Halk destekliyormuþ... Meydanlarý dolduranlar “Asker Mursi’yi yerinden etti” haberi gelince bayram etmiþ... Televizyonda bu haberi verenler sevinç gözyaþlarý dökmüþ... Asker de zaten sivil birini cumhurbaþkaný atayarak sütre gerisine çekilmiþ; o da yanýna liberal siyasetçiler ile dini figürleri alarak fotoðraf vermiþ...
Eee? Buna ‘darbe’ denir mi?
Utanmadan, sýkýlmadan, bu soruyu soruyorlar: Buna ‘darbe’ denir mi?
Batý’dan bakýp görüþ açýklayanlar, gazetelerin manþetlerini hazýrlayanlar, baþýnda bulunduklarý kurum adýna ortaya atýlanlar Mýsýr’da olan için ‘darbe’ sözcüðünü kullanmaktan kaçýnýyorlar; ama onlarýnki anlaþýlabilir bir ruh hali: Kütüphanelerinin raflarýnda yüzlerce kitap, çoðu kendi imzalarýný taþýyan binlerce makale var ‘darbe’ sözcüðünü yerin dibine batýran; þimdi kalkýp “Darbenin iyisi de olur” diyemeyeceklerine, baþka zamanlarda perde gerisinden destekledikleri gayr-ý nizami oluþuma bu defa alenen sahip çýkamayacaklarýna göre...
Onlar Mýsýr’da askerin yönetime el koyuþuna ‘darbe’ demeden çalýnýn etrafýndan dolaþmayý yeðliyorlar... Bazýsý da ‘darbe destekçisi’ görünmekten utanýyor Batýlý aðýzlarýn ve o sebeple olana adýný deðiþtirerek sahip çýkmayý yeðliyor...
Peki ya bizdekiler? Baþýndan dört askeri müdahale geçmiþ bir ülkeden baktýklarý halde karþýlarýndaki tabloyu ‘darbe’ olarak deðerlendirmeyenlere ne diyeceðiz? Üstelik sahip de çýkýyor, mazeret de geliþtiriyorlar Gen. El-Sisi’nin darbesi için...
Þimdi olmasa da yarýn bu yaptýklarýndan utandýracaktýr onlarý Gen. El-Sisi; bütün darbeciler kendilerini destekleyenleri sonunda utandýrmýþtýr çünkü... Ýnsan haklarýný ayaklar altýna alarak utandýrmýþtýr... Cezaevlerini aydýnlarla doldurup iþkenceyi olaðan hale getirdiðinde utandýrmýþtýr... Ülkenin çýkarlarýný baþka ülkelerin çýkarlarýna feda ederek utandýrmýþtýr... Koltuðunu saðlama alma uðruna toplumun bir kesimini diðerine saldýrtarak utandýrmýþtýr...
Destekçilerini utandýrmayan tek bir askeri darbe yok uzun insanlýk tarihinde...
Ýyi de, görevde bir yýlýný henüz doldurmuþ, Meclis’i feshedilmiþ, hükümeti güçsüz bir cumhurbaþkaný ‘askeri müdahale’ hak edecek ne yapmýþ olabilir? Bir yýl, sadece bir yýl... Bu kadar kýsa süre içerisinde Hüsnü Mübarek’ten daha ‘diktatör’ hale mi geldi Muhammed Mursi? Astý, kesti mi kimseyi? Cebini mi doldurdu?
Mýsýr hep siyaseten ortasýndan ikiye bölünmüþ bir ülke görüntüsü verir, bu görüntü aðýr makyaj altýnda saklanýrdý; askerin müdahalesi makyajýn akmasýna ve ikiye bölünmüþlüðün iyice sýrýtmasýna yol açtý. Bir meydanda “Asker yine gelsin” diye tepinenler ve geldiðinde sevinç gözyaþlarý dökenler var, bir diðer meydanda ise “Ýlk kez tattýðýmýz demokrasi inkýtaya uðradý” diye aðlayanlar...
Kalabalýklar neredeyse eþit her iki meydanda...
Yarýn iki meydandaki taraflardan biri diðerini yok etmek üzere harekete geçer, Allah korusun, Suriye’dekine benzer bir yýkýmýn kývýlcýmý ülkeyi kavuracak bir ateþe dönüþürse ne olacak? Irak’tan, Suriye’den sonra Mýsýr da çözülen ve önemini yitiren ülkeler arasýna katýlýrsa?
Ya da olaylar ‘karþý-devrimi’ sonlandýracak ve demokrasiyi rayýna oturtacak biçimde geliþirse ne diyeceksiniz?
Gelin þunun adýna ‘darbe’ diyelim de esas bu konularý konuþmaya baþlayalým.