15 Temmuz sonrasý, “darbenin içeriði, onun bastýrýlmasý, olayýn sivil ayaðý, ABD’den hangi çevrelerin bu planýn içerisinde olduðu” sorularý, giderek cevap bulmaya baþladý. Gerçi bilgi kirliliði de söz konusu. Örneðin; 1. Ordu Komutaný Dündar’ýn, darbe gecesi Cumhurbaþkaný ile aralarýnda geçen diyalog, Cumhurbaþkaný’na “gelin Ýstanbul’a sizi korurum” haberi, asýlsýz çýktý.
Darbe giriþimi, onun bastýrýlmasý ve FETÖ baðlantýlý teröristlerin Türkiye’ye yönelik hain planlarýný konuþurken, bir kaç hususu da dile getirmeliyiz.
Hiç kuþkusuz o gecenin kahramanlarý; Aziz Milletimiz ve muasýrlar içerisinde örneði olmayan lider, Erdoðan’dýr.
O gece not ettiðim, baþka nüanslarý da paylaþmak istiyorum.
1. O gece Türk devletinin; kaotik rezil saldýrý içerisinde, bir kaç saatte bu darbe giriþimini bastýrabilecek refleksine sahip olduðuna,
2. Türk polisinin; zamanýnda, kýsmen de olsa FETÖ üyelerinin temizlenmesinin neticesini, emniyet mensuplarýnýn kahramanca Devleti ve Milletinin yanýnda nasýl vakar durduklarýna,
3. Ordumuz içerisinde; Devletinin bekasýný düþünerek, devreye girenlere ve halkýnýn tarafýný seçenlere de þahit olduk.
Lakin darbe öncesi; aylardýr darbeyle tehdit eden yazarlarýn, akademisyenlerin ve sanatçýlarýn da olduðunu hafýzamýza not ettik. Durmadan Erdoðan’ý ölümle tehdit eden dillerin olduðunu da unutmamak, aksine darbeden aylar, yýllar önce bu tehditleri yapanlarý tekrar gözden geçirmek gerektiðine inanmaktayým. Darbe öncesi, siyaseten boy gösteren ve darbe gününü iþaret ederek, deðiþim olacaðýný söyleyen, sivil görünümlü, darbeci zihniyetin de ortaya çýkartýlmasý þart olmuþtur.
15 Temmuz sonrasý; güzel þeyler olacaðýný, çok þeyin deðiþeceðini söyleyen Akþener’le, her konuþmasýnda “yurtta sulh, cihanda sulh” derken, darbe yapmaya çalýþan yurtta sulh komitesi ile bir alakasý olup olmadýðýný, “15’inden sonra her þey deðiþecek” derken, darbe giriþiminden haberi olup olmadýðýný görmemiz ve anlamamýz lazým.
Darbe giriþiminden; “devletin ilgili kurumlarýnýn önceden bilgisinin olup olmadýðý”, “neden önlem alýnmadý?” sorularý da, þu aralar sýk sýk sorulmaktadýr haliyle. Lakin diðer tarafýndan olaya baktýðýmýzda, “önceden bilinseydi ve önlenseydi, bu kadar iltihap haline gelmiþ vakanýn ortaya dökülmesine imkân olmazdý” diye düþünüyorum. Bedeli aðýr oldu. Lakin daha beter bedel ödenmesinin önüne geçmek için, böyle bir bedel ödemek gerekti maalesef! Bu ihanetin, FETÖ ile birlikte ABD’li bazý çevrelerce yapýldýðýný görmemek elde deðil. Tüm veriler, adres göstermekte. Lakin olayýn sivil ayaðý da çok önemli ve bu tablonun yorumunu, tüm ayaklarý görmeden tamamlayamayýz. Bazýlarý da FETÖ’nün ismini zikretmeden, darbe karþýtý gözükmeye gayret etti. Bunlara da dikkat etmemiz þarttýr. Ayrýca FETÖ’nün, masum insanlarý fiþlediklerine dair haberleri de göz önünde bulundurmalýyýz.
Kazakistan, Kýrgýzistan, Azerbaycan ve FETÖ’nün güçlü olduðu ülkelerde, bu örgüte ait olan kurumlarýn el deðiþtirdiðine dair haberlere, yalýngözle bakmamak lazým. Gelen bilgiler içerisinde, kurumlarýn FETÖ’den alýnýp, FETÖ baðlantýsý olup da deþifre olmayanlara verildiðine dair bilgiler de var. Bu ciddi bir durumdur. Kýrgýzistan Cumhurbaþkaný’nýn; Türkiye’ye yönelik dengesiz tutumunun altýnda da, bu ve benzeri ülkelerin içerisinde, ne kadar kritik noktalara kadar yükselebildiklerini, Cumhurbaþkanlarýný bile yönlendirebildiklerini ve yanlýþ bilgilerle hareket ettirebildiklerini görmekteyiz.
Esasýnda bu ülkelerin; Türkiye’nin tecrübesinden faydalanmalarý, o coðrafyadaki gelecek facialarýn önlenmesini saðlayabilir. Ayrýca tüm bu coðrafyada, bazý demokrat görünümlü Amerikancý ekiplerin, Türkiye’de darbeye destek veren duruþlarýyla, samimiyetsizliklerine ve Amerika’daki bazý istihbari çevrelerin darbe yapma kapasitelerinin, gelecekte bu ülkelerin istikbalini etkileyeceðini gördüklerine ve bu yönteme destek verdiklerine de þahit oluyoruz...