Bir dönem Daðlýca’nýn da komutanlýðýný yapmýþ emekli bir paþa, “Hava þartlarý çok kötüyken saldýrý gerçekleþmiþ. Yardýma çok geç gidilebilmiþ”minvalinde þeyler söyledi.
Bize ulaþan bilgiler arasýnda, bomba ve mayýn temizleme timinin göreve çýktýðý sýrada saldýrýya uðradýðý yönünde.
Buradaki soru iþareti þu: Madem hava þartlarý çok kötü, o hava þartlarýnda o timler neden göreve gitti?
Bu sorunun biri anlaþýlýr, diðeri kabul edilemez iki cevabý var.
Anlaþýlýr olaný, PKK terör örgütü askerlerimizi üzerine çekti. Yani göstermelik bir eylem yaptý. O eylem üzerine timler harekete geçti.
Kabul edilemez cevap ise, o kötü hava þartlarýna raðmen timlerin bölgede bomba ve mayýn temizleme faaliyetine gönderilmiþ olmasý..!
Birinci ihtimalde, ihmal... Ýkinci ihtimalde ihanet var.
Daðlýca’da meydana gelen menfur saldýrý sonucunda hayatýný kaybeden þehitlere Allah’tan rahmet ailelerine baþ saðlýðý diliyorum.
Fakat þunu da söylemeden geçemiyorum:
Daðlýca ve Aktütün’de yýllar içerisinde onlarca þehit verdik. Çünkü bu bölgeler PKK terör örgütünün ana karargahlarýna çok yakýn ve Kuzey Irak’tan Türkiye’ye geçiþlerde stratejik öneme sahip.
O halde, Türkiye’nin de bu stratejik yeri koruma konusunda sabit birlik yöntemi ile geliþtirdiði stratejisini daha da geliþtirme zorunluluðu var.
Alan hakimiyeti, tepe emniyeti, yol güvenliði her neyse, mutlaka saðlanmalý.
Sahi “Düþük Yoðunluklu Çatýþma” stratejisinde “oynak pusu” vardý ne oldu?
Bir þeyi daha hatýrlatmada fayda var. Daðlýca bölgesi PKK terör örgütü için Yüksekova, Çukurca, Aktütün’den daha da önemli olmalý ki silahlarýn sustuðu, çatýþmasýzlýk döneminin yaþandýðý dönemlerde bile Daðlýca üst bölgesine sürekli saldýrdý. O alaný Türk Silahlý Kuvvetleri’ne terk etmek istemeyen bir anlayýþ içindeydi.
Bu gerçekler ortadayken Daðlýca’da pazar gecesi yaþananlarýn izahý zor!
Ýçim içime sýðmýyor. Öfkem öfkemi katlýyor.
Sonuçta evlerimize ateþ düþüyor, Türkiye geriletiliyor. Zihin sýnýrlarýmýz daraltýlýyor. Bölgemiz yeniden þekillenirken PKK terör örgütü üzerinden Türkiye durduruluyor!
Ekrem ile Ertuðrul; Zaman ile Hürriyet
Hürriyet ve Zaman ayný yalana sarýlýrsa, biz bundan ne anlamalýyýz?
Soruyu sormamýn nedeni, pazar gecesi Hürriyet’in ve Zaman’ýn resmi hesaplarýndan Cumhurbaþkaný Erdoðan’a atfen “400 vekil olsaydý Daðlýca olmazdý” diye twit atýlmasýdýr.
Hürriyet yakýn geçmiþte de Mýsýr’ýn seçilmiþ Cumhurbaþkaný Mursi’ye darbe mahkemesi tarafýndan verilen idam kararýný duyururken Erdoðan’ýn resmini kullanýp, “Yüzde 52 oy aldý idam kararý verildi” haberini yapmýþtý. O haber ile pazar gecesi atýlan twit ve internet sitesinde yapýlan haber ayný mahiyettedir ve kirli bir oyunun en kirli sahnesidir!
Zaman gazetesininse yalan haber konusundaki maharetleri akýl sýnýrlarýmýzý, izan sýnýrlarýmýzý zorlayacak türden. Zaten bir Zaman muhabirinin isyaný da bunu göstermiyor mu?
“Erdoðan nefreti insanlarýn gözünü kör etmiþ” diyor muhabir.
Gerçekten de Erdoðan’ýn þahsýnda Türkiye ve millet nefreti bu insanlarýn gözünü kör etmiþ, kalplerini lekelemiþ.
Neyse.
Sonuç, Zaman ile Hürriyet ayný konuda ayný þeyi yaptý. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý Daðlýca’daki hain saldýrý üzerinden vurmak istedi.
Bu ikilinin ittifaký, aslýnda son dönemde yaþadýklarýmýzýn da göstergesi.
HDP’nin ve eþ Baþkaný Selahattin Demirtaþ’ýn pazarlanmasýnda birlikte çalýþmýþlardý hani.
Yine Doðu ve Güneydoðu’daki polis, asker lojmanlarýnda HDP’ye çýkan oylarýn da yorumu yapýlmýþtý hani.
Dahasý, HDP’li Diyarbakýr Belediye Baþkaný Gültan Kýþanak’ý ziyaret eden Zaman’ýn Genel Yayýn Yönetmeni, Erdoðan için, “Ya adam gibi gidecek. Ya da gitmek zorunda kalacak” cümlesini kurmuþtu. Ayný gazetenin bir yazarý Lale Kemal’in fütursuzca yazdýðý yazýda ise MOSSAD ve CIA ile olan iç içelik faþ edilmiþti.
Ertuðrul Özkök’se izine ayrýlmadan az önce, Cumhurbaþkanýna hakarete varan ifadeler kullanmýþtý.
Bu ittifakýn görünürde bir tek hedefi var: Recep Tayyip Erdoðan!
Erdoðan üzerinden millete ve memlekete olan nefretleri ise artýk ayan beyan!
O zaman, yukarýdaki sorunun cevabýný bir cümle ile geçelim:
Ýçeriden kuþatma iþi Paralel Yapý ile Aydýn Doðan’a ihale edilmiþtir!
