Balyoz davasýyla ilgili kararlar açýklandýktan sonra, gazetelerde yapýlan yorumlarý dehþetle izliyorum. Elbette, generallerin aldýðý cezalarý ‘iyi oldu’ diye karþýlamak hoþ bir durum deðil. Bazý insanlar, cezaevinde yatacak diye ‘mutluluk’ duyma sadistliði içinde olamayýz.
Ama bir gerçek var ki, Darbe yapmak da bir insanlýk suçudur. Ayný þekilde, fiili darbe teþebbüsünde bulunmak da bir insanlýk suçudur. Evet, mahkum olan askerlerin aileleri acý ve üzüntü içinde.
Ancak unutmayalým ki, eðer Balyoz darbe planý gerçekleþmiþ olsaydý, belki binlerce insan ölecek ve yine binlerce insan da acý çekecekti. Ve de darbe yapanlarý yargýlamak mümkün olmayacaktý.
Bugün geriye dönüp baktýðýmýzda, neredeyse toplumun büyük bölümünün klasik ve postmodern darbelerin maðduru olduðunu görebiliriz.
1960 darbesi, bu ülkenin baþbakanýný ve bakanlarýný asmýþtýr. Bu insanlýk suçunu iþleyen generaller yargýlanmýþ mýdýr? Hayýr...
***
12 Eylül darbesinde, gencecik insanlar idam edilmiþ, sayýsý yüzbinlere varan insan sorgusuz sualsiz tutuklanmýþ, yine binlerce insana iþkence edilmiþ, binlerce insan da vatandaþlýktan çýkarýlmýþtýr. Peki, darbeciler yargýlanmýþ mýdýr? Hayýr... Bugün yargýlama süreci baþlamýþtýr ama kala kala elde iki yaþlý darbeciden baþka ortalarda kimse yoktur.
Ayný þekilde, 28 Þubat postmodern darbesiyle ülkenin büyük çoðunluðu potansiyel suçlu ilan edilmiþ, yüzbinlerce insan fiþlenmiþ, üniversite kapýlarý yüzlerine kapatýlan binlerce gencin hayatý karartýlmýþ, ülkenin ekonomik hayatý haramilere teslim edilmiþtir.
Peki, Türkiye’ye bu acýlarý yaþatan darbeciler yargýlanmýþ mýdýr? Hayýr... Þimdi, yeni yeni baþlayan yargýlama süreci, acýlarýn biraz olsun telafisi için bir imkandýr.
Evet, darbeciler Türkiye’nin yaklaþýk 60 yýlýný darbelerle kabusa çevirdiler ve büyük acýlar yaþattýlar. Bütün bunlara raðmen, bazý gazetecilerin Balyoz davasý ile ilgili kararý bir hukuk ayýbý gibi sunmalarý, kelimenin tam anlamýyla bir talihsizliktir ve de gazetecilik adýna bir utanç fotoðrafýdýr.
Bazý kalemlerin, geçmiþ darbe dönemlerindeki maðduriyetleri tek tek sýralayýp, iþ Balyoz darbe planýna gelince masumiyet þarkýlarý söylemelerini anlamak mümkün deðildir. Herhalde, plan gerçekleþip binlerce insan ölseydi daha mutlu olacaklardý. Belki o zaman da, Boðaz’a karþý viskilerini yudumlarken “vah vah, keþke bunlar hiç olmasaydý” diye hayýflanýp sahte gözyaþý dökerlerdi...
Öyle anlaþýlýyor ki, bazý gazeteci ve yazarlarýn içindeki darbe ruhu bütün þiddetiyle yerli yerinde duruyor. Mesela bir yazar, Ergenekon ve Balyoz davalarýný, darbe dönemlerinin yargýlamalarýyla ayný deðerde görebiliyor. Böylesi bir yaklaþýmý, ruhu darbelerle malul bir kalemden baþka kim yapabilir ki...
Bir de, Balyoz davasýyla ‘alenen ikiye bölündük’ diyerek darbeciler için gözyaþý dökenler var ki, tam bir hezeyan hali. Darbecilerin gönüllü avukatlarýna sormak gerekiyor, darbe dönemlerinde binlerce insan iþkenceye uðrarken, gencecik hayatlar söndürülürken, yüzbinlerce insan potansiyel suçlu olarak damgalanýrken acaba Türkiye kaça bölünüyordu?
STAR vites yükseltiyor
STAR gazetesinin, Üstad Necip Fazýl’ýn Büyük Doðu dergisi, Sesli Ýslam Kültür Hazinesi ve Hac Umre rehberini vermesi okuyucularýnýn büyük teveccühüne mazhar oldu. Büyük Doðu dergisini verdiðimiz Cumartesi günleri gazetemizin net satýþý 151 bin 292 oldu. 17-23 Eylül tarihleri arasýndaki ortalama net satýþýmýz ise 136 bin 207 oldu.