Darbekıranlar kırdı; darbesavarlar savdı!

Son bir ayda darbe ihtimali üzerine peş peşe yazılar yazmıştım.

Hatta “Darbeler artık geride kaldı; niye darbe ihtimali üzerine yazılar yazıyorsun” diye de tepkiler almıştım. 

İşte o darbe ihtimali üzerine yazdığım yazılarda millete çağrılar yapmıştım.

Mesela daha iki hafta önce, 30 Haziran tarihli ve “Darbekıran olup darbeleri kır” başlıklı yazımda millete şöyle seslenmiştim:

Artık millet seçtiklerinin darbelerle devrilmesine tepkisiz kalmamalı. Seçtiklerine sahip çıkmalı. Artık darbeciler milletin seçtiklerini idam sehpalarında kırmamalı. Millet adeta bir darbekıran olup darbeleri kırmalı!

14 Haziran tarihli ve “Onlar darbesever; biz darbesavar” başlıklı yazımda ise, ülkemizde yeni bir darbenin yolunu gözleyen darbeseverlerden bahsedip, millete şöyle seslenmiştim:

Evet, gizlisiyle açığıyla darbesever bunlar. Bir de bizim gibi darbecilerin tanklarının karşısına dikilip, darbesavar olmak isteyenler var. Bilinmelidir ki, darbecilerin tanklarının karşısına dikilecek darbesavarlar ne kadar çok olursa, darbecilerin işi o kadar zor olur.

İnternete, arşivlere girildiğinde görülür ki, tarihimizin en zalim darbesi olan 12 Eylül darbesini yapanların tanklarının karşısına dikilen benden başka kimse yoktu.

27 Mayıs’tan bu yana yapılmış darbelerde, darbecilerin tanklarının karşısına dikilen de yoktu.

Ama önceki günkü 15 Temmuz darbesine girişenlerin tanklarının karşısına dikilen çoktu.

İşte onun içindir ki darbecilerin işi zordu.

Millet darbekıran olup darbeyi kırdı!

Millet darbesavar olup darbeyi savdı!

 Ta 27 Mayıs darbesinde yapılması gereken yapılmış oldu.

Milletin darbekıran, darbesavar olması geç oldu; güç oldu; ama sonunda oldu.

Artık darbeseverler biliyor ki, karşılarında darbesavar bir millet var.

Artık darbeciler biliyor ki, karşılarında darbekıran bir millet var.

Değil 27 Mayıs’taki gibi seçtiklerinin asılmasına, seçtiklerinin kılına bile dokunulmasına tepkisiz kalmayacak bir millet var.

Hem darbe dediğiniz nedir?

Milletin iradesine tecavüz etmek değil midir?

Dünyanın en iğrenç tecavüzcüleri de milletin iradesine tecavüz eden darbecilerdir.

O millet ki, subaylarına ta ortaöğretimlerinden beri her şeyini verir.

Yemez yedirir, giymez giydirir.

Ailelerine beş kuruş para harcatmadan onları yetiştirir.

Subay olduklarında onlara yüksek maaşlı, lojmanlı, orduevli, beş yıldızlı bir hayat verir.

Verdiği vergilerle onlara böyle bir hayat sunar.

Peki millet bunu niye yapar?

Tecavüzcü olsunlar; demokrasiye habire tecavüz etsinler diye mi yapar!

Milletin parasıyla alınmış tankların, uçakların, silahların zoruyla milli iradenin ırzına geçsinler diye mi yapar!

Dünyanın en iğrenç tecavüzcüsü olan darbecilere lanet olsun.

Darbeseverlere yuh olsun.

Darbesavar, darbekıran olanlara helal olsun.

Darbeler tarihimiz de dileriz ki önceki günkü darbe teşebbüsüyle kapanmış olsun.

Darbecilerin gidişi olsun, gelişi olmasın.

Ama gelecekleri varsa, artık görecekleri de var; bu da kulaklarına küpe olsun!