DAÝÞ meselesi, küresel gündemi yoðun bir þekilde meþgul etmeye devam ediyor. Neredeyse, günlük küresel medya ve entelektüel üretiminin standart menüsündeki yerini sabitlemiþ durumda. Ancak yazýlýp çizilenlere dikkatlice baktýðýnýzda, DAÝÞ ve etrafýnda þekillenen soruna dair yeni bir bilgi öðrenme ihtimaliniz bulunmuyor. Zira bir-iki yýl önce neler duyduysanýz, nasýl analizler okuduysanýz, ayný standardý koruyan ürünlerle karþýlaþýyorsunuz.
Küresel medya ve entelektüel gündeminde bu denli yoðun ve istikrarlý bir þekilde yer almasýna karþýn, ‘DAÝÞ heyulasýna’ dair güncellenmenin yapýl(a)mamasýnýn ise elbette akýllara birçok soru getirmesi beklenir. Fakat mezkûr üretime baktýðýmýzda, böylesi bir sorgulamanýn zerresinin bile olmadýðýný görüyoruz.
Anlaþýlan, Mezopotamya ve Ortadoðu’da olduðu gibi küresel medya sahnesinde de, DAÝÞ’in eylem yapsýn veya yapmasýn, hakkýnda yeni ve anlamlý cümleler kurulabilsin veya kurulamasýn, düzenli bir þekilde varlýðýnýn ‘sabit bir altyazý’ olarak korunmasý isteniyor. Hatta küresel siyasal etkileþimin bir endeksi varsa, referans noktasýnýn bugünlerde DAÝÞ olduðunu veya olmasý istendiðini söylemek mümkün. DAÝÞ’siz cümle kurmaya, herhangi bir siyasal çýkýþ yapmaya cesaret eden her aktörün ise ayný endekste ‘hýzla düþeceði’ inancý oturmuþ durumda.
DAÝÞ merkezli bu yeni jeopolitik dünyanýn hýzla iðdiþ edildiði de ortada. Krizlerin asýl sebebi ve sorunlarýn kaynaðý olan aktörler; herkesten fazla, dozaj aþýmýna varacak hatta DAÝÞ’i bir dokunulmazlýk zýrhýna dönüþtürecek þekilde kullanýyorlar. DAÝÞ merkezde olduðu sürece, bu küresel sahteliðe karþý ‘kral çýplak’ diyenlerin de seslerinin bastýrýlmasý þimdilik mümkün ama sürdürülemez bir durum.
DAÝÞ zaten mutasyona açýk organizmasýyla, merkezine konulduðu küresel jeopolitik sahnedeki rolünü fazlasýyla iyi oynuyor. El Kaide’den baþlayan mutasyonun 2013’teki hâlini temsil eden DAÝÞ, cari yaklaþýmlara muhatap olduðu sürece çok daha dayanýklý bir þekilde dönüþümüne devam edecektir. Bu mutasyonun istikameti þu an için Batý’da yükselen Ýslamofobi, bölgede ise doðrudan Rusya, dolaylý olarak Batý destekli Esed ekseninin kaderine baðlý. Görünen o ki, hem Ortadoðu’da hem de Batý’da ilgili aktörler siyaset üretemedikçe, DAÝÞ’le dünyayý açýklamaya devam edecekler. Bu durum deðiþmediði sürece de, El-Kaide’den beri devam eden DAÝÞ mutasyonu da sürekliliðini koruyacak.
Bu durumun elbette hemen herkes farkýnda. Lakin finansal balonlarýn patlamasý hikâyesinde olduðu üzere, balonun patlayacaðýný bilmek çürük kaðýtlara yatýrým yapýlmasýný engelleyememektedir. DAÝÞ’e ayný anda ‘düzen bozan ve kuran’ muamelesi yapýlmaya devam edildiði sürece, bölgesel sorunun asýrlýk kaynaðýný yok saymak durumundalar.
Gelinen noktada, DAÝÞ’ten ‘neo-Sykes-Picot düzeni’ çýkarmaya çalýþmak gibi çýlgýn bir proje ile karþý karþýyayýz. Çünkü Esed için sorulan ve bugüne kadar varlýðýnýn en önemli sigorta poliçesine dönen “Esed sonrasý ne olacak?” sorusu, bugünlerde DAÝÞ için en yaygýn sorgulamalarýn baþýnda geliyor. Bu suale, açýkça itiraf etmeseler de verdikleri cevap þu: DAÝÞ’in olmadýðý bir dönem, DAÝÞ’in mutasyona uðradýðý dönem olacak. Baþka bir ifadeyle, “DAÝÞ ilelebet var olacaktýr” deniliyor. Hâl bu olunca da, DAÝÞ üzerinden bölgesel statükoyu koruyacak bir giriþimin irrasyonelliði önemsizleþiyor. Hoþ, iþin açýkçasý ‘belirsizlik ve siyasetsizlik çaðýnda’ bu garabet durumdan rahatsýz olacak pek fazla kimse de ortalýkta görünmüyor!