Þu her gün, kýsýr bir döngü halinde, kendisini tekrar eder görünen kriz yolculuðunun, bizim görmediðimiz derin bir dip akýntýsýnýn hatta nehrinin olduðunu bilelim. Çok derinlerde akýp giden bu nehir yarýný belirleyecek. Þunu hep söylüyorum; Avrupa krizinin, Yunanistan üzerinden tartýþýlmasý Alman medyasýnýn Goebbels’in dehasýný aþtýðýný anlatýyor. Þimdi herkes Yunanistan’daki 17 Haziran seçimlerini bekliyor; diyelim Yeni Demokrasi Partisi tek baþýna kazandý ve Yunanistan dayatýlan kemer sýkma programýný aynen uyguladý, ne deðiþecek? Deðiþen hiçbir þey olmayacaðý için þimdi Avrupa, yeni bir borç konsolidasyonu üzerinde çalýþýyor. Ama bu arada Yunanistan’ýn endiþe kaynaðý partisi Syriza’nýn lideri Tsipras,Yunanistan’ýn Euro’da kalmasý için elimizden geleni yapacaðýz dedikten sonra krizin sorumlusunun Merkel gibilerin politikalarý olduðu vurgusunu yaptý. Ama bu haber ancak ‘alt yazý’ muamelesi gördü. Eðer ki, Tsipras, eurodan çýkacaðýz deseydi haber hatýrý sayýlýr bir manþetti. Þimdi AB, aslýnda örtülü bir moratoryum olan Delpha borç yapýlandýrýlmasýný ya da Avrupa Ortak Ýtfa Paktý planýný iþler hale getirse bile, en geç 2013’ü takip eden birkaç yýlda 1929 krizini aratýr bir çöküþ yaþayacak. Bu çöküþ, þu andaki siyasi mekanizmalarla karþýlanamayacak kadar büyük bir çöküþ olabilir. Tabii bunun gerçekleþmesi halinde kendimizi çok farklý bir dünyanýn içinde bulabiliriz.
Artýk þu Ergenekoncu, Balyozcu generallerin ortalýða dökülen bant kayýtlarý eskisi kadar ciddiye alýnmýyor sanýyorum. Ama ben Balyoz sanýðý Tümamiral Çakmak’a ait olduðu iddia edilen þu cümleye dikkat etmenizi öneririm:‘Þu anda bizim bildiðimiz neler var. Yani Almanya baþka bir þey söylüyor, Amerika baþka bir þey. Alman istihbaratý var, CIA var, Mossad var. Onun için onlar þimdi çok büyük çalkantý içindeler. Çook. Ciddi týkandýlar.
Tabii bu kaydýn öncesinde o bildiðimiz, tanýk olduðumuz ‘silahlý özgüven’ psikolojisinin getirdiði tehditler var, önemli deðil, ama bu cümle önemli. Balyozcu Amiral, Almanya, ABD arasýnda bir çekiþmeden sözederken, yakýn zamanda bu itiþ-kakýþýn týkanmayý geçip bir kaosa yol açacaðýný söylüyor. Ama daha önemlisi Çakmak, bu kaosun hâkim olmaya baþladýðýný ve kendilerine intikam almayý saðlayacak dönüþün baþladýðýný da söylüyor. Tutuklu bir insana böyle ayrýntýlar nerden geliyor diyebilirsiniz; þu gerçeði atlamayalým; cezaevinde, haberleþme, istihbarat akýþý dýþarýya göre her zaman çok daha yoðun olur ve algý daha hassastýr. Aslýnda Çakmak, bizim yukarýda vurguladýðýmýz krizden savaþla ve ulus-devletlere dayanarak çýkýþ senaryosunu anlatýyor. Bu senaryonun gerçekleþip gerçekleþmeyeceði-büyük oranda- ABD seçimleri ile belli olacak. Eðer ki, Obama seçilemezse, çok hýzlý olarak, Yunanistan’dan baþlayan bir AB çözülmesi senaryosu devreye sokulacak, Balkanlarda, içine Türkiye’yi de alacak bir savaþ senaryosunu Almanya ýsýtacak, ayný süreçte, ABD, Ýsrail’le birlikte Ýran’a saldýrý planýný devreye sokacak.
Bu durumda, Türkiye’de bu güçlerin nasýl bir iktidar isteyeceðini tahmin edersiniz, tabii ki Alman geleneksel sanayisi, ABD kaynaklý silah-petro-kimya ve burayý finanse eden finans-kapitalle ortaklýðý olan, 27 Mayýs’ta mutlak iktidarýný ilan eden güçlerin geri geleceði bir iktidar olacak bu. Balyozcu Amiral iþte tam da bunu söylüyor.
27 Mayýs’ýn son adamlarýnýn son þansý
Türkiye’de 27 Mayýs’a kadar sermaye dengesi þöyleydi; Asker-sivil bürokrasi-feodal yapý-ticaret burjuvazisi. Bu‘nispi denge’ 1960’da biraz, 1970’de ise tamamen daðýldý. 1950-60 arasý enflasyoncu-finans ile palazlanan ‘büyük’ burjuvazi, 1960’da, asker bürokrasisini yanýna alarak feodal-ticari unsurlara karþý darbe yaptý. Lümpen-dýþarýya baðlý burjuvazinin ona ayak uyduramayan ittifaklarýný tasfiye harekâtý olan 27-Mayýs darbesinin son adamlarý þimdi Balyoz, Ergenekon, 28 Þubat sanýðý olarak yargýlanýyorlar ama bunlarýn o zamanlar arkasýnda olan sermaye hala ayakta.
Bakýn, (fotoðrafta) hücresinin içine düþüp, çürümeye yüz tutmuþ bu kapý, Yassýada’da Menderes’in hücresinin kapýsý. Öyle çürüyor, o kadar utanýlacak bir ‘iþ’ yapýlmýþ ki, rejim o hücrede hala Menderes hiç kalmamýþ gibi yapýyor. Ama inanýn, geriye dönüþ tehlikesini göremezse Türkiye, bu kapý yeniden yapýlýr.
