Bazen kavga edenler de neden kavga ettiklerini, kavganýn hangi sebeple çýktýðýný tam anlamamýþ olabilirler...
‘Dershaneler’ konusunda baþgösteren ihtilâfýn kavgaya dönüþmesi sonrasýnda saðda-solda yazýlanlara göz atýp söylenenlere kulak verince böyle bir durumun söz konusu olduðunu düþünmeden edemiyorum. “Küçücük bir talebe verilecek cevap bu mu olmalýydý?” ile baþlayýp “Hatada ýsrar niye?” noktasýna kadar varan bir dizi soru dillendiriliyor...
Sorulardan olan-bitenin doðru anlaþýlmadýðý belli...
Herkesin kolayca görebileceði üzere, bugün Türkiye’de çok uzun yýllardýr hiç yaþanmamýþ bir siyasi tablo var: 11 yýl önce yüzde 35 ile baþlayan yolculuðunda yüzde 50’lik bir çoðunluðu arkasýna toplamýþ bir iktidar ve bu sonucun alýnmasýnda en büyük payýn sahibi bir baþbakan... Ekonomik göstergelerde hep olumlu gidiþ yaþatýldýðý için oy vermeyenlerin bile sürmesini istediði bir iktidar bu... Vesayet hassasiyeti olduðu için en kuvvetli güç odaðýný geriletmeyi, bir baþkasýný felç etmeyi de baþarmýþ... Kendi tabanýný tatmin edecek deðiþimleri gerçekleþtirme çabasýnda; çoðunu gerçekleþtirmiþ zaten...
Tablo bu. Bu tablo içerisinde yer alabilmek, baþarýsýndan yararlanabilmek için iktidarla kavga etmek gerekmiyor; onunla yol arkadaþlýðý yeterli... Kavgayla sonuç alma yolunu tercih edenler, þimdiye kadar tam tersi bir davranýþ sergileyerek, iktidarýn koruyucu kanatlarýndan yararlanmayý bilmiþlerdi.
Ak Parti büyüdü, iktidarýný pekiþtirdi; onunla birlikte yürüyenler de —hiç deðilse çoðu— ilgilendikleri alanlarda 11 yýl öncesinden daha farklý bir yerde bugün... Daha güçlü, daha etkili...
“Birlikte yürümenin nimetlerinden en fazla kim nasiplendi?” sorusunun hiç tereddütsüz verilecek cevabýný herkes biliyor...
Konuya iliþkin akademik deðerlendirmelere, bir yýl öncesine kadar iç ve dýþ medyada çýkan haber ve yorumlara bakýn, hepsinin bu gerçek ekseninde dönüp durduðunu göreceksiniz...
Bazýlarý tarafýndan ‘basit bir talep’ olarak görülebilen, karþýlanmamasýna ‘hata’ gözüyle bakýlan, bu sebeple ‘kavga’ çýkarmaya deðer bulunan ‘dershane’ konusu neden bu denli sert bir karþý-çýkýþa yol açmýþ olabilir?
Acaba ters çýkýþ her ne kadar ‘dershane’ gibi görünse ve iktidar için ‘önemli’ sayýlsa bile, ters düþmenin esas sebebi —veya sebepleri— çok farklý olmasýn? Talebin dile getiriliþ biçiminden, konunun ‘kavga’ sebebi yapýlýþýndan, ‘kavga’ sýrasýnda takýnýlan tavýrdan çýkardýðý sonuç, iktidarýn daha en baþta koyduðu ‘siyasi kýrmýzý çizgiler’ ile ilgiliyse?
Galiba esas sebep bu. Tabii, ‘kavga’ noktasýna doðru ilerlenirken iktidara yöneltilen eleþtirilerin alýþýlmamýþ üslubunu da unutmamalýyým. Bir tespitim de þu: ‘Sosyal medya’ denilen dipsiz kuyu olmasaydý yaþananlar yaþanmayabilirdi.
Yaþandý, þimdi ne olacak? Sorunun cevabýný benim vermemi bekleyen yok, fakat ben yine de diyeceðimi diyeyim: Ýktidar açýsýndan alýnabilecek siyasi darbenin azamisi þimdiye kadar alýndý; bundan sonraki her aþama tek taraflý güç kaybýna yol açacaktýr...
Esas sorum þu: Diyelim, iktidar kavga sýrasýnda yýprandý ve siyaseten kaybetti; bundan yýpratan kazançlý mý çýkacak?