Beþiktaþ, yediði gollere genellikle çabuk reaksiyon gösteren bir takým. Ama dün maçýn hemen baþýnda yediði gole, “Daha çok vakit var, bir þekilde üstesinden geliriz” düþüncesiyle tepkisiz kaldý. Aðýr-aksak tempoyla baþladýðý maçý, benzer üþengeç tavýrlarla sürdürmeyi devam ettirdi. Beþiktaþ, Akhisar’ýn ligdeki baþarýlarýndan sanki haberdar deðilmiþ gibi; rakibini küçümseyerek oynamayý sürdürdü. Bunun cezasý da çabuk geldi ve fark ikiye çýktý.
Siyah-beyazlýlar, ancak bu golden sonra sinirli, aktif, durumu kabullenmeyen bir isyan hareketine baþladý. Devre bitene kadar karþý kaleyi bombardumana tuttular. Ama þokta olduklarý için, þutlarýn koordinatlarý tutmadý. Hatta Quaresma’nýn, (Kaleci kalesinde olmadýðý halde) bomboþ pozisyonda dýþarýya attýðý bir þutu vardý ki; adama kafayý yedirir. Hani, hayatýnda hiç top oynamamýþ 50 yaþýndaki bir adam olsa; ayný pozisyonda o an Quaresma’yý madara eder...
***
Beþiktaþ’ýn baþtaki Dalgacý Mahmut tavrýndan, asla Dostoyevski çýkmaz... Ýþini baþtan ciddiye alacaksýn. Gene de ikinci yarýda bu baþýbozuk tavýr süremezdi. Mecburen toparlandýlar. Þenol Hoca da, ilk tedbir olarak Avrupa Ligi maçýnýn yýldýzý Cenk Tosun’a sarýldý... Ama 2-0 geriye düþüþün ana temelinin sadece Beþiktaþ’ýn maça sorumsuz baþlamasýyla doðrudan ilgili olmadýðý, bunda Akhisar’ýn da potansiyel bir gücünün açýk katkýsý olduðu anlaþýldý. Çünkü siyah-beyazlýlar 2-0’ýn altýndan kalkmak için arttýrdýðý yoðun baský içinde bile, rakibinden neredeyse 3. golü yiyecekti. Akhisar direkten döndü. Yani aslýnda,hafife alan hafif kalýyordu.
***
Ýþler iyi gitmeyince, Beþiktaþ sinirlendi.. Gomez’in Ahmet’e attýðý omuz, nerdeyse çenesini darmadaðýn edecekti. Ama sinirlenmek, iþi yarar bir araç deðildir. Çünkü senin baskýný savruk ataklara dönüþtürür. Bu sefer iyiyken de güme gidersin. Öyle oldu.
Kurduðun onca baský, yarattýðýn telaþ duygusu yüzünden iþe yaramadý.