Çünkü biz TÜRKİYE’yiz...

Yine terör estirildi. Yine başarılı bir hamle atıldığında, tekrar harekete geçtiler.

Yine hedef Türkiye!

Terör olayları; Türkiye’nin son yıllarda, tam bağımsızlık mücadelesine verilen cevapların ürünü haline geldi!

Menfur saldırı düzenleyenlerin kimliği, aşağı yukarı belli!

Lakin burada esas mesele, canice operasyonları yöneten akıl kim ve nereler?

Türkiye’nin; Rusya ile ilişkilerinin normale döndürülmesi, ticaretin yerel paralarla gerçekleşmesine dair kararlar, bu karara Rusya, Çin, İran’dan olumlu cevapların gelmesine artı olarak, Avrupa Birliği’nin yanlı tavırlarına sert yanıtların Türkiye’den gecikmemesi, ABD’nin Suriye politikalarına karşı duran Türkiye pozisyonu, engellenen lakin bu engellere rağmen milli çıkarlarına göre adımlar atması, top yekûn Türkiye’ye yönelik terör hamlelerinin arkasında basit terör örgütlerinin durmadığını görmekteyiz.

İstanbul’daki menfur terörsaldırısıgünü, gece saatlerinde Avrupa Birliği yetkililerinden gelen beyanlarda, olaya“terörolayı”denilememesi bile, meselenin içeriğinde desteğin nereden geldiğine dair kuşkularıpekiştiren detay sözkonusudur!

Hedef alınan asker ve emniyet güçleri olması, kendi başına bu saldırıların siyasi içerik taşıdığını anlatıyor bize.

Bu ülkeye diz çöktürmek istendiğini, Erdoğan’ın kararlı duruşunu hazmedemediklerini, halk ile liderin arasındaki ittifakın gücüne, asimetrik savaş açıldığını görüyoruz.

Türkiye’yi dizayn etmek isteyen güçlerin, bu ülkeyi Suriye ve Irak’a dönüştürme çabasının da farkındayız. Mesele; Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, tam bağımsızlık hamleleri olduğu, net olarak masamızda!

Gezi olayları patlatılmadan önce, Türkiye ekonomik olarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek göstergelerine sahip döneme girmişti. Dış borç bitmekteydi. Bunun ne anlama geldiğini biliyoruz değil mi?

Şimdi de sistem değişikliği konusunda, Ak Parti ve MHP arasında mutabakat sağlandı. Bu ciddi bir hamle!

Türkiye’nin elini güçlendiren, dışarıya bağlı siyasi aktörlerin ve medyanın manipülasyon imkanlarına saha tanımayan bir sistem bu.

Günlerdir, “bu değişim kansız olmaz” diyenler var idi. Başkanlık sistemi ile ilgili ABD’den gelen beyanlarda, “endişe duyulduğunu” dile getirenler varsa, burada düşünelim elbet!

Türkiye’deki sistem değişikliği, normalde Türkiye’yi ilgilendiren bir durum olmalı değil mi?

Peki, neden dışarıdakiler rahatsız?

ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri, neden rahatsız acaba?

Bu sistem; Türkiye’yi her rüzgârda yaprak gibi ürkekleştiren durumdan kurtarır da, o yüzden rahatsız hepsi!

Bu sistemle; dışarıya bağlı güçlerin, içeride siyasi kriz çıkarmasına kapı kapatılıyor da, o yüzden rahatsız hepsi!

Parlamento eliyle sabotaj yapma niyetindekilere, hükümeti güçsüz duruma sokanlara, en önemli kanunların geçirilmemesi için salona girmeyenlere temaşa ortamı ortadan kalkıyor da, o yüzden rahatsız hepsi!

Türkiye; tüm bu baskı ve operasyonlara rağmen, bu hikâyesini olumlu sonuca bağlamak zorunda! Mesele, beka meselesidir de, o yüzden rahatsız hepsi!

Türkiye; ya bu köşeye sıkıştırılmalara göğüs gerecek, büyük güç olma yolunda tereddüt etmeyecek, tüm hesap kitabını sadece varoluşunu korumak için değil, hem de dünyada adalet için seferber OLACAK ya da OLACAK… Başka yol yok! Biz; güçlü olmak, zorluklara göğüs germek, hedeften saptıranlara uymamak ve nihayet hep beraber yürümeye, bir olup, diri olup, iri olmaya mahkûmuz! Çünkü biz TÜRKİYE’yiz…