Türkiye her geçen gün sivil, bireysel ve toplumsal alanýn geniþlediði bir ülke oluyor.
Baþbakan Erdoðan’ýn aðzýndan dün sabah dökülen cümleler o alanlarýn sadece daha çok geniþlediðini deðil, artýk geri dönülemez bir þekilde garanti altýna alýndýðýný gösteriyor. “Geri dönülmez bir þekilde” demek demokrasimiz için önemli bir aþamayý ifade ediyor.
Bu ülke bir daha Eski Türkiye olmayacak...
Bir daha adý ve hacmi ne olursa olsun bu ülkede herhangi bir etnik kimlik, din, dil, inanç farklý, eksik ve kötü muamele görme gerekçesi sayýlamayacak.
Erdoðan’ýn ortaya koyduðu ve altýna imza attýðý vizyon fikri, düþüncesi, aidiyeti ne olursa olsun herkesin daha iyi bir ülkede yaþamasýný garanti ediyor.
Pakette olanlar ve olmayanlarý tekrarlamaya bugün için hacet yok. Yarýndan itibaren yine konuþuruz, yazarýz.
Eksikler olduðunu ve onlarýn da zaman içinde tamamlanacaðýný bizzat Baþbakan söylüyor zaten...
Daha fazlasýný istemek hepimizin hakkýdýr ama altýn kural kalýcý ve sindirilecek olaný istemektir.
Herkese pozitif ayrýmcýlýk tek baþýna demokrasiyi garanti etmiyor. Herkesin kendisini iyi hissedeceði bir denge bulmak; kimsenin bir baþkasýnýn elindekine nazar etmemesini saðlamak gerekiyor. Ortak fayda, ortak aklýn eseri olmak zorundadýr. Yoksa toplum, tek parti yýllarýndaki gibi devletin-hükümetin ürettiði doðruya mahkum olur.
Þunu unutmayalým...
Cumhuriyetinin 30 yýla yakýnýný tek partiyle geçiren, sonraki yýllarýnda dört askeri darbe ve sayýsýz darbe giriþimi görmüþ bir ülkenin mevzuatý bir paketle temizlenemez.
Mevzuattan daha elim olan zihniyet arýnmasý da birkaç ayda tamamlanamaz.
Deðiþim; paketi eksik bulanlarla fazla bulanlarýn bir arada yaþayabilmesini de saðlayabilmek demektir.
Ýþte dün bu ortamda, bu zeminde ve tarihin hepimizin zihinlerine yüklediði ne kadar korku, endiþe, ötekileþtirme varsa hepsinin birden baskýsý altýnda bir devrim gerçekleþtirildi.
Kim yaptý bu devrimi?
Oylarý yüzde 50’lerin üzerinde seyreden; sadece oy yarýþýnda deðil demokrasi yarýþýnda da en yakýn rakibine bir hayli fark atmýþ olan bir lider...
Risk almaya hiç ihtiyaç duymayacak tek lider olan Erdoðan; siyasi hayatýnýn en garantili noktasýnda risk almaktan kaçýnmýyor.
Bu cesaret Türkiye’nin sermayesidir...
Demokrasi çýtasýný yükselterek yeni bir düzeye çýkmaktan imtina etmiyor.
“Eðer demokratsan þunlarý þunlarý kaldýr da görelim...” denilen ne varsa hepsini birer birer kaldýrarak gelen bir liderin vizyonuna güvenmemek için bir sebep bulabilmek zordur.
Üstelik, muhalefet daha azýnda demir atmýþken...