Cumhurbaþkanlýðý hükümet modeline karþý çýkanlar, Sayýn ve pek muhterem kuantum fizikçimiz Muharrem Ýnce’nin, “Erdoðan seçilirse dolar 7 lira olacak” sözünü hatýrlatýyor.
Böylece, dövizdeki dalgalanmanýn siyasetimizle ve iç iþleyiþimizle (“yeni sistem”le) ilgili olduðunu kanýtlamýþ oluyorlar.
Buradan, Ýnce’ye bir “paye” çýkaramazsýnýz...
Erdoðan’la ve “yeni sistem”le ilgili bir kanaat de oluþturamazsýnýz.
En fazla, (varsa) Ýnce’nin “baðlantýlarýný” ele vermiþ olursunuz.
Þunu dedirtirsiniz: “Muharrem Ýnce’yi arayan Amerikalýlar, Erdoðan’ýn seçilmesi durumunda ekonomik taarruz baþlatacaklarýný da fýsýldamýþ olabilirler mi?”
Neden olmasýn?
Ýnce, hangi ekonomik bilgisine ya da siyaset görgüsüne dayanarak böyle bir tahminde bulunabilir ki?
Ekonomiden ne anlar ki?
Dövizdeki dalgalanmanýn “spekülatif bir atak” olduðunu, en muhalif iktisatçýlar bile söylüyor.
Birileri kulaðýna bir þeyler fýsýldamýþ ki, Ýnce de bol keseden atýp tutuyor...
Bunun baþka bir izahý yok.
Muharrem Ýnce, irtibat tesis ettiði gizemli Amerikalýlarýn kimliðini açýklamadýðý sürece, “spekülatif ataðýn” bir parçasý ve aktörü olarak anýlmaya devam edecektir.
Dövizdeki dalgalanmayý “yeni sistem”in arazý gibi sunan dangalaklarýn iddiasýna gelince...
Mali disiplinden taviz verilmemiþ... Hiçbir dönemde “seçim ekonomisi” uygulanmamýþ... Mesela, Demirel gibi, “Kim ne vaat ediyorsa, biz 5 fazlasýný veriyoruz” denilmemiþ... Kambiyo rejimi deðiþmemiþ... Bankacýlýk sistemi saðlam... Ülkede “hükümetsizlik” tehlikesi yok... Turizm gelirleri bir önceki yýla göre yüzde 30-35 oranýnda artmýþ... Ýhracat rakamlarýnda hatýrý sayýlýr artýþlar kaydedilmiþ...
Bütün göstergeler olumlu.
Hal böyle iken, nasýl oluyor da dövizde “anormal” bir dalgalanma yaþanýyor?
Bu nasýl oluyor?
Dangalak taifesine bakarsanýz, TL’nin ilk kez devalüe edildiðini zannedersiniz.
Kaldý ki, açýkça bir “devalüasyon” tehlikesi de yok.
Dalgalanmanýn nerede duracaðý belli deðil.
Döviz fiyatlarý mutlaka aþaðý inecektir. Ne kadar aþaðýda olacaðý da belli deðil... “Spekülatif atak” iþlevsizleþtirildikten sonra anlayacaðýz devalüasyonun (hasarýn) boyutlarýný.
Eski sistem cari iken de dövizde dalgalanmalar yaþanýyordu.
Hem de daha vahþi boyutlarda...
Dangalak taifesine 1994 ve 2001 devalüasyonlarýný hatýrlatýrým.
Baksýnlar... Paramýz ne kadar deðer kaybetmiþ, ekonomimiz nasýl dibe inmiþ, bankalarýmýz nasýl “batýrýlmýþ”, iþsizlik rakamlarý hangi oranlara yükselmiþ?
Zahmet olmazsa þu sorulara da cevap arasýnlar:
IMF nedir? Cottarelli kimdir? Kemal Derviþ nerden ithal edilmiþtir?
Daha eskilere gitmeye gerek yok...
Mahcup olurlar...
Sabit kur politikasýnýn uygulandýðý dönemlerde (parlamenter hükümet modelinin cari olduðu “en mutlu” dönemlerdir bunlar), devalüasyon, bizzat devlet eliyle yapýlýrdý... “TL’ye bu kadar deðer fazla... Döviz fiyatlarýný þu miktarda artýralým...” denirdi.
O miktar da genellikle, yüzde 50’den aþaðý düþmezdi.
Ýsmet Paþa hükümetleri bunu sýk sýk yapardý.
Ýþadamlarý (ithalatçýlar) döviz ihtiyaçlarýný genellikle karaborsadan temin ederdi.
Üstelik cebinde dövizle yakalananlar hapse týkýlýrdý.
Biz bu dönemleri de yaþadýk...
Demek ki neymiþ?
Dövizdeki dalgalanmanýn nedeni “Cumhurbaþkanlýðý hükümet modeli” deðilmiþ.
Bir “neden-sonuç” iliþkisi aranacaksa, önce Muharrem Ýnce’nin gizemli “Amerikalýlarýna” bakýlmalýymýþ!