðil ki! Diler, dilemez; bu salt Baþbakaný baðlar. Millet de ona göre sandýkta kararýný verir. Kýlýçdaroðlu’nun anlayamadýðý elinde telefon, kucaðýnda bilgisayarlarla, teknolojik devrimi dolu dolu yaþamýþ, yeni bir kuþaðýn yani “Z” kuþaðýnýn artýk ülke yönetimine ve Türkiye’nin aydýnlýk yarýnlarýna sahip çýkmaya hazýrlandýklarý gerçeðidir. Bunu anlamak istemeyenler, sür-git yanýlgýlara düþeceklerdir bundan böyle. Bunlarýn büyük bir çoðunluðu teknolojiyi tümüyle benimsemiþ, en az iki dil bilen, dünyayý gezen, inançlý insanlardýr. Örneðin Tayyip Bey özür dilesin diye tutturmazlar ama kendi özgürlük sýnýrlarýnýn ihlaline de izin vermezler. Þiddet deðildir seçtikleri yol ki, bu onlarý 70’li yýllarýn gençliðinden ayýran en büyük özelliktir. Oturarak, konuþarak, dertlerini anlatýp onlara çözüm isteyerek deðiþimin gerçekleþmesini isterler; kavgasýz gürültüsüz. Her þeyi sorgulayan, hiçbir þeye kolay kolay inanmayan, gardýrop Atatürkçülüðüne de din sömürücülerine de itibar etmeyen kuþaklar geliyor ki, bunlar güçlü bir iktidar kadar güçlü bir muhalefet de istiyorlar.

Ne var ki, Kemal beyefendinin yönetiminde CHP, güçlü bir ana muhalefet partisi olamayacaktýr. Çünkü, ta demokrasiye adým attýðýmýz 50’li yýllardan bu yana, sadece baþbakana odaklanmýþ, Menderes’e, Demirel’e, Özal’a bugün de Erdoðan’a sövüp sayarak siyaset yapabileceðini, halkýn oylarýný devþirebileceðini sanmýþ bir muhalefet anlayýþýnýn son halkasýdýr. Geçmiþte sandýktan çýkamayýnca askeri kýþkýrtarak darbeler düzenlemiþ Cumhuriyet Hazin Partisi, bir kez daha sil baþtan yapýp yeni bir yönetimle yoluna devam etmek zorundadýr. Zaten gerek yerel gerekse de genel seçimlerden ikinci hatta üçüncü parti olarak çýktýktan sonra, yýkýcý deðil yapýcý bir muhalefeti benimsemiþ kadrolarla yoluna devam etmek zorunda kalacaktýr...