Dün, iyi niyetle, safça, öyle olduðunu umarak, Kemal Kýlýçdaroðlu’nun, “Havalimaný halk tarafýndan kuþatýlýnca(yani tanklar o bölgeden ayrýlmak zorunda kalýnca), korumalarý eþliðinde güvenli bir þekilde dýþarý çýkarýlýp makam aracýna bindirildiðini, sonra da ‘güvenli’ bir yolculukla Bakýrköy Belediye Baþkaný’nýn güvenli evine kaçýrýldýðýný” yazmýþtým.
Öyle olmamýþ...
Kýlýçdaroðlu, VIP salonu önünde bekleyen tanklarý görünce, ilk refleks olarak içeri kaçmýþ.
Darbe bilgisinden haberdarmýþ, evet...
En azýndan, tanklarý görünce, “Bunlar da nereden çýktý?” diye þaþýrmamýþ.
Orada olacaklarýný biliyormuþ...
Belki de, seyahatini engelleyeceklerini konduramamýþ ve muhtemelen bunun verdiði þaþkýnlýkla “ilk refleks” olarak içeri kaçmýþ.
Bilemiyorum...
Bildiðim þu:
Kesin bilgi bu: Tanklar, havalimaný halk tarafýndan kuþatýldýðý için deðil, “bir yerlerden emir geldiði için” oradan uzaklaþmýþ.
Daha doðrusu, bir “rica” üzerine uzaklaþtýrýlmýþ.
Soru þu:
Ricada bulunan kimdi?
Hemen cevabýný yapýþtýrýyorum:
Ricada bulunan, Kemal Bey yahut VIP salonunda bekleyen karþýlama heyetinden birileriydi...
Bu durumda soru, bir baþka soruyu icbar ediyor:
Kemal Bey, tanklarýn yolu açmasý için kimi aradý, daha doðrusu kimden (yahut kimlerden) yardým istedi?
Ýstanbul Valisive Emniyet Müdürü’nü arayamazdý (ki, böyle bir “rica telefonu” gelmediðini bu iki isim de hemen teyit edecektir), çünkü hem Vali, hem Emniyet Müdürü darbecilerin tarassudu altýndaydý; o zor þartlarda bir taraftan darbecilerle köþe kapmaca oynuyor, bir taraftan direniþçilerin emniyetini saðlamak için insanüstü bir mücadele veriyorlardý. Tanklarýn hedefindeydiler...
Birinci Ordu Komutaný’ný arayamazdý...
Darbe hiyerarþisinin dýþýnda tutulan Birinci Ordu Komutaný o sýrada Ýstanbul Valisi’yle birlikte “ele geçmeme” savaþý veriyordu.
Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Trafik Þubesi’ni arayamazdý...
Bu þube de darbe hiyerarþisinin dýþýnda tutuluyordu...
Hülasa...
Meþru makamlardan hiçbiri, o saatte, Kemal Bey’in ricasýna olumlu cevap veremezdi ve tanklarý o bölgeden çekemezdi.
Ýçeride (yani VIP salonunda) 12 dakika süreyle beklediðini/bekletildiðini biliyoruz.
Ne olduysa, o “12 dakika” içinde oldu.
Kemal Bey ve “heyeti”, tanklarýn yolu açmasý için kimi aradý, hangi makamlarla temas kurdu?
Bu soruya cevap vermek zorundadýr.
Cevaplamasý gereken baþka sorular da var elbette:
Darbenin en kilit ismi Adil Öksüz’ün “MÝT ajaný” olduðuna iliþkin bir iddiada bulunmuþtu. Bunu da, elinde dolaþtýrdýðý “düzmece” bir belgeye dayandýrmýþtý.
FETÖ mamulü olduðu kuþkusuz bu belgenin hangi aracýlarla kendisine ulaþtýðýný, hangi yollarla servise sokulduðunu da açýklamak zorundadýr.
Ýki yýl kadar önce de, “Elimde, Tayyip Erdoðan’ýn, Baykal’ýn kasetini izlediðine iliþkin görüntüler var” demiþti.
Bu görüntüleri nasýl edindiði sorulduðunda, “Birileri genel merkeze getirdi, oradan izledim” cevabýný vermiþti.
Peki, kimdi o “birileri” ve ellerinde yasak görüntülerle CHP genel merkezinde ne arýyorlardý? Kýlýçdaroðlu niçin polisi aramamýþtý? Hadi polisi aramamýþtý, eþkal bildirebilir miydi?
Eþkal bildiremezmiþ, çünkü gelenler maskeliymiþler...
Doðan Medya Grubu’nun þebeði, “Kýlýçdar da, Kýlýçdar... Baþka bir þey bilmez misiniz?” diye zýrlýyor ama biz bu sorularýn cevabýný merak ediyoruz.
Kemal Bey’den de rica ediyoruz:
Sen mi açýklarsýn, yoksa itirafçýlarýn “itiraflarýný” mý bekleyelim?