ABD eski Baþkaný George W. Bush ile Pentagon’a danýþmanlýk yapan Michael Rubin, kýsa süre önce “Türkiye’de ordu yönetime el koyabilir” yorumunda bulundu.
Yine ABD’nin eski Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney’nin Ulusal Güvenlik Danýþmaný John Hannah da “Türkiye’de askeri darbe ihtimali var” yorumunda bulundu.
Son zamanlarda ABD’nin Washington Post gibi yayýn organlarýnda da Türkiye’de askeri darbe olasýlýðýndan söz eden yorumlar çýkar oldu.
Peki buna karþý millet olarak nasýl bir tavýr almalý?
Bu konuyu ele almanýn ve bu konuda bir anýmý anlatmanýn tam zamaný.
Askeri darbeyle iki kez devrilmiþ Süleyman Demirel’e bir görüþmemizde, “12 Eylül darbesinden sonra Bülent Ecevit’le gözaltýna alýnýp götürüldüðünüz Hamzakoy’da ikinizi de bir duvarýn önüne koyup kurþuna dizselerdi ve bunu da televizyondan millete izletselerdi, milletin tepkisi ne olurdu” diye sormuþtum.
Demirel acý acý gülümseyip “27 Mayýs darbesinden sonra Adnan Menderes idam edildiðinde milletin tepkisi ne olduysa o olurdu” demiþti.
Düþündürücüdür ki, 12 Eylül darbesi öncesinde iktidarýn baþýndaki Süleyman Demirel ile ana muhalefetin baþýndaki Bülent Ecevit, toplamda milletin yüzde 85’inin oyunu almýþ iki liderdi.
Ve Demirel’e göre, darbeciler kendisi ile Ecevit’i bir duvarýn önüne koyup kurþuna dizseler, bunu da televizyondan millete izletseler, millet 27 Mayýs darbesinden sonra Baþbakan Adnan Menderes’in idamýna nasýl tepki göstermediyse, buna da tepki göstermezdi.
Ne yazýk ki millet yüksek oranda oy verip iktidara getirdiði Baþbakan Adnan Menderes’in idamýna tepki göstermemiþti.
Adnan Menderes’in eþi Berin Menderes anýlarýný bana anlatýrken de “Millete küsülmez, ama bu konuda millete kýrgýným” demiþti.
Berin Menderes o güne kadar hiçbir gazeteciye deðil anýlarýný anlatmak, tek cümle bile etmemiþti. Menderes ailesine en yakýn gazetecilerin bile röportaj isteklerini hep geri çevirmiþti.
1986 yýlýydý; genç bir gazeteciydim.
Þimdi Milliyet gazetesi yazarý olan Güneri Civaoðlu, o zaman Güneþ gazetesini yönetmekteydi.
Yazarý olduðum Güneþ gazetesinde yayýnlanmak üzere Berin Menderes’ten bana anýlarýný anlatmasýný istedim.
Hiç tereddüt etmeden “Biliyorsun bugüne kadar hiçbir gazeteciye tek cümle bile etmedim; ama sana anýlarýmý anlatacaðým. Çünkü ancak sana güvenebilirim” dedi.
Berin Menderes’in bana anýlarýný anlatacaðýný Güneþ gazetesinin Genel Yayýn Yönetmeni Güneri Civaoðlu’na haber verdiðimde inanamadý; “Ciddi olamazsýn” diyerek hayret etti.
Ancak iþin ciddi olduðunu anlayýnca da TRT’de de yayýnlanan büyük bir reklam kampanyasýna giriþti.
Bu reklam kampanyasý “Berin Menderes anýlarýný ilk kez Lütfü Oflaz’a anlattý” þeklindeydi.
Ýþte Berin Menderes anýlarýný bana anlatýrken sýk sýk tanýk oldum ki, darbecilerin eþi Adnan Menderes’i idam etmesine tepkisiz kalan millete küskün deðildi; ama o kadar kýrgýndý ki.
Bütün bunlarý anlatmaktan amacým þu ki, artýk millet seçtiklerinin darbelerle devrilmesine tepkisiz kalmamalý.
Seçtiklerine sahip çýkmalý.
Artýk darbeciler milletin seçtiklerini idam sehpalarýnda kýrmamalý.
Millet adeta bir darbekýran olup darbeleri kýrmalý!