AK Parti 2023 Vizyon Belgesi’ni açýkladýðýndan beri Baþkanlýk Sitemini tartýþýyoruz. Bahçeli’nin hamlesiyle birlikte iþ biraz daha ciddiye bindi. Ne zaman Meclis’e gelir, Meclis safahatý ne kadar sürer, halkýn önüne ne zaman gelir vs, bunlarý konuþacak noktaya gelindi sonunda.
Bir de Bahçeli’nin çýkýþý anlamlandýrýlmaya çalýþýlýyor. Belli ki grup kararýyla olmasa da MHP ilgili anayasa paketinin referanduma gitmesi için ciddi destek verecek. Bunda pek þüphe yok. Ama bu, Bahçeli’nin referandumda baþkanlýk sistemini destekleyeceði anlamýna gelmiyor. Ak Parti ve MHP tabanýnýn birbiriyle kaynaþtýðý 15 Temmuz vasatýnda Bahçeli karþýt kampanyaya çok fazla asýlmazsa referandumda MHP seçmeninin de desteði alýnabilir. Nitelim mevcut anketler baþkanlýk sistemine destekte ciddi bir artýþ olduðunu gösteriyor.
Bahçeli’nin bu hamlesinin seçim sürecinin önünü açtýðý yorumlarý da yapýlýyor. Baharda yapýlacak bir referandum zaten sonuçlarý itibariyle yeni bir seçimi gerekli kýlabilir. Bahçeli’nin, partisini sistem deðiþikliði sonrasýna hazýrladýðý, ama en net olarak da Türkiye’yi daha fazla arafta býrakmama kararý ile bir anlamda Ak Parti’ye de meydan okuduðu söyleniyor. Kilit açýcý bir rol üstlenirken tabanýyla birlikte partisini de deðiþimin aktörü haline getiriyor Bahçeli. Baþkanlýk sistemine geçecekse Türkiye, bunda MHP’nin de tuzu olmuþ olacak. Ayný zamanda Meclis’e gelen öneride ister istemez MHP’nin çekince ve önerileri dikkate alýnacak, ki bu kesinlikle olmasý gereken bir þey.
Aksi bir sonuç çýkmasý halinde ise Bahçeli yine avantajlý konumunu koruyacak zira “Türkiye’yi bu tartýþmadan kurtardým. Ben destek oldum ama baþaramadýnýz” diyebilecek.
MHP kazanýr, CHP kaybeder
CHP’nin baþkanlýk sistemine karþý tutumunda bir deðiþiklik yok. “Seni baþkan yaptýrmayacaðýz” kampanyasýndaki argümanlarla konuþmaya devam ediyor. Þayet bu iþ referanduma taþýnýr ve CHP kendisi öneri getirmeyip, kuru bir hayýr kampanyasý yürütürse siyaseten hep kaybetmesine sebep olan o bilindik tavrýný yinelemiþ olacak. Oysa fiili bir durum var, artýk cumhurbaþkanýný halk seçiyor. Halk tarafýndan seçilmiþ olmasýna raðmen Meclis’in seçtiði cumhurbaþkanlarýnýn yetkilerini kullanýyor. CHP bunun deðiþmesi için kendi önerisini halka sunmadýðý müddetçe hem durumdan þikayet etme hakký olmayacak hem de mindere çýkmadan güreþ kazanmaya çalýþan kifayetsiz pehlivan durumuna düþecek. Ve böylece referandumun sonucu ne olursa olsun CHP yine kaybetmiþ olacak.
MHP ise sürece etki eden tavrýndan dolayý sonuç ne olursa olsun kazanacak.
FETÖ anayasa yazacaktý!
Fakat meseleye bir de þu tarafýyla bakmak gerek; Türkiye’de darbelerden sonra halkýn önüne yeni anayasa getirildi. ‘60 darbesi-’61 Anayasasý, ‘80 Darbesi-’82 Anayasasý. Biz bunu demokratik düzen içinde bir türlü baþaramadýk. Halen daha darbe anayasasýyla yönetiliyoruz. Sistem deðiþikliðine direnç göstermek bir yönüyle de darbe tehdidinin sürmesine razý olmaktýr.
15 Temmuz’da akþamý TRT ekranlarýnda okunan o sözde Yurtta Sulh Konseyi’nin darbe bildirisi de yeni bir anayasasý vadediyordu. Baþarabilselerdi yapacaklardý. Halkýn oylarýyla seçilen vekillerinin 10 senedir yapamadýðý yeni anayasayý halk sýkýyönetim altýnda sokaða dahi çýkamazken FETÖ yapýverecekti.
Neyse ki baþaramadýlar. 15 Temmuz’da halk o eski halk olmadýðýný gösterdi. Eþi görülmemiþ bir darbe giriþimini eþi görülmemiþ bir direniþle engelledi.
Soralým þimdi; darbeciler baþarsaydý yeni bir darbe anayasamýz daha olacaktý. Peki ya þimdi? Darbe engellemiþ bu halký darbe anayasasýyla mý yöneteceksiniz?