12 Eylül darbe anayasasýný saðcýsý solcusu dindarý milliyetçisi hep eleþtirmiþ ve 16 kez yapýlan deðiþiklikle birçok maddesi tadil edilmiþtir.
Buna raðmen anayasadaki darbe ruhu bir türlü izale edilememiþtir.
Cumhur Ýttifaký'nýn sivil anayasa çaðrýlarýna seküler kesim, 'Erdoðan'ý yeniden cumhurbaþkaný seçmeye odaklý çaðrý' olarak algýlamakta ve anayasada darbe izinin kalmadýðýný iddia etmektedir.
Dün Birlik Vakfý'nda konuþan Þükrü Karatepe tam da bu konulara temas eden bir sunum yaptý.
Önce anayasanýn sivil olabilmesi için anayasayý yapan meclisin sivil olmasý, militarist olmamasý, milletin seçtikleri tarafýndan yapýlmýþ olmasý gerektiðine vurgu yaptý.
1982 anayasasý darbecilerin oluþturduðu meclisten çýktýðý için sivil deðildir.
Ýkinci olarak da anayasanýn ideolojik olmamasý ve anayasada vesayet kurumlarýnýn bulunmamasý gerektiðine iþaret etti.
Bunlarý iþitince kendi kendime þunlarý söyledim: AK Parti iktidarlarý döneminde özellikle baþkanlýk sistemine geçtikten sonra vesayet kurumlarý büyük oranda etkisiz hale getirilmiþtir ancak mevcut anayasa katý bir ideolojiyi dayatmaktadýr.
Anayasalarýn iki önemli amacý vardýr biri iþleyebilir idare/hükümet kurmak, ikincisi de insan hak ve hürriyetlerini garanti altýna almaktýr diyen Karatepe 1924 anayasasýnýn daha sivil bir anayasa olduðunu; anayasanýn 1937'de ideolojik anayasaya dönüþtürüldüðünü; 1950'de Demokrat Parti'nin hükümet olduðunu ancak o ideoloji ve ilkelere uyumunun denetlendiðini ve 1960'da darbe ile indirildiðini; 1961 anayasasý ile o ideolojinin tahkim edildiðini;1982 anayasasýyla da o ideolojinin daha da güçlendirildiðini dolasýyla 61 ve 82 anayasalarýnýn darbe ürünü olduðunu anlattý.
12 Eylül anayasasýnýn darbe anayasasý ve militarist olduðunu, demokratik olmadýðýný örneklerle izah etti.
Darbe anayasasýdýr çünkü 1937'den beri tahkim edilmeye çalýþýlan ideolojiyi esas alan bir baþlangýç bölümü vardýr.
Baþlangýç bölümü anayasa metninin bir parçasý olarak kabul edilir.
'MADDE 176- Anayasanýn dayandýðý temel görüþ ve ilkeleri belirten baþlangýç kýsmý, Anayasa metnine dahildir.'
Atatürk'ün baþkanlýðýnda yapýlan 1924 anayasasýnda bir baþlangýç bölümü yoktur.
Baþlangýç bölümüne ihtiyaç duyulmasý anayasayý yapanlarýn millete güvenmemeleri sebebiyledir.
Deðiþtirilemez maddelerin bulunmasý, kýrmýzý çizgiler çizilmesi sivil anayasa yapýlmasýnýn en büyük engelidir.
Bu konuda kimse özgürce konuþamýyor konuþanlar da yutkunuyor. Mesela Zafer Üskül, 'Deðiþtirilemeyecek maddeler tartýþýlabilir' dediði için linç edilmiþti.
Hâlbuki 1924 anayasasýnda 102. maddesinde 'devletin Cumhûriyet olduðuna dair olan birinci maddesinin tâdîl ve taðyiri hiçbir sûretle teklif dahî edilemez.' diye sadece cumhuriyet þeklini koruma altýna alýnmýþtýr.
Mevcut anayasanýn darbe anayasasý olduðunu gösteren bir diðer husus da egemenliðin kullanýlmasýdýr.
Anayasanýn 6. Maddesinde Türk milleti egemenliðini 'yetkili organlarý eliyle kullanýr.' ifadesi yer almaktadýr.
Oysa demokratik ülkelerde millet egemenlik hakkýný ya doðrudan ya da seçtikleri eliyle kullanýr.
1924 anayasasý 4. Maddesinde milletin egemenlik hakkýný meclis eliyle kullanacaðý yazýlýdýr.
Mesela mevcut anayasanýn 174. maddesi inkýlap kanunlarý hakkýnda 'Anayasaya aykýrý olduðu þeklinde anlaþýlamaz ve yorumlanamaz' diyerek insanlarýn düþünmesini ifade özgürlüðünü yorum yapmasýný açýkça sýnýrlandýrmaktadýr.
Mesela 42, 58 ve 134 maddeleri eðitim, gençliðin korunmasý ve kültür gibi konularda bir ideoloji dayatmaktadýr.
Dolayýsýyla ne kadar deðiþtirilirse deðiþtirilsin mevcut anayasa militaristtir, darbe anayasasýdýr demokratik deðildir.
Peki deðiþtirilebilir mi?
Karatepe'nin sivil bir anayasadan pek umutlu olmadýðýný anladým.
Konuþmasýnýn sonunda, madem kýrmýzý çizgiler var, sivil bir anayasa yapýlamaz hiç deðilse bu anayasanýn metni yeniden yazýlarak Türkçesi'nin düzeltilmesi temennisinde bulundu ki yerden göðe kadar haklý.
Berbat bir Türkçesi var anayasanýn.
Ancak ben sivil bir anayasa yapmanýn hala mümkün olduðu kanaatindeyim.
Çünkü Cumhur Ýttifaký SP, GP, DEVA, ÝP ve DP ile uzlaþabilir ve 360 engelini aþabilir diye düþünüyorum.