Herkes bilmeli ki bugün ne yaþanýyorsa Türkiye’nin bir gün mutlaka yaþamasý gerekenlerdir. Dün olmadý, bugün olmasa yarýn mutlaka bu sahneleri yaþayacaktýk. Devletin henüz yýkýlmamýþ derin dehlizleri var ve o dehlizler yýkýlmadan oralara her zaman adaylarýn olacaðýný unutmamak gerekir. Siyasal iktidar meþru, legal, rutin ve olaðan yürüyüþünü sürdürürken bu yürüyüþün zýddý bir hareketin olmasý beklenmedik sayýlmamalýdýr. Askerden, yargýdan ve Ergenekon’dan boþalan illegal alanlarýn sahipsiz býrakýlacaðýný düþünmek saflýk olurdu.
Bir gün bunu düþüneceðiz elbette ama o dehlizlerin yýkýlýþýna þahitlik yaptýktan sonra.
Yaþamakta olduðumuz darbe giriþimine baðlý olaylar ve operasyonlar dramatik olduðu kadar derin devletsiz bir hukuk devleti yaratmak için bir fýrsatýn da anahtarýdýr.
Böyle olduðu için 17 Aralýk darbe giriþimi sadece hükümetin, sadece Tayyip Erdoðan’ýn ve sadece AK Parti’nin deðil herkesin ortak sorunudur. Bugün, CHP ya da MHP veyahut da Erdoðan’la kindar hesaplarý olan bütün irili ufaklý kesimlerin gündelik çýkarýna hizmet ediyor görünebilir. Mesela, cemaatten alýnacak destekle muhalefetin birkaç belediye baþkanlýðý kazanma ihtimali hesap edilebilir. Ya da mesele algý operasyonu olduðuna göre, 17 Aralýk algýsý iktidarýn imajýna darbe indirebilir diye hesaplar yapýlabilir.
Daha þimdiden bu hesaplarýn fiyaskoya doðru koþtuðu malum....
Türkiye, yolsuzluðu deðil hükümete ve bizatihi Erdoðan’a karþý darbeyi konuþuyor. Konuþmak istemeyen bile kendisini kaçýnýlmaz olarak bu çatýþmanýn kavramlarýyla ifade etmek zorunda kalýyor.
28 Þubat darbesi, Danýþtay ve Dink cinayetleri, 367 skandalý, 27 Nisan bildirisi, Cumhuriyet mitingleri, Balyoz, Ayýþýðý giriþimleri, parti kapatma davasý, 7 Þubat kalkýþmasý neyse bugünkü manzara da odur. O vak’alardan murad edilen iktidar deðiþiminin karakteri her neyse bugünün karakteri de odur.
Ayný yoldan geçenler
Dolayýsýyla...
O gün kim hangi safta kalmayý tercih edip hangi sonucu almýþsa bugün de ayný þablon geçerli olacaktýr. Danýþtay sonrasý, 27 Nisan gecesi veya kapatma davasý sonrasý kim AK Parti’nin yenilgisine siyasi yatýrým yapmýþ ve sonrasý ne kazanmýþsa bugün darbe giriþimine yapýlan yatýrýmlarýn akýbeti de o olacaktýr. Tabiatý gereði olmak zorundadýr da... Eðer olmazsa, geride adýna devlet diyebileceðimiz bir mekanizma kalmayacaktýr.Ýllegal olanýn legal olana galip gelmesi düþünülemeyeceðine göre kimin AK Parti ile veya Erdoðan’la hesabý varsa bunu darbe kayýðýna binmeden görmek mecburiyeti vardýr.
Darbeden sadece darbeci kazanýr, o da ayrý bir gerçek.
Bugün cemaatin içine düþtüðü sarmal da bu gerçeðin dýþýnda deðildir. Kazanmak için önce meþru olmak, hukuk sýnýrlarý içinde bulunmak ve bütün siyasi aktörlerle ayný kurallara tabi olmak þarttýr.
Ýktidar mücadelesine giriþtiði andan itibaren Gülen grubunun varlýk tanýmý bu temel þartlarýn hiçbirisine uymamaktadýr. Ne devlet içindeki kadrolaþma prensibinin legalitesi kalýr, ne hukuka uyar, ne de “seçilmiþlik” þartýyla; yani demokrasiyle uyumdan söz edilebilir.
Kendini bitirme planý
Böyle olduðu için, iktidara karþý hayati bir saldýrý baþlattýktan sonra dini, manevi ve sivil karakter de kimseye meþruiyet saðlamaz. Zira, o kavramlarýn hepsi birer paravana dönüþür. Ki, bugün 17 Aralýk’tan bugüne kadar geçen o kýsa süre bile cemaatin 40 yýllýk temel özelliklerini unutturmaya yetmiþtir.
Bunu yapan; cemaati varoluþ karakterinden uzaklaþtýran iktidar da deðildir, Erdoðan da...
Seçilmiþ iktidara ve seçilmiþ Erdoðan’a; dolaysýyla da devletin hukuki ve legal karakterine karþý pozisyon almak tabiatý gereði bu sonucu doðurmuþtur. Manzara böyleyken çýkýp “Gülen Grubu’nu bitirme planý var...” vs. gibi naralar atmanýn anlamý yoktur. Böyle bir plan varsa bu ancak bir cemaatin kendi kendini bitirmeye ahdetmesinden ibaret olabilir.
Cemaat sözcüleri ve kamuoyunda cemaati ilzam eden bütün fiil ve eylemler bizatihi bir kendi kendini tüketme öyküsüne dönüþmüþtür. Tekrara hacet yok... Cemaatçi savcý ve polislerin bütün giriþimleri, cemaat vakfýnýn bütün açýklamalarý, cemaat medyasýnýn adanmýþ halleri ve bizatihi Fethullah Gülen’in verdiði veya vermediði mesajlar ayný öyküyü tekrar tekrar anlatýyor.