Yýllardýr uzun tutukluluk sürelerinin “peþin cezalandýrma” olduðunu, adalete sýðmayacaðýný ve bu arada “tutuklu yargýlama” rejiminin sakýncalarýný anlatmaktan dilimizde tüy bitti ama yasama organýnýn müdahalesine kadar deðiþen bir þey olmadý. Özel yetkili mahkemeler bildiðini okumaya devam etti.
Nihayet görevlerine son verilen bu mahkemeler eliyle yürütülen davalarda sanýklar neredeyse prensip olarak tutuklu yargýlanýyorlardý. Kaçma þüphesi denildi mi akan sular duruyordu; savcýlarýn talepleri üzerine hâkimler derhal tutuklama kararý veriyorlardý ve tutukluluk hali de çoðu zaman devam ettiriliyordu.
Ýnsanlar yýllarca cezaevi parmaklýklarý arkasýnda yargýlamalarýnýn bitmesini beklediler. Nedense bu yargýlama süreçleri de bir türlü bitirilemedi. Ne evrensel hukuk ilkeleriyle ne insan haklarýyla baðdaþtýrýlmasý mümkün olmayan utandýrýcý bir tablo çýktý ortaya. Kimileri beþ yýldýr, kimiler altý yýldýr, kimileri yedi yýldýr cezaevinde yatan, ama yargýlamalarý bir türlü bitirilemeyen insanlar vardý karþýmýzda. Bu insanlarýn siyasi görüþleri veya kendilerine isnat edilen suçlar ne olursa olsun, maruz býrakýldýklarý durum kabul edilemezdi.
Haklarýný yemeyelim, devlet ve hükümet yetkilileri de bu problemin farkýndaydý ve baþta Cumhurbaþkaný Gül ve Baþbakan Erdoðan olmak üzere birçoðu konuyla ilgili þikâyetlerini dile getirdiler. Hatta durumun düzeltilmesi için Adalet Bakanlýðý bir düzenleme de yaptý. Ama bu konudaki kararlar nihayetinde mahkemelerin takdirine baðlý olduðundan o yönde takdir kullanýlmadýðý için uzun tutukluluk süreleri problemi çözülemedi bir türlü.
Sonra Anayasa Mahkemesi’nin devam eden davalarla ilgili adil yargýlama þikâyetlerini kabul etmeye karar vermesiyle bir çözüm kapýsý açýldý. Ama nihai çözümü Cumhurbaþkaný Gül tarafýndan onaylanarak yürürlüðe giren yasa getirdi. Gerçi geçtiðimiz günlerde verilen tahliye kararlarýnýn dayanaðý çoðunlukla bu yasa deðil. Daha ziyade “adil yargýlamayla ilgili þikâyetlerin deðerlendirilmemiþ olmasý” ve “gerekçeli kararlarýn 7 ay boyunca açýklanmamýþ olmasý” gibi baþka problemlere dayanarak alýndý tahliye kararlarý. Ancak tutuklu yargýlamaya beþ yýllýk bir süre sýnýrý getirilmesi yargý sistemimizin evrensel ilkelere uyumlu hale gelmesi bakýmýndan da önemli.
Bana sorarsanýz tutuklu yargýlanma süresi olarak beþ yýl da uzun bir süre. Yalnýzca aðýr cezada yargýlananlarla ilgili bu süre ama yargýlama sürecinin beþ yýl devam etmesi ve yargýlanan insanlarýn suçlu olup olmadýklarý belli oluncaya kadar cezaevinde tutulmalarý adalete uygun deðil. Tutuklu yargýlama seçeneðinin de beþ yýllýk sürenin de zorunlu hallerde söz konusu olabileceðini ve yargýlamanýn esas olarak tutuksuz yapýlmasý gerektiði unutulmamalý. Yargýlamalarda keyfilik olmamalý. Ýþin içine baþka hesaplar, baþka amaçlar karýþtýrýlmamalý.
Tahliye kararlarý da propaganda konusu yapýlmamalý. Ergenekon yargýlamalarýnýn yýllarca uzadýkça uzamasýna, çuval gibi her þeyin içine doldurulmasýna ses çýkarmayanlarýn özellikle Malatya Zirve Kitabevi cinayetleri ve Danýþtay saldýrýsý sanýklarý hakkýnda verilen tahliye kararlarýný dillerine dolamalarý iki yüzlülük.
Malatya’daki tüyler ürperten cinayetin faillerinin serbest býrakýlmýþ olmasý vicdan sahibi herkesi rahatsýz ediyor ama bütün deliller eldeyken yedi yýl boyunca yargýlamanýn bitirilmemesinin sorumlusu kim diye soran yok. Ayný þey Danýþtay cinayeti için de, Hýrant Dink cinayeti için de geçerli. Ama tahliyelerin sanki beraat kararý gibi, hatta af gibi yansýtýlmasý iyice kara propaganda...
Bir de þu var:
Þimdiye kadar tutuklu yargýlama rejimi baþta olmak üzere özel yetkili mahkemelerin yaptýðý her iþin hýk deyicisi konumunu kabullenmiþ bazý kalemlerin bugün çýkýp da “Ergenekoncular salýveriliyor, katiller affediliyor” diye propagandaya baþlamalarý hiç þaþýrtýcý deðil...
Ancak baþýndan beri “Ergenekon davasý muhalif aydýnlarý ve komutanlarý tasfiyeyi amaçlayan bir tezgâhtýr” görüþünü savunanlara ne oluyor?
Fark ettiniz mi bilmiyorum, önceki gün Cumhuriyet gazetesinin manþetiyle Zaman gazetesinin manþeti neredeyse aynýydý. Her iki gazetenin manþeti de mealen “katiller serbest býrakýlýyor” mesajýný içeriyordu.
Açýklamasýný siz bulun...