Darbeden altý ay önce... Bugün birçoðu “Pis FETÖ” türünden sahtekârca laflar ediyor, “Darbe giriþimi de çok fena oldu caným” gibilerden zevahiri kurtarmaya çalýþan açýklamalar yapýyor ama hepsi de “görev” addedip o gün FETÖ toplantýsýna koþtular.
Darbe baþarýlý olsaydý, “Erdoðan’ýn otoriterleþmesi bu darbeyi kaçýnýlmaz kýldý” deyip, yeni duruma göre pozisyon alacaklardý.
Murat Belgeyýllardýr bunun alýþtýrmasýný yapýyordu, “Hiç temenni etmem ama...” cümlesinin arkasýna sýðýnarak 27 Mayýs benzeri bir darbeyi müjdeliyordu: “Erdoðan otoriterleþmesini sürdürürse 27 Mayýs benzeri bir müdahale gündeme gelebilir.”
Geldi iþte...
Emir-komuta zinciri dýþýna çýkmýþ Fetullahçý subaylar, 27 Mayýs’ta olduðu gibi, bir “kadro darbesine” yeltendiler.
Bunu yapacaklarý biliniyordu.
Murat Belge de biliyordu.
Bildiði þey gerçekleþtiði halde, darbe giriþimi karþýsýndaki soðukluðunu (anlayacaklarý ifadeyle söylersek, “nesnelliðini”) korumaya devam ediyor.
Darbeden altý ay öncesine dönelim.
Bir “darbe örgütlenmesi” olduðu ortaya çýktýðý halde, memleketin okumuþ yazmýþ takýmý, “görev” telakki edip, maalie, FETÖ’nün Abant toplantýsýna katýldýlar.
Bir de bildiri yayýnladýlar.
Bildiride þöyle deniyordu: “Kürt sorunu merkezli çok yönlü þiddetin yoðun olarak yaþandýðý Sur ve Cizre ilçeleri baþta olmak üzere, Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nde sivil insanlarýmýz zarar görmekte, göç etmek zorunda kalmakta ve kadim kültür mirasýmýz yok edilmektedir.”
Kimler “sivil insanlarýmýza” zarar veriyordu?
Hangi güç insanlarýmýzý göç etmek zorunda býrakýyordu ve bu insanlar nereye sýðýnýyordu?
Kadim kültürümüzü temsil eden camiler ve tarihi yapýlar kimler tarafýndan ateþe veriliyordu?
Bunlarý cevabý yok...
Çünkü bildiride bir tek “PKK” ifadesi geçmiyordu.
Peki, kimler “görev” telakki edip FETÖ toplantýsýna koþtu?
Düne kadar, cemaat dendiðinde tüyleri diken diken birçok Kemalist-ulusalcý deðer...
Ek olarak kimi Cumhuriyet yazarlarý: Nuray Mert, Ahmet Ýnsel ve elbette (huzurlarýnýzda) Aydýn Engin...
HDP’den Hüda Kaya...
Hani Meclis’te yaptýðý konuþmada, “Býrakýn bu Yasin Börü edebiyatýný” diyen ve hiç utanmayan kariyerist hanýmefendi.
Eski Kültür ve Turizm Bakaný Ertuðrul Günay...
Kalan ömrünü bir “Fetullahçý” olarak tamamlamaya azmetmiþ eski Dýþiþleri Bakaný Yaþar Yakýþ...
Kambersiz düðün olur mu?
Nazlý Ilýcakda hocasýnýn çaðrýsýna koþup Abant’ý þenlendirenler arasýndaydý.
Bitti mi?
Murat Belge de oradaydý... Ve Murat Belge’ye (yani ustasýna) hayran olmak dýþýnda ayýrýcý bir vasfý bulunmayan Birikim dergisi genel yayýn yönetmeni Ömer Laçiner... Ki, “Yüzde 40’ýn üzerinde oy almasý durumunda Erdoðan demokrasi dýþý yollarla mutlaka indirilmelidir” demiþliði vardýr. Muhtemelen “darbe yancýsý” olarak oradaydý. Bu ikili varsa, mutlaka içki servisi de yapýlmýþtýr...
Bitti mi?
Baskýn Oran, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç, Þahin Alpay, Reha Çamuroðlu, Eser Karakaþ, Mehmet Altanve Ferhat Kentel de katýlýmcýlar arasýndaydý..
Biliyorsunuz, sonuncusu (yani Ferhat Kentel), bir FETÖ operasyonundan kýl payý kurtulmuþtu. Birileri “KCK sanýðý” yapmak için çok uðraþmýþlardý Ferhat’ýmýzý... “Erdoðan nefreti” baskýn geldiði için, ayný birileri bu kez “Abant Platformu üyeliðiyle” taltif ettiler onu. Alan razý veren razý olduktan sonra bize söz düþmüyor. Birbirlerine hayýrlý olsunlar.
Peki, ben bu yazýyý niçin yazdým?
Fetullah’ýn darbesi “ben geliyorum” diye baðýrdýðý halde kim nerede eðleþiyormuþ, kimler “zihnen” darbeye hazýrmýþ?
Bilinsinler...
Bilinsinler ve niçin ahlaki üstünlüklerini yitirdiler, görülsünler!