Jandarma Genel Komutaný Orgeneral Arif Çetin’in, “Daðlar teröristlerden temizlendi” müjdesi, yýllardýr duymak istediðimiz bir sözdü. Bu noktaya gelinmesinde katkýsý olan herkese þükranlarýmýzý sunuyor, þehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ancak bu netice, Çanakkale Zaferi gibi yalýn bakýldýðýnda muhteþem olmakla birlikte, nihaî hedef için maalesef yeterli olamýyor.
Eskiden de daðdaki teröristlerin “bitirildiði” dönemler olmuþtu. Ve o zaman, “Teröre zemin hazýrlayan sebepler ortadan kalkmadýkça, daðdakini öldürmekle terör bitmez” mealindeki cümleler duyardýk.
Gerçekten devlet yýllarca doðu ve güneydoðuda, ancak “terör devam etsin” amaçlý denebilecek uygulamalar yaptý. Daha doðrusu “Kürt meselesi”, tek parti döneminde “Sadece ‘Türk’lerden oluþacak bir Türkiye” kurma sevdasýnýn eseridir.
Bir taraftan daða taþa “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazýp, Kürt çocuklara zorla “Türk’üm…” dedirteceksiniz, diðer taraftan da askeri okullardaki Kürt öðrencileri kovmaya varan saçmalýklar yapacaksýnýz, sonra da “Yurtta sulh…” diyeceksiniz.
Benzer yanlýþlarýn devam ettiði dönemlerde toplumun farklý kesimlerinden gelen, “Bu yanlýþlar bitmeden terör bitmez” eleþtirileri haklýydý. Ama özellikle son on yýlda, kimlik inkârýna son verilmiþ; sosyal ve kültürel maðduriyetler giderilmiþtir.
Bugün artýk “dýþlanmaktan” ve devletin uyguladýðý sistematik yanlýþlardan söz etmek mümkün deðildir. Bireysel maðduriyetler olabilir bu da ülkede yaþayan herkes için geçerlidir. Hatta genel fotoðrafa bakýldýðýnda doðu ve güneydoðu için özellikle ekonomi ve yatýrým anlamýnda pozitif ayýrým söz konusudur.
Ve kim ne derse desin, o dönemdeki FETÖ’cü mülkiye amirlerinin istismarýndan doðan eksik ve yanlýþlara raðmen, açýlým süreci de, bölge halkýnýn PKK’yý doðru tanýmasýný ve uzaklaþmasýný saðlamýþtýr.
Ama ayný basireti, “Terörü bitireceðiz, mücadeleyi siyaset üzerinden yürüteceðiz” iddiasýyla yola çýkan HDP gösterememiþtir.
Ýlginçtir, Kürtlerin bu dönüþümünü sadece HDP yönetimi deðil, bir kýsým çakma entelektüel kesim de ýskalamýþtýr. Eskiden, batýdaki sýrça köþklerinden, doðudaki Kürtlerin haklarýný savunduklarýný iddia eden bu “koro” þimdi hâlâ kýrýk plak gibi ayný nakaratlarý tekrarlamaktadýr.
Bazý gazeteci, akademisyen ile CHP ve HDP yönetiminden oluþan bu bir avuç istismarcýnýn, terörün bitmesini gerçekten istediðine asla inanmýyorum.
HDP’nin asýl amacý teröre hizmet deðilse, temiz bir siyaset ile mücadelesini sürdürmesinin önünde ne engel var? Baþka bir ifadeyle HDP’nin bugün gerçekten teröre hizmet etmediðini kim söyleyebilir?
O halde terör örgütünün emrinden çýkmadýkça bu partiye verilecek destek, görüldüðü gibi terör örgütüne verilmiþ anlamýna gelmektedir. HDP ve CHP’ye oy verenlerin, bu desteði tasvip ettiðini düþünmek seçmene iftira olur.
Kayyum atamalarý üzerine, HDP’den önce zýplayanlarýn yaptýðý þey terör örgütüne destektir. Türkiye içeride ve dýþarýda yürüttüðü mücadele ile sadece teröristleri deðil, yedi düvel emperyalist destekçilerini de yenerek daðlarý temizlemeyi baþarmýþtýr. Ama içerideki bu “kirli destek” bitmedikçe daðlar tekrar kirlenecektir.
Bu mücadele bir siyasi partinin deðil, bütün milletin mücadelesidir. Herkes yerini buna göre belirlemelidir. Bu bir samimiyet testidir.
Ýmama kýzdýðý için kiliseye gidenler, “Haçlý” saflarýna geçtiðini de bilmelidir.