Býrakýnýz “bazý demokrat!” aydýnlarýmýz hep bir aðýzdan anlaþmýþlar gibi hiç es vermeden ‘Asker ayaðý olmadan darbe giriþimi mi olur?’ diye feveran ededursunlar...
Bizler Gezi Parký eylemlerinde olaylarýn geliþimini de sonrasýnda neyin hedeflendiðini de gayet iyi biliyoruz. Bir satranç oynar gibi tüm hamleleri özenle planlanmýþ Gezi Parký eylemlerinin arkasýnda ‘asker olmasa da olur’ diyen Ýstanbul ‘sermayesi ve medyasý’ olmak üzere iki önemli ayaðý ‘çözüm süreci ve Erdoðan’ý devirmek’ gibi de iki önemli hedefleri vardý. Býrakýnýz gazetelerinin tüm sayfalarýný cömertçe ‘ilan haber’ tadýnda Gezi Günlüklerine açarak millete aptal muamelesi çekmeye devam ededursunlar!
Gezi Parký’yla baþlatýlan ve bütün Türkiye geneline deðiþik tezahürlerle yansýyan olaylar silsilesi ‘Sermaye ve medyanýn bu kez TSK’yý yanlarýna çekemeden baþlattýklarý darbe giriþimi’ olarak tarihte yerini alacaktýr. Ben de ‘bazýlarýmýz’ gibi Gezi Parký sürecinin Türkiye açýsýndan bir milat olduðunu ve Gezi’yle birlikte yeni bir döneme girdiðimizi hatta bundan sonra hiçbir þeyin eskisi olmayacaðýna inanýyorum.
Olmamasý gerektiðine de...
Madem ki Gezi Parký, baþarýsýz da olsa Türkiye’de sermayesiyle medyasýyla laik Kemalist, ulusalcý kesimin giriþtiði bir darbe kalkýþmasýdýr, Türkiye’nin eski defterini kapatýrken ‘bazý’ hesaplarý silmemek gerektiðine bilakis Gezi’den sonra eski defterdeki hesaplarý oturup tek tek baþtan muhasebe etmek gerektiðine inanýyorum.
Asker kýþlasýna çekilmiþ durumda. Fazlasýyla kýþkýrtýldýðý halde tankýný alýp postalýný giyip darbe hezeyanlarýna kapýlmadý elbette.
Askerin kýþlasýna çekilmesinde Ergenekon, Balyoz davalarý kadar 12 Eylül, 28 Þubat davalarýnýn etkisi büyük ancak 28 Þubat davasýndan içeriye alýnan Çevik Bir’in acý akýbetinin, daha düne kadar kol kola olduðu dostlarý tarafýndan yalnýz býrakýlmasýnýn etkisi de büyük.
Asker aptal gibi tank sürecek, postal giyecek, elinde dipçik toplumu sindirecek, medya kazanacak, sermaye kazanacak, CHP kolay yoldan iktidara gelecek tüm hesabý asker ödeyecek!
Bugün fiili olarak bir önem ifade etmese de askeri darbelerin yasal gerekçesi olarak kullanýlan 35. Madde’yi mevzuattan temizlemek önemli ve caydýrýcý bir adýmdýr.
Asker tamam.
Peki ya özellikle Ýstanbul sermayesi ve medyasý?
Bizde 1960 yýlýna kadar Cumhuriyet’in zengin ettiði, cebine para koyduðu sermaye sahipleri var bu sermaye sýnýfý kendileri normal yoldan zenginleþmeyi bilmedikleri için 1960’dan sonra da askeri müdahalelerden ve darbelerden zengin olmuþlardýr.
Türkiye’de askeri darbeler, müdahalelerden küçük esnaf ve sermaye sahipleri zarar görürken ‘bazý sermaye’ sahiplerinin ise yüzünü güldürmüþtür hep.
AK Parti iktidarý döneminde ülkeye gelen istikrar toplumu, küçük esnafý mutlu ederken büyük sermaye gruplarýný rahatsýz etti.
AK Parti döneminde de fazlasýyla kazandýlar ancak Türkiye’nin istikrarsýzlýk döneminde, kaos döneminde, koalisyonlu dönemlerinde kazandýklarýnýn yanýnda devede kulak sayýlýr. Ayrýca pastadan pay alan yeni ama farklý renkte, yani yeþil sermayedarlarýn sayýsý arttý. Bütün darbeler asýl itibariyle topluma karþý yapýlýr ancak iþin ekonomik tarafýný unutmamak gerekiyor. 28 Þubat post-modern darbesi de ayný zamanda Ýstanbul sermayesi ve Yeþil sermaye arasýndaki bir mücadeleydi.
Baþörtülü kadýna merdiven altýný reva gören zihniyetin sermaye-medya uzantýsý Yeþil sermayeye de sadece Anadolu bayiliðini layýk gören zihniyetin bir kalkýþmasýydý ayný zamanda.
Alýþkanlýklarý býrakmak kolay olmuyor maalesef.
Ýstikrarsýzlýk dönemlerinden kolaydan para kazanmak varken hem çalýþýp hem de az kazanmak iþlerine gelmiyor. Maalesef.
Bir iþ adamý Türkiye’de istikrar varken, iyi kazanýyorken ‘Çapulcuyum çapulcu’ diye sokaklara dökülebiliyorsa...
Mevzuat temizlendi. Darbelerin içinde yer alan Ýstanbul sermayesi ve medya patronlarý, gazeteciler, aydýnlar, STK’lar, odalar da yargý önüne çýkmalý. Bu kez geç kalýnmadan.
Evet Gezi’den sonra bu ülkede hiçbir þey eskisi olmamalý!