Usta oyuncu Liam Neeson, bu hafta gösterime giren Kanunun Ötesinde filminde eski bir polis rolüyle karşımızda. Filmde sert aksiyon sahneleri dikkat çekiyor.
Polisiye filmleri seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir yapım Kanunun Ötesinde. Her şeyden önce bir roman uyarlaması. Türkiye’de bilinmese de ABD’de çok satanlar listesinde yer alan Lawrence Block’un polisiye serisi Matt Scudder adlı bir dedektifin maceralarını anlatıyor. Eski polis Scudder, her macerasında kendisiyle hesaplaşan bir kişilik. Hikaye ise dedektifin geçmişinden başlayıp bize kitap kahramanının sinemada doğuşunu müjdeliyor...
Kahramanımız, polisken aşırı alkollü olduğu sırada kendisini bir soygunun ortasında bulur kendisini. Çatışmada üç soyguncuyu vuran Scudder, yanlışlıkla bir çocuğun da ölümüne sebep olur. O noktada kendini affedemez ve polisliği bırakır. Alkole ise son verir. Yıllar geçer, Scudder artık lisanssız olsa da özel dedektiflik yapmaktadır. Alkol ve uyuşturucu ile mücadele eden bir grubun da üyesidir. Grupta tanıştığı eski bir uyuşturucu bağımlısı, ağabeyinin ona ihtiyacı olduğunu söyler. Scudder bu adama yardım etmek için ağabeyi ile buluşur. Adamın karısı kaçırılmış ve katledilmiştir. İstenen fidye verildiği halde kaçıranlar kadını parçalara bölmüş ve kocasına geri yollamıştır. İlk önce davayı almak istemese de Scudder uygulanan şiddetten etkilenir ve katillerin peşine düşer. Soruşturma sırasında olayın tek bir defa olmadığını anlar. İki kişilik bir çete uyuşturucu patronlarının ailelerine musallat olmuş ve kadın çocuk demeden cinayet işlemektedir. 13 yaşında olan bir kız da kaçırılınca Scudder bu işi bitirmeye karar verir...
BAŞARILI BİR POLİSİYE
Filmin bütününde çok dengeli bir gerilim var. Final ise filme yakışır bir heyecan taşımakta. Özel dedektif Scudder’ı Liam Neeson canlandırıyor. Fiziğiyle bütünleşen rollerde büyük başarılar yakalayan oyuncunun ilk dönemindeki Kinsey, Schindler’in Listesi, Michael Collins gibi filmler onu zirveye oturttu. Fakat son dönemlerde ‘B türü’ diyebileceğimiz aksiyon filmlerinde görmeye başladık Neeson’u. Özellikle Avrupa’da ve son filmi ülkemizde olmak üzere Taken serisi bir hayal kırıklığıydı, o nedenle biraz da ayaklarımı sürüye sürüye gittim Kanunun Ötesinde filmine ama gerçekten başarılı bir polisiye. Yazının başında da söylediğimiz gibi bu sefer başarılı bir polisiye romanın uyarlaması. Böyle olunca Neeson’ın canlandırdığı karakter bir derinliğe sahip. Liam Neeson da geçmişteki parlak performanslarından birini gösteriyor. Tabii burada yönetmeni de tebrik etmek lazım. 2007 yılı yapımı The Lookout filmiyle ilk yönetmenlik denemesini yapan Scott Frank ABD’li sinema eleştirmenleri tarafından en başarılı ilk film ödülünü almıştı. Bu ödülün hakkını veren bir ikinci film çekmiş. Yönetmenin bir özelliği de aslında çok başarılı bir senarist olması. Her iki filminde hem yönetmenliğini hem senaristliğini yapmış Frank. Böyle olunca oyuncudan ne istediğini bilen yönetmen karşımıza çıkıyor. Azınlık Raporu, Anka’nın Uyanışı, Malice, Little Man Tate ve Tut Şu Bücürü gibi çok gişe yapmış filmlerin senaryolarını yazmak kolay iş değil. Hollywood’ta senarist olarak ünlenen Scott Frank’ın bundan sonra yönetmenliğini yaptığı bir çok filmi izleyeceğiz sanıyorum.
Bir de bu filmi seyrettikten sonra aklıma Cüneyt Arkın geldi. Şu filmde o olsaydı eminim Liam Neeson kadar başarılı bir performans gösterirdi. Hollywood’taki çalışma şartlarını, hazırlık aşamalarını, yönetmen becerilerini düşündüğüm zaman Cüneyt Arkın gibi oyuncularımızın değerini çok daha iyi anlıyorum. Üzülerek kendi sinema endüstrimizde harcandıklarını düşünüyorum. Bu kadere teslim olmamamız lazım. Bu endüstrinin aksayan kısımlarını değiştirmemiz gerek. Böyle gelmiş ama böyle gitmemeli.
FİLMİN KÜNYESİ
