Barýþa giden yollar mayýnlarla dolu. Biz ne zaman yüzümüzü bu yola dönsek ve adým atmaya kalkýþsak ayaðýmýzýn altýnda mayýnlar patlýyor.
Yine öyle oldu.
93 yýlýndan 2012 yýlýna kadarki süreçte, Öcalan’dan Karayýlan’a kadar verilen barýþ mesajlarýna ve sonrasýnda yapýlan saldýrýlara baktýðýnýzda, ezber bozan hiçbir þeyin olmadýðýný görüyoruz.
93 yýlýnda Öcalan, Talabani aracýlýðý ile gönderdiði barýþ mesajlarýnda ne diyordu:
- Ateþi kesiyorum, Kürtlerle Türkler arasýnda bir diyalog kurulmasýna fýrsat tanýmak için silahlý eylemi durduracaðým.
- Teröre hayýr, terörizmi kýnýyorum. Sorunlarýn þiddet ve savaþ yerine siyaset yoluyla çözülmesini kabul ediyorum.
- Barýþ için beni muhatap almanýz þart deðil, Kürtlerle görüþün. Kardeþliði güçlendireceðim. Bölücülüðe hayýr...
Peki ne oldu?
Öcalan’ýn “ateþi kesiyorum” dediði günlerde, Bingöl’de tezkeresini almýþ 33 sivil asker þehit edildi.
PKK’nýn Bingöl’de yol kesip 33 askerin þehit edilmesiyle ilgili Öcalan ne dedi: “Bu olay benim kontrolüm dýþýndaki bir grup tarafýndan gerçekleþti.”
Kontrol edilemeyen, “kendileri dýþýndaki bir grup”!
Yýl 2012... Kürt sorunun çözümü konusunda nereden nereye geldiðimizi yeniden burada sýralayacak deðilim.
Tam bu sefer bir þeyler deðiþiyor dediðimiz sýrada, PKK’nýn Kandil’deki “liderlerinden” Murat Karayýlan’ýn barýþa yönelik mesajlarýný okuyoruz. Oslo süreci önemliydi diyor, barýþa çok yaklaþmýþtýk diyor, barýþ yapýlacaksa bizler en uygun kiþileriz diyor, Kürt sorunun nihayetinde barýþçýl diyalog yöntemleriyle çözülmesi gerektiðine inanýyoruz diyor.
Ve Karayýlan “Silvan saldýrýsýnda benim ve yönetimimin dýþýnda gerçekleþti. Yerel unsurlar yaptý, kontrol edemedim” diyor.
***
Görüyorsunuz ya, PKK’nýn Kandil’deki “liderlerinden” Murat Karayýlan ve yönetimi barýþ istiyor ama “kontrol edemediði yerel unsurlar” var yine devrede.
Biz bu açýklamalarý okurken, PKK’nýn muhtemelen yine “liderleri” tarafýndan “kontrol edilemeyen yerel unsurlar” Hakkari-Daðlýca’da karakol bastýlar. 8 askerimizi þehit ettiler, 16 askerimizi yaralayarak ortalýðý kana buladýlar.
Sizce de tuhaf deðil mi, iþin aktörleri, liderleri hep “barýþ” istiyorken çatýþma týrmandýrýlýyor. Örgüt liderlerinin otoritesini hiçe sayan bir “yerel unsur-kontrol edilemeyen bir grup” almýþ baþýný gidiyor.
Murat Karayýlan’ýn da “önderlik” dedikleri Apo’nun da ya etkin olmadýðý ya da samimi olmadýðý çýkmýyor mu bütün bu açýklamalar neticesinde.
Þimdi Murat Karayýlan’a “madem ki Silvan bir provokasyondu ya Silvan’dan sonra yaptýklarýnýzý neyle açýklýyorsunuz” denilmez mi?
Peki, madem ki barýþý gerçekten istiyorsunuz, o halde, baþýnýz sýkýþtýðýnda iþaret ettiðiniz ‘kontrol edilemeyen yerel unsurlar’ýn kimler olduðunu açýklayýn ki samimiyetinize inanalým.
Muhtemeldir ki, Daðlýca’daki Yeþiltaþ karakoluna yapýlan baskýn da “kontrol edilemeyen yerel unsurlar” tarafýndan gerçekleþti.
Sizler bu baskýnýn, “Kürt sorununu Baþbakan Erdoðan çözer, inanýyorum” diyen Leyla Zana’ya ya da “barýþa çok yaklaþmýþtýk; biz karakol basmýyoruz” diyen Murat Karayýlan’a bir cevap olduðunu düþünüyorsanýz fena halde yanýlýyorsunuz.
Belki kýsmen Murat Karayýlan ve Leyla Zana’nýn kulaklarýný çekmek için olsa da asýl bu baskýn, þimdiye Kürt sorununda “çözümsüzlüðün sigortasý” olan CHP’nin makas deðiþtirmesine karþý yapýldý.
Ýþte bu yüzden, CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu asýl þimdi Baþbakan Erdoðan’ýn Meksika gezisi sýrasýnda yaptýðý “Toplumsal mutabakat ve sorunun çözümü için dört partiye gerek yok, CHP gelsin birlikte atýlabilecek bütün adýmlarý hemen atalým” çaðrýsýný ciddiye almalýdýr.
Bu adýmlar atýldýkça, bir taraftan PKK içindeki “yerel unsurlar”ýn kimler olduðu ortaya çýkacaktýr, diðer taraftan da Fehman Hüseyin ya da Bahoz Erdal’ýn arkasýndaki asýl gücün kimler olduðu...
PKK içinde “yerel unsurlarý” kontrol eden bu ekip üzerinde durmamýz gerekiyor asýl.