Irak’ta, Mukteda El Sadr’a ait hareketin milis gücünü oluþturan Mehdi Ordusu, 2008’de ‘daðýtýlmýþtý’. Sadr siyasal sisteme entegre olarak, 2014 Irak Seçimlerinde El-Ahrar’ýn kazandýðý 34 sandalye yoluyla parlamentoda temsil edilmeye bile baþlamýþtý. Ancak 2014’te DAÝÞ’in Baðdat’ý tehdit etmesiyle tekrar toparlanan ‘Mehdi’ Ordusu, ‘Barýþ Birlikleri’ adýyla organize olup, Irak bayraðý altýnda askeri olarak yeniden ortaya çýktý.
Bu geliþme sonrasý, Baðdat Hükûmeti 2013 sonundan itibaren DAÝÞ tehdidine yoðunlaþmýþken, bir anda Sadr’ýn müdahalesiyle karþý karþýya kaldý. On binlerce kiþi Baðdat’ta gösteriler yapmaya baþladý. Önce yolsuzluk ve temel hizmetlerin yoksunluðunu protesto eden Sadr grubu taraftarlarý, ardýndan Necef’ten Baðdat kapýlarýna sivil itaatsizlik dalgasýyla ulaþmýþ oldular.
Sadr’ýn geliþi Irak açýsýndan yeni bir fenomen deðil. Sadr, iþgalden bu yana Baðdat merkezli oluþumlardan ayrý durdu ya da açýktan çatýþmalý ve sorunlu duruþunu korudu. 2003’te, iþgal sýrasýnda baþlattýðý isyandan beri Þii gruplarýn içerisindeki müstesna yerini koruyan Sadr, parlamento iþgaliyle yeni bir faza geçmiþ durumda.
Mukteda El Sadr, Irak’ta hem dini hem de siyasi geleneði olan bir aileden geliyor. Babasý, Irak’ýn önemli düþünürlerinden kabul edilen, 1958’de Dava Partisi’nin kurucularý arasýnda yer alan ve Saddam tarafýndan 1980’de idam edilen Muhammed Bakr es-Sadr’ýn yeðeni. Ayný þekilde babasý Muhammed Sadýk da, Irak siyasi ve düþünce hayatýnýn önemli figürlerinden birisiydi. Ýþgal sonrasý ete kemiðe bürünen Sadr hareketi, bir yandan ailenin mirasýna yaslanýrken, diðer yandan ise ABD iþgaliyle karþý karþýya gelen Þii bir hareket olarak öne çýktý. Bu durum, hareketin lideri olmasý hasebiyle, 1973 doðumlu genç Sadr’ýn yükseliþinin önünü açmýþtý.
Sadr’ýn iþgal karþýtlýðýndan -askeri gücünü de koruyarak- sivil itaatsizliðe yönelen çizgisindeki son nokta, ‘BM ve ÝÝT’yi göreve çaðýran yaklaþýmý oldu. 1920’lerde Ýngiliz iþgaline karþý savaþtan, sonrasýnda Havza’dan Saddam’a karþý mücadeleye, oradan ise iþgale direniþe yönelen çizgi hatýrlanýnca, Sadr’ýn yeni yüzüne dair düþünülmesi gereken yönler olduðu muhakkak.
Geride kalan yýllar hatýrlanacak olursa; Körfez Savaþý sýrasýnda, Mart 1991’de Irak’ta gerçekleþen ‘Þaban Ýntifadasý’nýn Saddam yönetimi tarafýndan kanlý bir þekilde bastýrýlmasý sýrasýnda Sadr ailesi büyük zararlar görmüþ, sonraki yýllarda da aileye yönelik katliamlar devam etmiþti. Babasý ve kardeþlerinin 1999 Þubat’ýnda öldürülmesinin ardýndan liderlik görevini üstlenen Sadr, iþgalin maðdur ettiði kesimleri siyasal ve toplumsal bir hareketle sahiplenerek, müstakil bir siyasal entite olmayý baþardý. Ceyþ el-Mehdi marifetiyle hareketini koruma altýna alan Sadr, Hizbullah tarzý hareket etmesiyle hem siyasi hem de askeri olarak Irak þartlarýnda
varlýk gösterme imkâný buldu.
Sadr’ýn güçlü bir siyasal aktöre dönüþmesi, hatta farklý Þii gruplarýn geriliminde özgül aðýrlýða kavuþmasýna giden yolda, iþgalin maliyetlerini bile gölgede býrakan Maliki döneminin katkýsý da büyük oldu. Bu dönemde DAÝÞ’le mücadeleyi hýzla siyasi bir sermayeye dönüþtürenlerin baþýnda gelen Sadr grubuna; Irak ordusunun DAÝÞ’e Musul’u teslim etmesine benzer bir þekilde, iþgalin icadý olan Yeþil Bölge’yi koruyan Irak askerleri kapýlarý açtýlar. Irak’ý ve iþgali en güzel þekilde açýklayan ‘hipergerçeklik’ hâline tekabül eden ‘Yeþil Bölge’yi koruyan Iraklý komutan, Sadr’ýn elini öperek Baðdat’a yürüyüþünü tescillemiþ oldu.
2003’te iþgalle birlikte ‘geçici güvenlik bölgesi’ ilan edilen ve korunan Yeþil Bölge, uzunca yýllardýr Irak’ta yanlýþ giden her þeyin sembolüne dönüþmüþtü. 15. yüzyýl þehir surlarýný andýran, soðuk ve çirkin büyük beton duvarlarla örülü Yeþil Bölge’nin yaþanan geliþmelerle anlamsýzlaþmasý, hem Irak’ýn örtülen gerçeklerinin hem de istikrarsýzlýðýnýn artýk perdelenemeyeceðinin göstergesi.