Darbecilerin Cumhuriyetçi diye geçindiði tuhaf ülkem…

Cumhuriyet rejimi demokrasinin tatbiki açýsýndan en elveriþli rejim. Halkýn kendi yöneticilerini kendi özgür iradesiyle seçtiði bu rejim kuþkusuz hepimiz için en önemli deðerlerden. Nitekim 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý, hem devlet erkaný hem de vatandaþlar tarafýndan türlü etkinliklerle kutlandý. 

Fakat Cumhuriyet rejiminin askeri darbelerle kesintiye uðradýðý dönemleri de yaþadýk. En son 15 Temmuz 2016'da TSK'ya sýzmýþ FETÖ'cülerin tertip ettiði darbe, destansý millet direniþiyle alt edildi de Cumhuriyet bir kez daha kesintiye uðramaktan kurtuldu.

Anayasa'nýn askýya alýndýðý, millet iradesinin askerin kontrolüne geçtiði darbe dönemlerinin ülkeye maliyet hep çok büyük oldu.

***

Darbe mekaniði iþletilirken ülke önce kutuplaþtýrýlýr, kardeþ kardeþe düþürülür, sosyolojik fay hatlarý harekete geçirilir ve nihayet darbe için uygun ortam hazýr olduðunda düðmeye basýlýrdý. Cumhuriyet rejiminin askýya alýndýðý darbeler dolayýsýyla Türkiye kendi sorunlarý siyaset yoluyla çözebilecek ehliyete kavuþamaz, bu yetersizlik de mütemadiyen askerin elinin siyasetin üzerinde olmasý için mazeret sayýlýrdý. Bir þeyleri deðiþtirmeye niyetli siyasetçiler de zaten kefeniyle bu yola girmek zorundaydý. Çünkü ülkenin, cumhuriyetin anlamýna uygun olarak çok partili rejime geçildikten sonra seçilmiþ olan ilk baþbakaný "Cumhuriyet elden gitmesin" diye idam edilmiþti.

***

Böyle böyle halkýn kendi kendini idare etmesinin aracý olan Cumhuriyet'i, ülkenin birlik ve dirliðinin deðil ayrýþtýrmanýn, kutuplaþtýrmanýn, düþmanlaþtýrmanýn aracý haline getirdik. Cumhuriyetimizi Anadolu'yu düþman iþgalinden kurtaran ayaðý çarýklý, baþý yazmalý kadýnlarýn erkeklerin deðil de “Edirne'ye Enver gireceðine Bulgar girsin” diyen zihniyetin belledik. Bir yaþam tarzý Cumhuriyetine çevirdik ülkeyi.

Koskoca Osmanlý Ýmparatorluðu'nun 600 yýllýk köklü tarihinden güç almak, sýrtýmýzý o tecrübeye yaslamak yerine Cumhuriyeti ilan ettiðimiz 1923'ü, Türkiye devletinin kuruluþ tarihine çevirdik. Köksüz, özgüvensiz, Batý hayraný, kendi insanýna yabancý, dahasý onu aþaðýlayan bir “Cumhuriyet nesli” yetiþtirdik. Ve ne yazýk ki bu prototipin en aðýr basan vasfý Batýcýlýðý. Ülkesi adýna tek deðerli gördüðü þey Batý'yý taklit etmek.

***

Önceki gün sözde bu ülkenin sanatçýsý, aydýný sayýlan bazý kimselerin sosyal medyadan yaptýðý paylaþýmlar, bir arpa boyu yol alamadýðýmýzý da gösterdi. Hala ayný dýþlayýcý, düþmanca söylem. Hala ayný gardýrop cumhuriyetçiliði. Cumhurun ekseriyetine karþý aþaðýlayýcý bir bakýþ. Baþý açýk, saçý sarý Dilek Ýmamoðlu'nu “Ýþte tam bir Cumhuriyet kadýný” diye takdim etmenin sakilliðine, seviyesizliðine, görgüsüzlüðüne mi yanasýn yoksa neredeyse 100 yaþýna basacak olan Cumhuriyete dair bitmeyen güvensizliðe mi?

Daha beteri; bu yýlki Cumhuriyet Bayramý kutlamalarýnýn “düþman iþgalinden kurtuluþ” olarak nitelenmesi. Belediye baþkanlýklarýný CHP adaylarý kazanýnca, Cumhuriyet Bayramý kutlamalarýný “Ankara ve Ýstanbul'un düþman iþgalinden kurtuluþu” olarak resmetmeye çalýþan bir kýt akýllýlýk, pespayelik, rezillik, gavurluk... Ne derseniz olur da beni derin bir acýma duygusu kapladý. Ýnsanýn içine böyle bir nefret otað kurmuþsa o artýk nasýl mutlu olsun ki? Kim sever ki böylesi nefret dolu bir nefsi... 

Sosyal medyadaki trollerden bahsetmiyorum. Bu ülkenin yetiþtirdiði kamusal iþler yapan insanlar bunlar. 

Bu kadar nefret dolu bir kalbin, saðlýklý bir zihinle yan yana olmasý mümkün deðil. Nefret varsa akýl yoktur, nefret varsa zeka dumura uðrar, nefret varsa iyi niyet kaybolur, nefret kaplamýþsa her yanýnýzý esirisiniz artýk onun. 

Yüreðinde nefret olanlarýn aklýna uymamak en doðrusu. Bu ülke hepimizin. Atsak atýlmaz, satsak satýlmaz bu nefret yüklü hamallarla paylaþacaðýz ülkemizi. Allah ýslah etsin onlarý...