Son Paris saldýrýlarý bize DAEÞ’in çok ciddiye alýnmasý gereken bir terör örgütü olduðunu yeniden gösterdi. Avrupa’nýn en önemli baþkentlerinden birinde eþ zamanlý bomba patlatmak, silahlý saldýrýda bulunmak her örgütün baþarabileceði bir þey deðil. “DAEÞ, Ýngilizlerin kurduðu bir yapý” ya da “ABD kendi elleriyle DAEÞ’i kurdu” bizi saðlýklý bir noktaya götürmez.
Elbette bu örgütün içinde istihbarat teþkilatlarýnýn adamlarý vardýr. Ama DAEÞ mi onlarý, onlar mý DAEÞ’i kullanýyor sorusu hayli tartýþmalý. Batý medeniyetinin ana caddesi olan Anglo- Amerikan dünya DAEÞ tehdidinin farkýnda. Nitekim 26 Aðustos 2014’de Ýngiltere Baþbakaný David Cameron “DAEÞ, Avrupa’da bomba patlatabilir” diye alarm zillerini çalmýþ, gereken uyarýlarý yapmýþtý. O zamanlar diðer AB ülkeleri Cameron’ý iþi abartmakla suçlamýþlardý.
Paris saldýrýsý olduktan sonra Fransýz medyasýna çok ilginç haberler düþtü. Bir ay kadar önce Ýngiliz devletinin Fransa’yý DAEÞ konusunda gene uyardýðý, ama Fransa Baþbakanýnýn bunu ciddiye almadýðý yazýldý çizildi. Halbuki geçtiðimiz Ocak ayýnda Charlie Hebdo saldýrýsý gereken mesajý Fransýz hükümetine vermiþti. Peþinden Aðustos ayýnda DAEÞ’li bir teröristin Paris-Amsterdam treninde tam bombayý patlatacakken ABD’li askerlerin müdahalesi büyük bir felaketi önledi. Bundan 1 hafta önce de Fransa’nýn Toulan’daki askeri üssüne saldýrý planlayan bir terörist son anda yakalanmýþtý.
DAEÞ’in Fransa’yý hedef seçmesinin çok sebebi olabilir. Suriye’de Fransýzlarýn aktif müdahalede bulunmasý, Fransa’da radikal Müslümanlarýn çok oluþu vb sayýlabilir. DAEÞ, Avrupa’nýn birçok yerinde gene bu tür bombalar patlatabilir. Bu gücü, lojistiði ve insan kaynaðý olduðunu ispat etti. Son saldýrýyla beraber Batý’nýn DAEÞ’i yeniden deðerlendireceði muhakkak. Çünkü DAEÞ diðer terör örgütlerinden oldukça farklý.
Para aklama, terörizmin finansmaný konularýnda dünyanýn sayýlý uzmanlarýndan Ýtalyan gazeteci Loretta Napoleoni “Ýslam ve Modern Cihat” kitabýnda (Altýn Bilek Yayýnlarý) DAEÞ ve lideri Ebubekir El-Baðdadi’yi komplo teorilerine kaçmadan örneklerle izah ediyor. Napoleoni’ye göre Taliban ve El-Kaide teknolojinin kullanýmý konusunda oldukça tutucu. Halbuki DAEÞ’te küreselleþme ve modern teknolojiye baþvurmak hayati derecede önemli. Ayrýca DAEÞ son derece pragmatik. Para gücünü çok iyi kullanýyor. Petrol satýþlarý yapýyor. Ýþgal ettiði yerde fýrýnlarý 24 saat açýk tutuyor ve kimse yataðýna aç gitmiyor.
Belli bir mantýða göre hareket ediyor. Napoleoni’ye göre Ýsrail nasýl Yahudilerin gerçek bir yurdu olsun istiyorsa, DAEÞ de Müslümanlar için böyle bir yer istiyor Irak ve Suriye bölgesinde. Halifelik ilan etmesi ve kendileri dýþýndaki Müslümanlarý Müslüman olarak kabul etmemelerinin kaynaðý da bu.
Ebubekir el-Baðdadi 1960 ve 70’lerde Avrupa’da ortaya çýkan terör örgütlerinin yaptýðý gibi propagandanýn öneminin farkýnda. Ýnsanlarýn dikkatini çekmek için her yöntemi kullanýyor. Korkunun içeride ve dýþarýda en büyük silah olduðunu biliyor. O yüzden de kafa kesme, vahþice katletme gibi her yöntemini iyi kullanýyor. Bunlarý da youtube üzerinden bütün dünyaya servis ediyor. Barbarlýðýný herkese gösteriyor.
Baðdadi’nin bir diðer yöntemi de gizeme baþvurmasý. Baðdadi kendini göstermiyor. Ne kadar az bilinirse o kadar çok merak edilir ilkesini iyi uyguluyor. Ýnsanlarýn hayal güçlerine hitap ediliyor. Resmini ve kendini göstermediði için de hakkýnda bir efsane yürüyor.
Yani DAEÞ asla komplo teorileriyle izah edilemez. DAEÞ yapýsý itibariyle ne El-Kaide’ye benziyor ne de diðer terör örgütlerine. Yerel halkla baþka türlü iliþki kuruyor, yabancýlarla baþka. Yabancýlar yeterli olmasa da DAEÞ konusunda kitaplar çýkarýyorlar. Paris saldýrýsýndan sonra DAEÞ hakkýndaki yayýnlar artacaktýr. Türkiye’de býrakýn kitabý hala doðru dürüst bir rapor bile yok. Türkiye’deki akademik camia ne yazýk ki pek üretken deðil. Umarým birileri bu duruma uyanýr ve elini taþýn altýna koyarak güzel eserler ortaya koyar.